Antalya'nın Kaş ilçesinde bulunan ve 77 bin metrekarelik orman alanıyla dikkat çeken Gerenlik Koyu yeniden tehdit altında. Patara Özel Çevre Koruma bölgesi sınırları içinde ve 1. dereceden sit alanı statüsünde 'Konaklamasız Orman Parkı' adı altında ihaleye çıkarılmıştı. Antalyalı vatandaşlar daha önce engelledikleri ihaleyi bir kez daha durdurmak için Antalya Orman Bölge Müdürlüğü önünde toplandı. CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, CHP Antalya Milletvekilleri Cavit Arı, Aliye Coşar ve Aykut Kaya, CHP il örgütü katıldı Orman Bölge Müdürlüğü önünde toplanan yurttaşlara seslenen Kaş Çevre ve Kültür Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Murat Akoy ihalenin iptal edilmesi, kıyılarım ve ormanların korunması gerektiğini vurguladı. Kaş halkı olarak ilk ihaleyi engellediklerini dile getiren Akoy, özel çevre ve sit olarak iki statü altında korunan bu benzersiz bakir doğa parçası, ‘konaklamasız orman parkı’ adı altında halkın kullanımından alınıp özel bir şirkete verilecek, 1190 metrekareye kadar yapılaşmaya açılarak tahrip edileceğini söyledi.
“HALKI DA BU SÜRECE DAHİL ETMELİYİZ”
CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, iktidarın tercihinin insan, demokrasi, çevre, su kaynakları ya da yeşil alanlar olmadığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:
“Gerenlik’te yaptığımız toplantıda bu bölgenin halka verilmesi gerektiğini, sürecin iptal edilmesinin kamu yararı açısından elzem olduğunu ifade etmiştik. Görünen o ki süreç hâlâ devam ediyor ve artık Orman Bölge Müdürlüğü’ne kadar taşınmış durumda. Teknik konularda ve saha özelinde gerekli açıklamalar yapıldı. Ancak asıl mesele şudur: Her iktidarın bir tercihi vardır. Bu tercihler üzerine kurulur. Ne yazık ki mevcut iktidarın tercihi; insan, demokrasi, çevre, su kaynakları ya da yeşil alanlar değil. Bu iktidarın temel amacı birkaç kişiyi zengin etmektir ve bunu da açıkça yapmaktadır. Halk ise bu süreci yalnızca izlemektedir.
Bu durumdan ders çıkarmamız gerekiyor. Daha önce Kaş’ta, Gündoğmuş’ta da konuştuk, anlattık. Ama halkı da bu sürece dahil etmeliyiz. Halk, iktidarın tercihlerini görmeli ve kendi tercihini bilinçli şekilde ortaya koymalıdır. Eğer iktidarın tercihi halk olsaydı, eğitimde ve sağlıkta halktan yana adımlar atılırdı. Maalesef böyle bir yaklaşım göremiyoruz. Demokrasisi zayıf olan ülkelerde tek geçerli değer paradır. Bugün iktidar da bu değeri kullanarak tercihler yapmaktadır. Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı’nın son açıklamasında da belirtildiği gibi, bu tercihlere karşı durmak istiyorsak, çözüm sandıktır. Bu mücadele yalnızca bu alanla sınırlı değil. Yerelde de aynı anlayışı sürdürmeli, halkı bilinçlendirmeliyiz. Bu görev sadece siyasi partilere ya da milletvekillerine düşmez. Canı yanan halk da bu mücadeleye katılır. Hep birlikte, topyekûn sorunlarımıza sahip çıkmak zorundayız. Bugün burada bulunmamızın nedeni de budur. Bu arkadaşların eylemlerini desteklediğimizi bir kez daha ifade ediyorum.”
“MADEN OCAKLARI UĞRUNA ORMANLAR FEDA EDİLİYOR”
CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, maden ocakları uğruna ormanların feda edilmek istenildiğini söyleyerek, “Kaş Gerenlik Koyu’nda, geçtiğimiz dönemde iptal edilen ihale öncesinde bir toplantı gerçekleştirmiştik. O toplantıda ne demiştik? Tüm doğasever dostlarımızla birlikte, bu bölgenin ölçek sınırları içinde yer alan, kesin korunacak hassas alan statüsünde bir sit alanı ve ormanlık bölge olduğunu vurgulamıştık. Bu alana bir çivi dahi çakılamayacağını defalarca dile getirmiştik. Süreç sonunda ihale iptal edildi. Ancak şimdi karşımıza Antalya’da yeniden bir ihale yapılmasıyla çıkılıyor. Dün olduğu gibi bugün de bu toplantıyı bu nedenle gerçekleştiriyoruz. Antalya’mızın neredeyse 19 ilçesinde her hafta bir çevre eylemine katılıyoruz. Maden ocakları uğruna ormanlarımız feda edilmek isteniyor. “Orman parkı” adı altında ormanlarımız talana açılıyor. Karşımızda halktan yana olmayan, rantçı ve talancı bir iktidar var. Biz ise Antalya’nın dört bir yanında bu anlayışa karşı mücadele veriyoruz. Kıyılarımızı koruyoruz, ormanlarımızı savunuyoruz.
iktidar, halkçı olmayan politikalarıyla hem ormanlarımızı hem kıyılarımızı yapılaşmaya açmak istiyor. Bu açıkça Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa’nın 169. maddesi ne der? “Ormanları korumak devletin yükümlülüğüdür.” Ancak devlet, korumakla yükümlü olduğu bu alanları talana açmak istiyor. Kaş halkı, Gelenlik Koyu için o dönemde tek yürek oldu, mücadele verdi. Şimdi ise Antalya’da, yangından mal kaçırır gibi yeniden ihale yapılmak isteniyor. Bu hukuka aykırıdır. Gelenlik Koyu halkındır. Orada tekne turizmi yapılmakta, halkın yaşam alanı olarak kullanılmaktadır. Bu alanlar ranta açılamaz. Hukuki yollarla bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Yapılan rantçılığa, talancılığa hep birlikte karşı duracağız. Bu ihalenin derhal iptal edilmesi gerekmektedir. Bu mücadelede kararlıyız” ifadelerine yer verdi.
“İHALE BEDELİ 2,5 MİLYON TL”
Tarım alanlarını, ormanları korumakla yükümlü olan bakanlıklarla mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirten CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Kaş’tan gelen çevreye duyarlı vatandaşlarımız olmak üzere hep birlikte yeniden bir mücadele veriyoruz. Bu iktidar döneminde biz neyle meşgulüz, onu açıkça söyleyeyim. Tarım topraklarını korumak için Tarım Bakanlığı’yla, okulları korumak için Milli Eğitim Bakanlığı’yla mücadele ediyoruz. Görevleri korumak olan kurumlar, ne yazık ki zarar veriyor. Biz ise bu zararları önlemeye çalışıyoruz. Tarım alanlarını, ormanları korumakla yükümlü olan bakanlıklarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bugün de ormanlık alanları korumak için Orman Bölge Müdürlüğü önündeyiz.Kısacası, değerleri korumakla görevli kurumlar artık bu değerleri korumak yerine yok etmeye çalışan bir anlayış içindeler. Bugün Kaş’ın en güzel koylarından birinde, vatandaşlarımızın zor ulaşabildiği için doğal olarak korunmuş, 77 dönümlük bir alanın kiralanması gündemde. Bundan dört ay önce yapılan ihale, halkın tepkisi nedeniyle alıcı bulamadı ve iptal edildi. Ancak görüyoruz ki gözlerini bu alandan çekmemişler. İhale bedeli 2,5 milyon TL. Yani bu ülkenin 2,5 milyona mı ihtiyacı var ki Kaş’ın en değerli alanı, halkın ücretsiz yararlandığı bu bölge, 20 yıllığına kiraya verilmek isteniyor?
“AĞAÇLARIN KESİLMESİNE HEMEN ONAY ÇIKIYOR”
Buradan açıkça söylüyorum: Yazıklar olsun. Bu para uğruna halkın alanı birilerine verilecek, yapılar inşa edilecek ve halk artık oraya giremeyecek. Girse bile yüksek bedeller ödemek zorunda kalacak. Bu alanı kiraya vermek nasıl bir fikir? Gerçekten şaşıyorum. O kadar çok yer kiralandı, o kadar çok alan ranta teslim edildi ki, şimdi sıra buraya gelmiş. Orayı koruması gereken kurumlar, vatandaş geldiğinde “Bir dakika, ne yapıyorsun?” demesi gereken yetkililer, bu sürece göz yumuyor. Esas yanlış olan da budur. Esas kınadığımız konu budur. Biz bugün Orman Bölge Müdürlüğü önündeyiz. Görevini yapması gerekenlere “Görevinizi yapın” demeye geldik. Ormanları koruması gerekenlere “Bu alanları koruyun” demeye geldik. Hoşça ile ilgili izinler hızla veriliyor, maden ocağı açılacağı zaman ağaçların kesilmesine hemen onay çıkıyor. Bu anlayışa karşı durmak için buradayız. Kaş halkı bu kiralamaya karşıdır. Taş halkı bu kiralamaya karşıdır. İhaleye girecek olanların da halkın tepkisini dikkate almasını diliyorum. Bu ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir.”
“GERENLİK KOYU, YÜZYILLARDIR KAŞ’IN BİR PARÇASIDIR”
CHP Antalya Milletvekili Aykut Kaya, bir kişinin rantı için binlerce kişinin yaşam alanı feda edilemeyeceğini belirterek, şu sözlere yer verdi:
“Gerenlik Koyu, yüzyıllardır Kaş’ın bir parçasıdır. Hemşehrilerimize ait olan, onların nefes aldığı; tekne turu işi yapan, yerli ve yabancı misafirlerin getirildiği, içinde zeytin ağaçları bulunan eşsiz bir koydur. Bu koyumuzla ilgili aylar önce yine milletvekillerimizle, il başkanımızla, çevreci dostlarımızla birlikte Kaş’ta bir araya gelmiştik. Hemşehrilerimizle birlikte, koyun ihale edilmek istenmesi üzerine bir eylem gerçekleştirmiştik ve o ihale iptal edilmişti. Ancak ne yazık ki bugün, bu koyun ihalesinin Antalya’da yeniden düzenleneceğini üzüntüyle öğrendik. Bir kişinin rantı için binlerce kişinin yaşam alanı feda edilemez.
Buradan iktidara açık bir çağrıda bulunmak istiyorum: Konu rant olunca projeler ve ihaleler büyük bir aceleyle hayata geçiriliyor. Ancak Kaşlı hemşehrilerimizin faydasına olacak Kasaba Barajı’nda aynı aceleyi göremiyoruz. Kasaba-Gömü arasındaki yolu tamamlasanıza, Elmalı-Kaş arasını yapsanıza, Çatallar-Kasaba arasını bitirsenize, Kaş-Fethiye arasını tamamlasanıza… Kamuoyunun faydasına olan işlerde ne yazık ki bir ilerleme göremiyoruz. Ama bir kişinin rantına yönelik bir uygulama olduğunda, konular bir anda aceleyle harekete geçirilmeye çalışılıyor. Biz burada Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Kaşlı hemşehrilerimizin hakkını korumak için Cerenlik Koyu’nun Kaş halkına ait kalması adına mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu ihalenin iptal edilmesi çağrısında bulunuyoruz.”
“ÇİVİ ÇAKILMASI YASAK” BİR BÖLGEDİR”
Kaş Çevre Ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy, Gerenlik Koyu, köylülerin ve Kaş halkının ailesiyle birlikte ücretsiz girebildiği nadir alanlardan biri olduğunu belirterek konuşmasında, “Gerenlik Koyu’nun 29 Nisan’daki ilk ihalesi, Kaş halkının tepkisi üzerine iptal edilmiştir. Daha önce Bezirgan’da konaklamasız ve Pınarbaşı’nda konaklamalı olmak üzere iki ihale daha yapılmış, bunlar da iptal edilmiştir. Gerenlik Koyu, birinci derece doğal sit alanı ve özel çevre koruma bölgesi içinde yer almaktadır. Bu alan, birden fazla koruma statüsüne sahip olup, “çivi çakılması yasak” bir bölgedir. Mevcut yönetmelik aracılığıyla bu alan, koruma kanunları devre dışı bırakılarak turizm tesisi yapılacak şekilde imara açılmak istenmektedir. Bu girişim, yalnızca Kaş için değil, tüm Ege ve Akdeniz sahilleri için tehlikeli bir emsal teşkil etmektedir. Gerenlik Koyu, köylülerin ve Kaş halkının ailesiyle birlikte ücretsiz girebildiği nadir alanlardan biridir. Aynı zamanda Kalkanlı tur operatörlerinin rotasında yer almakta ve bölge halkı buradan geçimini sağlamaktadır. Alanın halktan ve kamudan alınarak, 20 yıllığına özel bir firmaya devredilmesi planlanmaktadır. Çivi çakılması yasak bir alana turistik tesis kurulmasına karşı çıkılmaktadır” sözlerine yer verdi.
“ORMAN YANGINLARI CİDDİ BİR TEHDİT OLUŞTURMAKTADIR”
Başkan Akoy, orman yangınlarının ana nedeni olan insan faaliyetlerini ormanlar içine taşıyarak riski artırdığını ifade ederek, şu sözlere yer verdi:
“Orman Farkları Yönetmeliği’ne yönelik eleştiriler ise oldukça ciddidir. Yönetmelik; Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kıyı Kanunu, Orman Kanunu ve Anayasa’ya aykırıdır. Bu alanlar, çocuklarımıza kalması ve korunması için yasalarla güvence altına alınmışken, yönetmelik bu yasaları etkisiz hale getiren bir “talan yönetmeliği” olarak değerlendirilmektedir. Yönetmeliğe bir ay önce yapılan eklemeyle, kıyı alanının deniz kısmının da işletmeler tarafından kullanılabileceği belirtilmiştir. Bu durum, kamusal alanların kaybedilmesi anlamına gelmektedir. Çevresel sonuçlar ise endişe vericidir. Her yıl artan orman yangınları ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. 2024’ün ilk altı ayında, 2020’de yanan alanın dört katı büyüklüğünde orman kaybedilmiştir; bu, yaklaşık 90.000 futbol sahası büyüklüğündedir. Yönetmelik, orman yangınlarının ana nedeni olan insan faaliyetlerini ormanlar içine taşıyarak riski artırmaktadır. Bu durum, Antalya Valiliği’nin Mayıs–Ekim ayları arasında uyguladığı ormanlara giriş yasağıyla çelişmektedir.
“YASALARI KORUMA YÖNÜNDE DÜZENLEMELİDİR”
Ormanların kaybı, su kaynaklarının da kaybı demektir. Türkiye, son 60 yılda göllerinin yüzde 60’ını yitirmiştir; Beyşehir Gölü gibi önemli kaynaklar kurumaktadır. Ormanlar ile yağış arasında doğrudan bir ilişki vardır. Ormanlar yok oldukça, küresel ısınma hızlanmakta ve su kaynakları azalmaktadır. 2050 sonrası Antalya dahil birçok bölgede yaşamsal su kıtlığı beklenmektedir. Bazı yerlerde bu süreç, vahşi madencilik nedeniyle daha da hızlanmaktadır. Ormanlık alanlar, su kaynakları ve tarım alanları gelecek nesiller için korunmak zorundadır. Yasalar bu alanları korumak için vardır, talana açmak için değil. Bu nedenle, yönetmeliğin daha fazla felakete yol açmadan iptal edilmesi talep edilmektedir. Antalya’nın yanıcı ormanlık alanlarına (çam, sedir, ardıç) elektrik hatları çekilerek piknik ve mangal alanları oluşturulması, yangın riskini artıracaktır. Ciddi bir devlet, çocukların geleceğini düşünerek yasaları koruma yönünde düzenlemelidir; tam tersi yönde değil. Herhangi bir can ve mal kaybı yaşanmadan, ekosisteme zarar verilmeden, Antalya’ya ve Türkiye’ye örnek teşkil edecek bu yönetmelik geri çekilmeli; Gerenlik Koyu ihalesi iptal edilmelidir. Vatandaşlara alanlarına sahip çıkma çağrısı yapılmaktadır. Bu düzen değişene kadar, kamu yararı gözetmeyen ve kurumları ticarethane gibi işleten sistem değişene kadar, bu alanlar çocuklarımız için korunacaktır.”