Yaşanabilir, şiddetsiz bir dünya için çizilen resimler, müzik ve dansın ritmiyle buluşunca ortaya rengarenk görüntüler çıktı.
KESK Sözcüsü Devrim Mol, katılımcılara yaptığı bilgilendirme konuşmasında 25 Kasım’ın tarihsel önemini tekrar hatırlatarak, 25 Kasım 1960’da öldürülen üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa Mirabal’ın diktatörlüğe karşı verdiği mücadelenin ardından kadınların özgür yaşayabilmesi için BM tarafından 1999 yılında uluslararası bir güne dönüşen özgürlük savaşının detaylarını katılımcılarla paylaştı.

Müzik öğretmeni Duygu Başbağ’ın kemanıyla eşlik ettiği bu anlamlı günde Bağımsız Sanat Hareketi sanatçıları Sevda Kesim, Mina Golzar, Müşerref Gönül Açar, KESK üyeleri ve halkın katılımıyla şiddetsizliğin resmi yapıldı. Halaylar çekildi, şarkılar söylendi.

Güvenli bir yaşam, adalet, eşitlik ve barış için söylenen şarkılara eşlik eden notalarla hazırlanan dans gösterisi ise ilgiyle izlendi. Nilgün Eroğlu’nun kördüğüm çalışmasında kadınlar birbirlerine tutunarak oluşturdukları halkanın içinden düğümü çözerek çıktılar. 25 Kasım’a ithafen KESK Kadın Meclisi tarafından düzenlenen etkinliğin sonunda rengarenk resimler, günün anısı olarak hafızalarda yerini aldı.





