Toroslar'ın eteklerinde, Alanya'nın yemyeşil vadilerinde saklı Cüceler Mağarası, doğanın zarafetini tarihin gölgesinde barındıran gizli bir hazine adeta. Dar geçitleri ve sarkıt-dikit oluşumlarıyla "cüce" lakabını hak eden bu yer, sadece içinde akan sularıyla değil, ardında yankılanan öyülerle de büyülüyor. Osmanlı'dan kalma vergi kaçakçılığı rivayetleriyle başlayan anlatı, 1900'lü yılların trafik aile dramıyla çarpan bir tarih dokusu sunar. 2012 yılında turizme açılan bu yeraltı harikası, bugün macera tutkunları ile tarih meraklıların vazgeçilmez durağı haline geldi.
ŞİDDETTEN KAÇAN CÜCE ÇOCUĞUN SIĞINAĞI
Cüceler Mağrası'na adını veren olay, bölge halkı arasında dilden dile dolaşan bir efsaneye dayanıyor. Rivayetlere göre, 1900'lü yılların başında Tırlar Köyü'nde yaşayan ve küçük yapılı olan bir genç, aile içi şiddere maruz kalır. Ağabeyi tarafından dövülmesine dayanamayan genç, çaresizlik içinde evden kaçarak bu gözden uzak mağaraya sığınır. Günlerce mağarada saklanan çocuğu, bölgede hayvanların otlatan bir çoban fark eder. Çoban, durumu hemen ailenin diğer üyelerine bildirir. Aile, çocuğu mağaradan alıp eve geri götürse de, bu dramatik olay köy hafızasında yer eder. O günden sonra bu doğal oluşum, yerel halk tarafından "Cüceler Mağarası olarak anılmaya başlar ve bu isimle turizme kazandırılır.
OSMANLI DÖNEMİNDE VERGİ KAÇAKLARININ SIĞINAĞI
Mağaranın kullanımı sadece bu efsaneyle sınırlı kalmamıştır. Tarihi araştırmalara göre, mağara yakın geçmişte pratik bir amaç içinde kullanılmış. Mağara, Osmanlı döneminde küçükbaş hayvanlar üzerinde alınan Ağnam Vergisi'ni ödemek istemeyen köylüler için bir saklama yeri olmuştur. Köylüler, vergi memurlarından koyun ve keçilerini gizlemek için bu geniş ve korunaklı doğal yapıyı kullanmışlardır.
GÖKKUŞAĞININ RENKLERİNİ YANSITIYOR
Jeolojik olarak 10-15 bin yılda oluştuğu tahmin edilen bu mağara, günümüzde turizm açısından önemli bir merkez haline geldi. Toplam 150 metre uzunluğunda ve 6 ayrı galeriden oluşan mağara, içerisindeki sarkıt ve dikitlerin mineraller sayesinde gökkuşağının yedi farklı rengini yansıtmasıyla ünlüdür. Yıl boyunca sabit kalan serin stmodferi sayesinde, özellikle yaz sıcağından bunalan ve astım hastaları da dail olmak üzere şifa arayan çok sayıda ziyaretçi ağırlar.