Bir süredir tedavi gören ve 28 Temmuz’da geçirdiği ameliyattan sonra durumu ağırlaşarak hayatını kaybeden Antalya Belediyesi eski başkanı Selahattin Tonguç, son yolculuğuna uğurlandı. 1973-1980 yıllarında Antalya Belediye Başkanlığı yapan, Tonguç, 1969-1971 yıllarında da CHP Antalya İl başkanlığı görevinde bulunmuştu. 1974-1980 yıllarında Güney Antalya Turizm Projesi Fahri Koordinatörü görevini yürüten Tonguç, 1978 yılında Akdeniz Belediyeler Birliği Kurucu Başkanlığı’nı yapmıştı.
İşte Selahattin Tonguç’un daha önce verdiği röportajlardan ve kaleme aldığı yazılarından derlenen ilginç yaşam hikayesi…
MÜZE YIKIMINA KARŞI ÇIKMIŞTI
Kent sorunlarına duyarsız kalmayan Tonguç, son olarak yıkımı gündemde olan Antalya Müzesi için açıklamalarda bulunmuştu. “Geçmişimizi geleceğimizden çalmayın. Antalya Müzesi’ni yıkmayın” diyen Tonguç, “Antalya Müzesi yalnızca bir bina değil; Karain Mağarası’ndan Roma’ya, Likya’dan Pamfilya’ya uzanan Anadolu’nun yarım milyon yıllık kültürel mirasını barındıran, aynı zamanda bir enstitü niteliği taşıyan eşsiz bir yapıdır. Antik çağdaki büyük depremlerden beri, eserler hiç bu kadar akıbeti belirsiz bir duruma düşmemiştir. Korsanlar dahi bu denli yağmacı olmadı tarihte. Süleyman Fikri Erten’in kemiklerini sızlattınız” diyerek tepkisini diye getirmişti.
ZORBALIĞA DÖNÜŞÜMÜNÜ TAMAMLAMIŞ DEMOKRASİ!
Sadece müze değil, Antalya’daki birçok doğal ve tarihi alanın rant baskısı altında olduğunu belirten Tonguç, daha önce kamuoyuyla paylaştığı Konyaaltı Falezleri ve kıyı alanları hakkındaki uyarılarını da hatırlatarak, “Yalıyarların doğal koruma statüsü değiştirildi, Meteoroloji alanı gündeme geldi, şimdi Müze… Hayrola? Yangından mal kaçıran bu aceleci tavrınızla anımsanacaksınız. Yaşanan tüm bu gelişmeler, zorbalığa dönüşümünü tamamlamış bir demokrasinin sonucudur” ifadelerini kullanmıştı.
OTEL PROJESİNE DİRENEREK ENGELLEMİŞTİ
1980 darbesinin sembol isimlerinden biri olan Tonguç, belediye başkanlığı ve siyasi yaşamı boyunca dikkat çeken hamleleriyle ön plana çıktı. 1977’de başlattığı Antalya’nın İmar Planları çalışmaları ile kentin çağdaş bir kent olmasının önünü açan Tonguç, Konyaaltı Varyantı’nın hemen yanına yapılmak istenen çok katlı otel projesine karşı çıkmış ve yapımına izin vermeyerek çok konuşulmuştu. 12 Eylül 1980 darbesi ile görevini bırakmak zorunda kalan Tonguç’un ardından falezlerin üzerindeki yapılaşmanın önü açılmış ve Antalya sahilleri beton yığınlarına dönmüştü.
PERSONEL MAAŞINI BABASININ PARASIYLA ÖDEDİ
1946’dan 1973’e kadar sağ partilerin yönettiği Antalya’da 1973 seçimlerinde CHP’den belediye başkanı seçilen Tonguç, 4800 personelle aldığı belediyede maaş dağıtacak para olmadığı için ilk ay maaşları babasının gönderdiği 300 Bin Lira ile dağıtarak adından söz ettirdi. Babasının tüm mal varlığını ipotek ettirerek temin ettiği para ile belediye personelinin maaşlarını ödeyen Tonguç, personelin yanı sıra halkın da takdirini kazanarak bir sonraki seçimi de kazanıp 1980 darbesine kadar başkanlık yaptı.
KENAN EVREN’LE HAPİSTE ÖDEŞME!
Konyaaltı ve Lara sahillerinin planlaması ile anılarını anlatan Tonguç, bu nedenle dönemin genelkurmay başkanı Kenan Evren ile yaşadığı sürtüşmeyi, bir röportajında şöyle anlattı: “Konyaaltı plajı ile Türkiye’de ilk halk plajını biz yaptık. Lara sahil bantı planlaması ile ilgili Kenan Evren ile kavga ettik. Ben onun genelkurmay başkanlığını 3 ay engelledim, o da beni 3 ay cezaevinde yatırdı ve ödeştik. Lara’da Düdenbaşı’nda 357 dönüm yer bıraktık ancak ona buna peşkeş çekildi, bir tek Gençlik parkı kaldı”.
RÜŞVET İTİRAFINI HOPARLÖRLE HALKA DİNLETTİ
Kaleiçi’nin planlanması konusuna, 3 belediye meclis üyesinin rüşvet alarak karşı çıktığını ve maddeyi belediye meclisine 18 kez getirmesine rağmen kabul ettiremediğini belirten Tonguç, bu nedenle meclis toplantılarını şehir hoparlöründe yayınlamaya başlayarak çok konuşulmuştu. Rüşvet aldıklarını kabul etmeyen meclis üyelerinin ses kayıtlarını hoparlörden tüm halka dinlettiğini belirten Tonguç, halkın üyelere tepki gösterdiğini ancak akşam parti binasının bombalanıp evinin silahla tarandığını ancak kararlarından vazgeçmediklerini anlatarak çok konuşulmuştu. Yolda yürürken üzerine araba sürüldüğünü, belediyede içtiği kahvenin içine siyanür konduğunu belirten Tonguç, evinin balkonundayken kendisine 12 adet ateş edilerek öldürülmek istendiğini yıllar sonra anlatmıştı.
CEZAEVİNDE KİRALIK KATİLİNE BAKMIŞ
Gözaltı günlerinde yaşadığı ilginç bir olayı anlatan Tonguç, konuyla ilgili röportajında ise şunları söyledi: “Birkaç avukat ile birlikte gözaltına alındığım dönemde nezarethanede beş tane de genç var. İşkence yapılan çocuklara bakıp, yemek yedirdik. 4 gün sonra işkencelere ara verildi. Çocuklardan biri bana, ‘Benim kim olduğumu biliyor musun?’ dedi. ‘Bilmiyorum’ deyince, ‘Ankara’dan teşkilattan sizi, ailenizi ve çocuklarınızı ortadan kaldırmak için gönderilen 4 kişinin Antalya ayağıyım’ dedi. Bize gelmişler ama evde bulamamışlar. Malik Günal’a, Gürkut Acar’a gitmişler onları da evde bulmayınca hamile bir kadını vurmuşlar ve yakalanmışlar. ‘Tüm bunları bile bile yine de bana bakacak mısın?’ dedi. ‘Evet’ dedim. Çıkana kadar o çocuklara baktık. Gençlerin hepsi kullanıldılar o dönemlerde”.
POLİTİKA GEÇİM KAYNAĞI HALİNE GELDİ
1980 sonrası yozlaşma yaşanan Türkiye’de siyasetin de bundan nasibini aldığını belirten Tonguç, politikanın gençleşmesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye’de bir genel başkanlar diktatöryası olduğunu belirtti. Bunun değişmesi gerektiğini belirten Tonguç, aklı başında olan insanların politikaya girmekten korktuğunu belirtip, belediye başkanı veya milletvekili olmak için büyük paralar harcandığını ve politikanın bir geçim kaynağı olduğunu ifade etti.
YAZMAYA BAŞLADIĞI KİTABI BİTİREMEDİ
Ölmeden önce kitap yazmaya başlayan Selahattin Tonguç, sağlık sorunları nedeni ile kitabını tamamlayamadı. Kitap yapmak için topladığı bilgi ve belgeleri Büyükşehir Belediyesi Kent Araştırmaları Merkezi Başkanlığı’na veren Tonguç’un kitabının buradan çıkması bekleniyor.