Antalya Sanayici ve İşinsanları Derneği’nin ‘Herkes İçin Gelecek: Teknolojiyle Dönüşen Toplumlar’ temalı Proje Yarışması’nda birincilik ödülünü, Akdeniz Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğrencileri Melisa Karaca ve Rabia Demir’in geliştirdikleri “Rebiota” projesi kazandı. Ödüllerini Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ten alan genç mühendisler, projenin detaylarını anlattı. Zeytinyağının atığı olan, toprağa, doğaya ve suya zararlı olan siyah suyu üzerine, mikroorganizmaya besi ve karbon kaynağı olarak verdiklerini ve bunun sonucunda mikroorganizmanın enzim ürettiğini gördüklerini belirten Karaca ve Demir, “Bu enzim katma değeri olarak kullanılabilen bir ürün haline geldi. Gıda, ilaç ve biyoyakıt alanında kullanılabiliyor. Gıdada şeker şurubu olarak, ilaçta parmasotik alanda, bebek mamaları ve diyabetik tatlandırıcıların kullanımında kullanılabiliyor” dedi. Türkiye’de henüz atıktan üretilen bir enzim olmadığını belirten Melisa Karaca ve Rabia Demir, “Enzim uluslararası bir pazar. Ülkemizde ilk kez böyle bir atıktan üretim yapıldı. Enzimin 2024’te 12,7 Milyar Dolarlık bir pazar hacmi olduğunu biliyoruz. Türkiye her yıl 150 Milyon dolar enzim ithalatı yapıyor. Zeytinyağının atığı olan karasu ise çevre için büyük bir kriz. 1 yılda 923 Bin metreküp atık çıkıyor ve bu çok büyük bir rakam. Bu miktar, Antalya Cam Piramit’in 350 kez doldurulması anlamına geliyor” ifadelerini kullandılar.

CANLI YAŞAMI GERİ DÖNDÜRÜLEMEZ ŞEKİLDE YOK OLUYOR
Atık bertaraf hizmetlerinin yetersizliği, üreticilere maliyeti ve mevzuat eksikliği nedeni ile karasu atığının doğaya döküldüğünü belirten Demir ve Karaca, şu bilgileri verdi: “Sadece doğal kaynakları kirletmiyor oradaki canlı yaşamını da geri döndürülemez bir şekilde yok ediyor. Su sorunu yarının değil, bugünün sorunu. Biyoteknoloji çok yeni bir kavram ve bu teknolojisini geliştiren ülkeler var olacak. Biz de ülkemize milli bir katma değer oluşturmak istedik. Bu pazarda bizim de olmamız gerekiyor”.
ATIKLAR HAVUZDA KURUMAYA BIRAKILIYOR
Zeytinyağı atığının günümüzde hala açılan bir havuzda kurutulmaya bırakıldığını belirten ikili, “Bu doğa ve çevre kirliliğinin yanısıra çok kötü bir kokuya neden oluyor. Zeytinyağı fabrikaları ile henüz görüşmedik. Ancak bir firma projemizi çok beğendi ve destek vereceklerini söyledi” şeklinde konuştular.

BERTARAF MASRAFINDAN TASARRUF VE MİLLİ SERMAYE
İşletmelerin atıklarını bertaraf ettirmek için çözüm aradığını ancak bulamadığını belirten genç mucitler, konuyla ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bizim amacımız, ülkemizin kaynaklarını koruyarak milli bir kaynak oluşturmak. Şu anda konu ile ilgili yazdığımız makalemizin çıkması için ulaşıyoruz. Zeytinyağı atığını bertaraf etmek çok masraflı. İlk etapta 2 Milyon TL’lik bir bütçe ile bu sisteme geçebilir. Yaptığımız araştırmalara göre, küçük çaplı üretici ürettiğinin çoğunu bertaraf için harcıyor. Atık hammadde olarak kullanılacağı için bizim sistemimiz birçok işletmeye avantaj sağlayacak. Doğa korunacak, işletmeler önemli bir gider kaleminden tasarruf etmiş olacak, aynı zamanda milli bir sermaye ortaya çıkmış olacak”.





