Antalya’da, kitap severlere kapısını açan Antalya Kitap Fuarı, bu yılda 15’inci kez kitap severleri ağırladı. Cam Piramit’e gerçekleştirilen açılış töreniyle on binlerce okur yazarlarla buluştu. Bu yıl 15’inci düzenlenen Antalya Kitap Fuarı 3-12 Ekim tarihleri arasında Antalyalı kitap severlerle buluşacak. Gün içerisinde 10.00 ve 20.00 saatleri arasında açık olan fuarda hem okuma kültürünü hem de yazar okur buluşturmalarını destekledi. Bu yıl 260 yazar ve 220 ulusal/uluslararası yayınevi fuarda yer alırken fuarın bu yılki Onur Konuğu, edebiyatın ve müziğin usta ismi Zülfü Livaneli oldu. Cam Piramit’te gerçekleştirilen Açılış törenine CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Hasan Subaşı, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Büşra Özdemir, CHP ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları ve Antalyalı yurttaş katılım sağladı. Antalya Kitap Fuarı'nın onur konuğu Zülfü Livaneli, açılışta bando orkestrasıyla fotoğraflar çektirdi. Bu 15. Kez düzenlenen Antalya Kitap Fuarı’nda cezaevinde tutuklu bulunması nedeniyle ilk kez katılamayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in mesajı okundu.
"KÜLTÜRÜN, SANATIN VE DE KİTAPLARIN GÜCÜNE İNANIYORUZ"
Kitap Fuarı açılış töreninde konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir, Türkiye’de belediye eliyle gerçekleştirilen en büyük kitap fuarına, 15. Antalya Kitap Fuarı olduğunu ifade ederek,
"Kitap Fuarımız bundan 15 yıl önce çadırlarda başlayan ve bugün milyonu aşan ziyaretçi sayısıyla, Antalya’nın kültür ve sanatın da kalbi olma yolundaki kararlılığının en önemli göstergelerindendir. Biz kültürün, sanatın ve de kitapların gücüne inanıyoruz.. Cahil toplumların en büyük korkusudur kitaplar. Aydınlığa doğru yürüyen toplumların meşalesidir kitaplar. Çünkü okuyan bir toplum; sorgulayan, düşünen ve üreten bir toplumdur. O nedenle vatandaşlarımızı, özellikle de çocuklarımızı ve gençlerimizi kitapla, bilgiyle, bilimle buluşturmayı en önemli görevlerimizden biri olarak görüyoruz. Bu vesileyle; Antalya’mızı Kitap Fuarı ile tanıştırarak bu güzel geleneği başlatan ve 15 yıldır aralıksız süren bu kültür şölenini bizlere armağan eden Muhittin Böcek Başkanımıza teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"KİTAPLAR ÖZGÜR DÜŞÜNCE VE ADALET İÇİN VAR"
Geçen yıl 14'üncüsü düzenlenen kitap fuarını, insanlığa çağrı yapmak amacıyla ”İnsan Olmak” temasıyla gerçekleştirildiğinin aktaran Özdemir, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
"Bu yılki fuarımızı ise hepimizin ortak özlemlerini ifade eden güçlü bir tema ile açıyoruz: “Kitapla umuda, adalete, özgürlüğe…” Çünkü kitaplar, yalnızca bilgi kaynakları değil; aynı zamanda özgür düşüncenin, adalet arayışının ve geleceğe dair umudun da en kıymetli yol arkadaşlarıdır.
Umuda, adalete ve özgürlüğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu zor günlerde, adalete olan inancımızı koruyarak, kitapların ışığında özgürlüğümüzü, umutlarımızı ve de yarınlarımızı büyütmek için bir arada olacağız" dedi.
FİLİSTİN UNUTULMADI
"Kitapla umuda, adalete, özgürlük" sloganıyla Filistin halkının yaşadığı soykırıma değinen Özdemir, "Filistin halkının acısını yürekten paylaştığımızı, barışın ve özgürlüğün her coğrafyada hâkim olması için kalemlerimizi, sözlerimizi ve dualarımızı birleştirdiğimizi, Gazze’ye insani yardım götüren SUMUD Filosunu da yürekten desteklediğimizi ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
REKOR KATILIM BEKLENİYOR
2024 yılında kitap fuarına 1 milyon 56 bin ziyaretçi katıldığını aktaran Özdemir, bu yıl da aynı coşku ve heyecanla, yine rekor katılıma ulaşacağına inandıklarını ifade etti.
Fuarda 260 yazar ve 220 yayınevi, Antalyalı kitapseverlerle buluşacağını hatırlatan Özdemir, "Edebiyat dünyamızın en değerli kalemleri, söyleşiler, imza günleri ve sohbetlerle fuarımıza zenginlik katacak. Antalyalı yerel yazarlarımız da açılacak stantlarda okurlarıyla bir araya gelecek.
Ve bu yılın onur konuğu şu anda aramızda bulunan, yalnızca edebiyatımızın değil, aynı zamanda müziğimizin de ustası; eserleriyle gönüllerimize dokunan, düşünceleriyle yolumuzu aydınlatan Zülfü Livaneli’dir. Kendisine bir kez daha hoş geldiniz diyor, bizleri onurlandırdığı için en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Eserlerinde “özgürlük, umut, insanlık, mücadele” gibi kavramlara sıkça değinen Zülfü Livaneli’nin, fuarımızda onur konuğu olması bu açıdan da son derece anlamlıdır.
Yine Kitap fuarımızda bu yıl Ahmet Ümit, Mustafa Balbay, Tuna Kiremitçi, Saygı Öztürk, Buket Arbatlı, Nasuh Mahruki, İsmail Küçükkaya, Engin Alan, Hidayet Karakuş ve Erol Mütercimler gibi isimlerini sayamadığım birbirinden değerli yazarlarımız da kitapseverler ile buluşacaktır" diye konuştu.
KİTAP FUARI 10 GÜN SÜRECEK
3-12 Ekim tarihlerinde, 10 gün sürecek Fuarın kapılarını her sabah 10.00 ile akşam 20.00 saatleri arasında Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezimizde tüm ziyaretçilere açık tutanaklarını ifade eden Özdemir,
"Antalya Kitap Fuarı artık sadece bir fuar değil; şehrimizin marka değerlerinden biri haline gelmiştir. Sadece kitapların sergilendiği alan olmaktan çıkmış, farklı düşüncelerin buluştuğu, yeni fikirlerin yeşerdiği, umutların ve hayallerin paylaşıldığı kültür köprüleri haline dönüşmüştür. Bu köprüleri güçlendirmeye, “Eğitim, kültür ve bilgi aydınlığa açılan en geniş penceredir” diyen Atamızın izinde çağdaş, özgür, bilinçli bir Antalya için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Muhittin başkanımızın da söylediği gibi “Sevgiyle kalın, Adaletle kalın, Cumhuriyetle kalın, Atatürk’le kalın” ifadelerini kullandı.
“MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN BÜYÜK BİR ASKER OLDUĞUNU DÜNYA BİLİYOR”
Antalya Kitap Fuarı'nın onur konuğu Zülfü Livaneli, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
80’li yıllarda “Zor Yıllar” diye bir parça yapmıştım; bir albüm adıydı bu. O yılların zor olduğunu düşünüyorduk, geçer diye düşünüyorduk ama şimdi belki daha zor yıllara geldik. Ama bir şey söyleyeceğim: Bu tip yönetimlerin olduğu ülkelere gidip baktığınız zaman zaten halkın da bir şekilde beyni yıkanmış oluyor. Yani %70-80 civarında bir çoğunlukları oluyor yönetimlerin. Ama Türkiye’ye bakıyorum, bu itiraz kültürü... “Ay ben senin gibi düşünmüyorum, ben özgür olarak farklı düşünüyorum” diyen insanların sayısı milyonlarca. Hiçbir zaman azalmıyor, hatta son günlerde gördüğümüz gibi artıyor. Bu çok önemli bir şey. Gelip geçici bir şey değil; bu gerçekten Türkiye’nin mayasına karışmış.
Çünkü ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük bir asker olduğunu dünya biliyor. Büyük bir siyaset adamı, devlet kurucu olduğunu herkes biliyor. Ama ben bu sene 29 Ekim ve 10 Kasım’da yapacağım konuşmalarda, hazırlamakta olduğum bir kitaptan da yararlanarak şunu anlatmak istiyorum: Atatürk’ün az bilinen bir boyutu — entelektüel Atatürk. Atatürk, 19. ve 20. yüzyılın en büyük entelektüellerinden birisi. Dört bin kitabın kenarına not aldığını biliyoruz. Ne kadar okuduğunu bilmiyoruz ama dört bin kitabın kenarına gayet derin notlar aldığını biliyoruz.
“BİZİM ÜLKEMİZİN KURUCUSU AYNI ZAMANDA BİR KÜLTÜR ADAMI”
Bugün Carlo Vivari denilen Karlsbad’da, o içmelerde böbreklerinden dolayı kaldığı zaman aldığı notları okuduğunuzda ne kadar derin bir düşünür olduğunu anlıyorsunuz. Dolayısıyla bizim ülkemizin kurucusu aynı zamanda bir kültür adamı, bir kültür insanı. Ve o kültürün önemini o kadar iyi biliyor ki... 600 yıl kul olarak kalmış insanların yurttaş, modern yurttaş olabilmesi için bir tek yol var: kültür. Ne zorla olur, ne bir daha zorla olur.
Fransız gazeteci gelmiş, demiş ki: “Bütün devrimlerinizi anlıyoruz da, ya bu kadınların başı nasıl açıldı?” O da demiş ki: “Bu konuda hiçbir yasa yapmadım. Sadece bir gün dedim ki — Latife yapıyor tabii — ‘Ya güzel kadınlar açsın’ dedim, hepsi açtılar.” Esprileriyle...
Evet, şimdi onun “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözü boşuna söylenmiş bir söz değil. Bütün o akşam sofralarını okuduğumuz zaman — ki o konuda yazılmış her şeyi okudum — bunların hepsi kültür, sanat, dil, şiir konuşulan sofralar. Gerçekten bir üniversite, akademik bir sofra gibi. Çünkü biliyor ki askerlik anılarını anlatabilir değil mi? Çanakkale kahramanlıklarını, Kurtuluş Savaşı’nı, taktikleri... Büyük bir asker. Hayır, bir tane öyle bir askerlik bahsi yok. Tamamen kültür konuşuyor. Çünkü biliyor ki yeni cumhuriyetin, yeni ülkenin, yeni insanı ancak kültür yoluyla yaratılabilir, oluşturulabilir. Kafalar o şekilde dönüştürülebilir.
“KİTAP OKUMAK BU ZİHNİYET DEVRİMİNİN ÇOK ÖNEMLİ BİR PARÇASI”
Yani Atatürk’ün yaptığı bütün devrimlerin yanında bir de zihniyet devrimi var. Bu zihniyet devrimi de bugün mücadelenin en önemli parçası. Kitap okumak bu zihniyet devriminin çok önemli bir parçası. Çünkü hemen bir Maarif Vekâleti, Milli Eğitim Bakanlığı, Klasikler Tercüme Bürosu kuruldu. Türkiye’nin en iyi aydınları, en güzel çevirileri yaptılar. Bütün Batı klasikleri, bütün dünya klasikleri dilimize çevrildi. Bizler hep onlarla yetiştik. Yani müthiş bir devletin insanları kültür konusunda, halk evlerinde ve diğer yerlerde eğitmek konusunda müthiş bir çabası vardı. Ve bu o kadar sonuç vermiş ki bugün milyonlarcayız. Milyonlarcayız, az değiliz. Bakın, Antalya Kitap Fuarı’na başkan söyledi: Bir milyondan fazla insan geliyor. Bu ne demek? Bu ne demek? Yani dünyanın hangi ülkesinde böyle bir şey olabilir?
Bizim kitaplarımız yurt dışında çıkıyor, diğer arkadaşlarımız gibi. Konuştuğumuz zaman şaşırıyorlar. Ben anlatsam İspanya’daki, Amerika’daki yayıncılarıma “Antalya Kitap Fuarı’na gittim” — ki anlatacağım — “Bir milyondan fazla insan vardı” desem inanmayacaklar. Ama biz bu mucizeyi başarmış insanlarız.
“AKTİF BİR UMUT... PASİF UMUT DEĞİL”
Elinizde ne kadar çok kitap görüyorum ve çok kıymetli yazar arkadaşlar da gelecek buraya. Dolayısıyla bizim mücadelemiz bir kültür mücadelesi. En önemli mücadelemiz kültür mücadelesi. Zaten siyaseti de kültür besliyor. Çok sevgili kardeşim Özgür Özel bana diyor ki: “Bizim evde sizin müzikler hiç susmazdı ve kitaplarınızı okurduk. Hep öyle yetiştik,” diyor. E şimdi bakın ne kadar başarılı yerlere geliyor siyasetçiler. Çünkü okuyan, yazan, dinleyen, sanata, kültüre kıymet veren insanlar. Onun için de bizim önümüz aydınlıktır. Hiçbir zaman bundan kuşku duymadım. Aktif bir umut... Pasif umut değil. “Ya bir gün iyi olur nasıl olsa” diye beklemeyelim. Aktif bir umutla iyi olması için çalışalım ki sizler de onu yapıyorsunuz. Fuarınız kutlu olsun ve çok başarılı olsun. Hepinize çok teşekkür ederim beni konuk ettiğiniz için. Sizleri görmek beni sevindiriyor, umutlandırıyor. Var olun, sağ olun."