Cumhuriyetin 102. yıl dönümü, Antalya’da büyük bir heyecanla karşılandı. Antalya Valiliği koordinesinde düzenlenen kutlama etkinlikleri 26 Ekim itibarıyla başladı. Kentin dört bir yanında çeşitli programlar gerçekleştirilirken, 28 Ekim’de resmi Cumhuriyet Bayramı Kutlama Programı düzenlenmişti. Program kapsamında Atatürk Anıtı’na Antalya Valiliği, Garnizon Komutanlığı ve Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından çelenk sunulmuştu.
Programın akabinde 29 Ekim günü Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Antalya Valisi Hulusi Şahin, Valilik makamında üst düzey bürokratların tebriklerini kabul etti. Valilik Konağı’nda gerçekleştirilen tebrik programı, protokol üyelerinin yoğun katılımıyla gerçekleşti.
Antalya Valisi Hulusi Şahin, makamında, Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan, Antalya Milletvekili Aliye Coşar, Antalya Milletvekili Atay Uslu, Antalya Milletvekili Aykut Kaya, Antalya Milletvekili Cavit Arı, Antalya Milletvekili İbrahim Ethem Taş, Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, Antalya Milletvekili Mustafa Köse, Antalya Milletvekili Sururi Çorabatır, Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, Antalya Milletvekili Tuğba Vural Çokal ve çok sayıda yetkili katıldı.
Program kapsamında saygı duruşu, İstiklal Marşı ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı okundu.
Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yılını kutlayan Antalya Valisi Hulusi Şahin, bin yıllık vatanın düşmandan temizleyerek kurduğunu, devletin büyüdüğünü, güçlendi ve asırlık bir çınar olduğunu ifade etti. Vali Şahin konuşmasında şu sözlere yer verdi:
"Türk milletinin dünya tarihinde, milletler arası hayat sahnesinde daima önemli bir yeri olmuştur. Devlet hayatı tarih ile yaşıt denecek kadar köklü ve kıdemli olan milletimiz; Sibirya’dan Hindistan’a, Kuzey Avrupa’dan Mısır’a kadar eski dünyanın hemen her yerinde büyük ve güçlü devletler kurmuş, bu devletler yüzlerce yıl süper güç olarak varlık göstermiştir. Bu süre zarfında egemenliği altındaki bütün halklara adalet, eşitlik ve şefkat ile muamele etmiş; gittiği her yere barış, huzur ve istikrar götürmüştür. Bu barış ortamı, bugün dünyayı yönetenlere örnek olmalıdır. Biz üç kıtayı, üç yüz yılı aşkın süre yönettik. Ama bu süre zarfında hâkimiyetimiz altındaki hiçbir yerde bugün yaşanan acıların bir benzeri asla yaşanmadı. Ancak ne yazık ki devletimiz, son 200 yıl içinde kuvvet üstünlüğünü eşitleyemeyeceği, dengeleyemeyeceği ölçülerde rakip güçlere kaptırdı. Her ne kadar bu çöküşün sebepleri bu konuşmanın konusu olmasa da, geri gelmişken şunu ifade etmeliyim: Ne zaman yabancı fikirler, yabancı yaşam tarzları toplumda benimsenmeye, övülmeye; bizim olan ise küçümsenmeye başlandıysa, Bilge Kağan’ın Orhun Abideleri’nde taşa kazıyarak uyardığı gibi düşmana yönelme başladı. Ne zaman düşünmeye, akletmeye, sorgulamaya gereken önem verilmedi? Ne zaman üretmek değil, tüketmek değerli oldu? İşte o zaman gerileme başladı."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünü de hatırlatan Vali Şahin, “Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını aramayı alışkanlık hâline getiren milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklallerini kaybetmeye mahkûmdurlar.”
Neticede Türk dünyası parçalanmış, Türk milleti pek ağır kayıplara uğramış, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Milletimiz bu felaketli süreçte sadece yönettiği ülkeleri değil, öz vatan topraklarını da kaybetmiş; binlerce yıldan beri Türk yurdu olan ülkeler üzerindeki mevcudiyetimiz vahşi bir soykırımla tüketilmiştir. Türklüğün sadece beşerî varlığı değil, medeniyet eserleri, abideleri, mezarları dahi talan edilmiştir" diye konuştu.
Bu koşullar içinde büyük önder Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları Millî Mücadele’yi başlattığını ifade eden Vali Şahin, çok güç imkânsızlıklara rağmen, düşman güçleri her cephede bozguna uğratılarak yeni Türk devleti kurulmuş ve bu devlet Türklüğün son kalesi olduğunu vurguladı. 102. yaşını kullanılan Cumhuriyet sayesinde milletin sistemli tüketilişine son verildiğini aktaran Vali Şahin, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
"Aziz milletim,
Şimdi birkaç rakamla başardığımız işin ne denli muazzam olduğunu hep birlikte görelim:
Yıllarca savaşlarda büyük kırıma uğrayan Türk milletinin Anadolu’daki nüfusu, Cumhuriyetin kurulduğu gün 13 milyondu. Bugün 85 milyonluk nüfusumuz ile dünyanın en büyük 17. ülkesiyiz. 1923’te gayri safi millî hasılamız 952 milyon liraydı; dolar olarak söylersek 565 milyon dolar. Bugün ise 1 trilyon 323 milyar dolar gayri safi yurt içi hasılamız var. Dünyanın en büyük ilk 20 ekonomisi içindeyiz. Cumhuriyetin kurulduğu günlerde kişi başına düşen yıllık gelir sadece 45 dolardı. Bugün 18 bin doların üzerindedir.
1923 yılında 51 milyon dolar ihracat yapıyorduk. Bugün 261 milyar doları geçiyoruz. Ankara–İstanbul arası ilk telefon görüşmesini 1929’da, ilk tarifeli uçak seferini 1933’te yapabilmiştik. Bugün Türkiye’de 92 milyondan fazla mobil telefon abonesi var. Geçen yıl Türk Hava Yolları 492 uçağı ile 85 milyon yolcu taşıdı ve dünyanın en büyük 8. hava yolu şirketi hâline geldi. Kat ettiğimiz mesafe gerçekten muazzamdır. Ancak bulunduğumuz yer ile asla yetinmemeliyiz. Büyük Atatürk size şöyle sesleniyor:
“Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz. Bu noktada bizlere düşen, Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’nda işaret ettiği unutulmuş büyük medenî vasfımızı –hani o hak, hakikat, adalet, merhamet, şefkat, ehliyet, liyakat, kanaat gibi yüksek değerleri– her bir vatan evladının yüreğinde yeniden ateşlemektir.İşte o zaman belki de şehitlerimizin mezar taşları vecd ile bin secde ederek göğe yükselecek, maaşları ruhi mücerret gibi yerden fışkıracak ve belki de yükselerek arşa değecektir. Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin 102. yılını kutluyor, hepinize saygılar sunuyorum." Tören kapsamında şiir dinletileri, halk oyunları gösterileri ve resmigeçit töreniyle son buldu.
