CHP'li milletvekilleri son dönemlerde yaşanan ekonomik krizden CHP belediyelerine operasyonlar tarım ve Turizm’e yaşanan sorunları ele almak için Antalya'da bir araya geldiler Antalya'da toplanan milletvekilleri arasında Adana Milletvekillerimiz Orhan Sümer, Ayhan Barut, Mersin Milletvekillerimiz Gülcan Kış, Hasan Ufuk Çakır, Talat Dinçer,
Muğla Milletvekillerimiz Gizem Özcan, Cumhur Uzun, Süreyya Öneş Derici, Tekirdağ Milletvekilimiz İlhami Özcan Aygun, CHP Antalya İl Başkanımız Nail Kamacı, CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, Cavit Arı ve Mustafa Erdem, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ve CHP Antalya il örgütü katıldı. Basın açıklamasında ülkenin genel durumu (İç ve Dış siyaset) 19 Mart’tan sonra uygulanan sistem. Hukuk, Ülkenin Ekonomik durumu, Tarım ve Turizm ve CHP’li Belediyelere uygulanan hukuk dışı baskılar ile ilgili basın toplantısı gerçekleştirildi.
CHP Antalya İl Başkanlı Nail Kamacı, CHP'li belediyelerine yönelik operasyonların iktidarın her yönden CHP'yi cezalandırmaya çalıştığını ifade etti. Kamacı, tutuklu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in sağlık durumu nedeniyle tutuksuz yargılanması gerektiğini dile getirdi. Ayrıca Kamacı CHP'ye yönelik yapılan haksızlıklara karsa ülke genelinde çalışma başlatışlarını ifade etti. Ülkenin dört bir yanında CHP’li vekillerin 3 gün boyunca çalışmalar yapılacağını vurguladı.
Antalya İl Başkanı Nail kamacı:
Anadolu’dan başlayan bir süreç içerisinde Türkiye’nin birçok ilinde bir saha çalışması yapıldı. Bu saha çalışması geçen hafta Büyükçekmece’de gerçekleştirildi. Bugün ise Antalya’da devam ediyor. Türkiye’nin her yerinde bu şekilde bir “giyinik devrim” görülüyor. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu şartlar ve belediyelerimize uygulanan sistematik baskılar, sahada net biçimde gözlemleniyor.
Ancak biz bu süreçte yola çıkmış bulunuyoruz. Değerli arkadaşlar, her şey 31 Mart seçimleriyle başladı. 31 Mart seçimlerinden sonra Türkiye’nin yüzde 67’sine tekabül eden bir alanı yönetmeye başlamamızla birlikte iktidar tüm dengelerini kaybetti. Bu durum onları oldukça üzdü. Başta bu üzüntülerini açıkça ifade etmediler, bizimle görüşmeler başlattılar. Ancak daha sonraki süreçte, bildiğiniz gibi Ekrem Bey’le başlayan, Cumhurbaşkanı adayımıza uzanan 19 Mart süreci, diplomanın iptali ve 23’ünde cezaevine gönderilmesiyle devam etti.
Bu süreçte başta Antalya örgütümüz olmak üzere tüm örgütlerimize teşekkür etmek istiyorum. Çünkü burada, Antalya’da 515 bin kişi ön seçim yaptı, adayımıza destek vermek amacıyla. Daha sonra yapılan imza kampanyasında ise yaklaşık 525 bin Antalyalı bize destek verdi.
Bu sürecin ardından tutuklamalar ilçelere yayıldı. En sonunda Adana, Adıyaman ve Antalya’da devam eden bir süreç yaşandı. Bu süreçte Antalya’da başlayan gelişmelerle birlikte şunu net biçimde gördük: İktidar demokrasiyi içine sindiremiyor. Halkın oylarıyla seçilmiş, milyonlarca oy almış belediye başkanlarımızı yargıyı kullanarak tutuklatıyor, görevlerinden el çektiriyor.
Antalya’mızla ilgili özel bir bilgi vermek gerekirse, dosyada hukukçu arkadaşlarımızın da belirttiği gibi, oğluyla ilgili birkaç iddiadan başka herhangi bir somut delil bulunmuyor. Ancak şu anda belediye başkanımız hâlâ tutuklu. Oysa tutukluluk bir tiyatro olmamalı. Serbest bırakılmalı ve Antalya halkına hizmet vermeye devam etmelidir. Çünkü biz aldığımız görevleri sonuna kadar yerine getiren bir partiyiz. Gelecekte de görevlerimizi yerine getireceğiz. Eğer ileride herhangi bir soruşturma kapsamında bir sorun yaşanırsa, bunun gerekleri o zaman yerine getirilir.
Ancak geçmişte kendisine uygulanmayan tüm işlemlerin bizim belediye başkanlarımıza uygulanması, iktidarın açıkça bizi cezalandırma amacı güttüğünü gösteriyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.
Üstelik Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız cezaevinde sağlık sorunları yaşamaktadır. Bildiğiniz gibi boyun bölgesinde ciddi bir rahatsızlık yaşamıştır. Tansiyonla ilgili sorunları vardır. Böbrekleriyle ilgili problemler ortaya çıkmıştır. Şu anda 14 farklı ilaç kullanarak günlerini geçirmeye çalışıyor.
Bu anlamda özellikle rahatsızlık yaşayan belediye başkanlarımız İstanbul’daki Beylikdüzü Belediye Başkanımız ve Antalya Belediye Başkanımız başta olmak üzere tutuksuz yargılanmalıdır. Bu halkın genel talebidir. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
İktidar bizi her yönden sıkıştırmaya çalıştı. Önce tasarım teknolojileri, ardından sosyal güvenlik uygulamalarıyla üzerimize geldi. Ama biz projeler üretmeye devam ettik, kendi topraklarımıza ulaşmaya devam ettik. Baktılar ki olmuyor, bu kez cezalandırma yoluna gittiler. Ancak bu cezalandırma yargı eliyle olmamalı. Çünkü bu ancak otokratik devletlerde olur. Demokrasilerde olmaz.
Demokrasilerde üç temel organ vardır: Yasama, yürütme ve yargı. Eğer bunların hepsini bir arada tutarsanız, ülkede demokrasi diye bir şey kalmaz. Şu anda hükümetin yapmaya çalıştığı tam olarak budur. Biz ise bunun karşısında durmaya devam edeceğimizi net biçimde ifade etmek istiyoruz.
Önümüzdeki üç gün boyunca milletvekillerimizle birlikte 12 büyük sivil toplum kuruluşu ve meslek örgütüyle görüşmeler yapacağız. 4 milletvekilimiz ikisi doğuya, ikisi batıya olmak üzere ilçelerimizden gelecek. İki gün, üç gün boyunca 20 farklı yerde toplantılar düzenleyeceğiz. Bu toplantılarda bize yapılan haksızlıkları kamuoyuna anlatmaya çalışacağız. Kamuoyunu bilgilendireceğiz. Bunu yapacağız.