Antalya'nın Kemer ilçesinde Ayışığı Plajı ile Çalış Tepe arasında yer alan İdyros Antik Kenti için mücadele yeniden alevlendi. İdyros Antik Kentine Dokunma Hareketi üyeleri, antik kentin çevresinde planlanan 900 yataklı otel projesine karşı Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu önünde bir araya geldi. Hareket adına konuşan Erol Malçok, İdyros’un onlarca yıldır eksik ve yetersiz koruma kararlarıyla kaderine terk edildiğini ifade ederek, antik kentin sınırlarının bilimsel yöntemlerle yeniden belirlenmesini, tescilinin yükseltilmesini ve otel projesinin askıya alınmasını talep ettiklerini söyledi.

56 YILDIR KANAYAN YARA

Kemer ilçemizin 56 yıldır kanayan kültür mirası yarası IDYROS Antik Kenti’ne yapılan kötülüğe bir kez daha “Hayır” demek ve bu kötülüğün birinci derecede sorumlularından olan Kültür Varlıklarını Koruma Antalya Bölge Kurulu’na itiraz dilekçelerini vermek üzere Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu binası önünde toplandıklarını söyleyen Malçok, "Bu kültür mirası yarasını kısaca özetlemek isteriz: Henüz Kültür Bakanlığımız kurulmadan önce, 1969 yılında, Kemer Ayışığı Plajı ile Çalış Tepe Kalesi arasındaki kumsal ve orman alanı, Fransız Tatil Köyü zinciri olan ClubMed’e 49 yıllığına tahsis edilmişti. 1972 yılında Kültür Bakanlığı kurulunca başlatılan envanter çalışmaları kapsamında yapılan araştırmalarda, söz konusu otele tahsis edilen alanda Idyros Antik Kenti’ne ait çok sayıda kalıntı olduğu tespit edildi. Ancak uluslar arası bir turizm şirketiyle yapılan anlaşma ve zamanın “turizmi geliştirme rüzgarı” nedeniyle otel tahsisi iptal edilemedi" dedi.

1976 – 77 yıllarında yapılan Idyros Antik Kenti kurtarma kazıları çok sınırlı bir bölgeyi kapsadığını aktaran Malçok, "Var olan otel nedeniyle kent sınırlarını bile tam olarak tespit etmek mümkün olmadı. Buna rağmen, kazının yayınlanan makalelerinden, Idyros Antik Kenti’nin ortasından Karayer Deresi’nin geçtiğini, kalıntıların bu derenin iki yanına dağılmış durumda olduğunu ve hatta otel alanı içinde hem yüzeyde hem de yüzey altında çok sayıda tarihi eser bulunduğunu öğreniyoruz. Bu kazılar sonucunda otele dokunulmamış, sadece “kör gözüm parmağına” denebilecek şekilde ortada görünen birkaç bina kalıntısı koruma alanı olarak tespit edilmişti. Kentin iki yakasını birbirine bağlayan Karayer Deresi üzerindeki antik köprü kalıntıları da korunan kalıntılardan biriydi" diye konuştu.

“MAALESEF BU ÜMİDİMİZ BOŞA ÇIKTI”

2017 yılında Akdeniz Üniversitesi tarafından Idyros’ta bilimsel kazı çalışmaları başlatıldığını bu çalışmalar neticesinde ClubMed tarafından 49 yıldır işgal edilmiş olan antik kentin kurtarılacağı ümidine kapıldıklarını söyleyen Malçok, "Ancak maalesef bu ümidimiz boşa çıktı. Kazılar Karayer Deresi’nin sadece bir kıyısında sınırlı kaldı, sanki köprü boşu boşuna yapılmış, antik kent karşı kıyıda devam etmiyormuş gibi davranıldı. Bugün devam etmekte olan kazıların kentin muhtemelen yarısından bile azını kapsadığı, bölgeyi ziyaret eden bütün dürüst arkeologların ortak fikridir. Nitekim, davetimiz üzerine Idyros Antik Kenti’ni inceleyen Türkiye Arkeologlar Derneği Antalya Şubesi arkeologları, var olan kazıların çok yetersiz olduğunu, araştırmaların köprünün Doğu kanadı tarafında, Çlış tepe ve Ertuğrul Tabyalarına kadar olan çok daha büyük alanda devam etmesi gerektiğini ortaya konan bir rapor yayınladılar. Söz konusu raporu, derneğin sosyal medya hesaplarında bugün de görmek mümkündür" sözlerine yer verdi.

Antalya Tarihi 900 Yatağa Kurban Olacak (1)

900 YATAKLI OTEL İNŞAATI

"Arkeolojik kazı çalışmalarının neden bu kadar sınırlı bir alanda kaldığını anlamamız uzun sürmedi: Idyros Antik Kenti üzerine yeni bir otel tahsisi vardı" diyen Malçok konuşmasında şu sözlere yer verdi:

ClubMed’in tahsis süresi 2018 yılında bitti. Bizler, artık Idyros Antik Kenti’nin gerçekten bilimsel kazılara kavuşacağı ümidine kapıldık. Ancak, bu alanda yeni bir otel tahsisi olacağını öğrendik. Nitekim, 2022 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Idyros Antik Kenti resmi kazı alanına kadar dayanmış olan 293.000 metrekarelik tahsis alanı içinde kalan tarihi yapıların araştırılacağını, sit derecelerinin saptanacağını duyurdu. Yani Kültür Bakanlığı otel projesine hayır demiyor, sadece otel alanı içinde kalacak tarihi eserlerin sit derecelerini saptayacağını bildiriyordu. Bu çalışma da Çalış Kalesine kadar uzanmıyor, sadece kıyıdaki çok küçük bir alanı kapsıyordu. 2023 yılına geldiğimizde, eskiden ClubMed’e tahsis edilmiş olan 293.000 metrekarelik orman ve kıyı alanının 45 yıllığına Özak Gayrimenkul AŞ adlı bir şirkete devredildiğini öğrendik. Bir sır gibi saklanan otel projesinin 900 yataklı, -2 + 3 şeklinde derin kazıları da içeren beş katlı betonarme binalardan oluşan korkunç bir proje olduğu bilgisine ulaştık. Bu otelin yapılması durumunda Idyros Antik Kenti’nin gün yüzü görmemiş, henüz sınırları bile saptanamamış olan büyük bölümünün artık geri dönülmez şekilde kaybedileceği ortadadır."

Antalya Tarihi 900 Yatağa Kurban Olacak (4)

"OTELİN İNSAFINA TERK ETMİŞTİ"

"Korkunç otel projesinin nasıl yapılabildiği sorusuna cevap aradığımızda karşımıza Kültür Varlıklarını Koruma Antalya Bölge Kurulu’nun verdiği izinler ve yaptığı sit alanı tespit kararları çıktı" diyen Malçok, "Kurul, çok daha büyük bir alanı kapsadığı uzman raporları ve eski makalelerle kanıtlanmış olan Idyros Antik Kenti’ni Karayer Deresi’nin sadece bir kıyısına sıkıştırmıştı. Bugün halihazırda Akdeniz Üniversitesi tarafından yürütülen kazı çalışmalarının yapıldığı Batı kıyısını kentin tamamı olarak kabul etmişti. Sadece antik köprünün diğer tarafında yıllardır varlığı bilinen iki bina kalıntısını 1. derece sit alanı ilan etmiş, bu binaları da otelin neredeyse içinde bırakarak ileride herhangi bir bilimsel kazı çalışmasını olanaksız hale getirmişti. Gerisini, yani Çalış Tepeye kadar olan yüzbinlerce dönümlük potansiyel kent alanını araştırmaya bile gerek görmeden otelin insafına terk etmişti. Her zaman kullanılan “otel inşaatı sırasında kültür varlığı tespit edilirse koruma altına alınacak” ifadeleri burada tamamen anlamsız hale gelmektedir. Çünkü 293 bin metrekarelik tahsis alanının sadece 40 bin metrekaresi 3.derece ve 1. derece sit ilan edilmiştir. 251 bin metrekarelik alanda şirketin başında arkeolog olmadan kazı ve beton işleri yapılabilecektir. Şirketin insafına bırakılmak, potansiyel bir antik yerleşime yapılacak en kötü işlemlerden biridir diye düşünüyoruz. Şirkete değil, devletimize, bakanlığımıza, koruma kurulumuza ve müzemize güvenmek istiyoruz" diye konuştu.

Antalya Tarihi 900 Yatağa Kurban Olacak (3)

"IDYROS ANTİK KENTİ OTELE KURBAN EDİLMESİN"

Koruma Kurulu’na bu konuda taleplerini içeren bir dilekçe vermek için toplandıklarını aktaran Malçok, "Bu dilekçeyle, Koruma Kurulunun Idyros Antik Kenti sınırlarını yeniden ve gerçekçi yani bilimsel bir yaklaşımla yeniden belirlemesini ve kentin sit statüsünü yükseltmesini talep ediyoruz. Aynı zamanda, antik kent üzerine verilmiş olan otel izninin de, sit alanlarının yenden değerlendirilmesi işlemi bitene kadar askıya alınmasını talep ediyoruz. Bunu yapmanın, kültürel mirasımıza karşı bir görev olduğunu düşünüyoruz. 'Idyros Antik Kenti otele kurban edilmesin' diyoruz. Jeoradar ve diğer teknolojik araçları kullanarak, acil kazılar ve sondajlar yapılarak, şeffaf bir çalışmayla kentin tümünün gün ışığına çıkarılmasını, hak ettiği koruma statüsüne kavuşturulmasını bekliyoruz.

Antalya Tarihi 900 Yatağa Kurban Olacak (2)

"KÜLTÜREL MİRASIMIZA BİR İHANET OLARAK GÖRÜYORUZ"

"Son olarak, Idyros Antik Kenti kazılarını yürüten Akdeniz Üniversitesi’ne de bir sözümüz var" diyen "Kültür varlığımıza karşı görevinizi yerine getirin. Orada bir otel tahsisi olmasaydı nasıl hareket edecektiyseniz, öyle yapın lütfen. Ayışığı Plajından Çalış Kalesine kadar olan yüzlerce dönümlük alanda kazı yapma yetkisine sahip olan üniversitenizin, sadece küçücük bir alanda kazı yürütmesini kültürel mirasımıza bir ihanet olarak görüyoruz. Üniversitenin yetkisini kullanmasını, Karayer Deresi’nin Doğusunda da kapsamlı araştırma ve kazılar yapmasını bekliyoruz" ifadelerinin kullandı.

Muhabir: ABDULREZZAK KILIÇ