Antalya Genç İşinsanları Derneği (ANTGİAD) üyeleri ile buluşan İşinsanı, Sanayici ve Beşiktaş Kulübü eski Başkanı Fikret Orman, “Liderlik, İnşaat, Sanayi ve Spor Sohbetleri” başlıklı bir konuşma yaptı. ANTGİAD Başkanı Ercan Yavaş moderatörlüğünde yapılan sunumda işinsanlarına hitap eden Orman, önemli açıklamalar yaptı.
ÜRETİM AŞAMASINDA YAŞADIĞI SÜRECİ ANLATTI
Çorlu’da bulunan tesisinde fren körükleri, fren hava tankları, fren aktüatörleri ve preslenmiş sac parçaları üretimi yapan Fikret Orman, aynı zamanda katlı körük, kabin körüğü, makas burcu, plastik piston, ön silindir, alt gövde silindirleri, ejentör silindirleri, mobil silindirler, atık taşıma ekipmanları, damperli kamyon ve ticari araçlar için özel hidrolik kitler üretimi yaparken yaşadığı süreci ve zorlukları anlattı. Beşiktaş Kulübü’nde 2012-2019 yıllarında başkanlık yapan Fikret Orman,2018-2019 yıllarında 9. Kulüpler Birliği başkanlığı görevini yürütmüştü. Türkiye’nin yanısıra Manchester ve Meksika’da da fabrikaları bulunan Orman, Türkiye’nin önde gelen işinsanları arasında gösteriliyor.
BEŞİKTAŞ BAŞKANLIĞINA GİDEN SÜREÇ
Beşiktaş başkanlığına gidilen yolculuğunu anlatan Fikret Orman, süreci şöyle anlattı: “Babam çok iyi bir Beşiktaşlıydı ve ben de doğduğumdan itibaren Beşiktaşlı oldum. Baba Hakkı, Süleyman Seba gibi sembol isimleri çocukluğumdan itibaren tanıdım. Süleyman Seba’yı 10 yaşımdan beri tanırdım. 13-14 yaşlarında ortaokulda öğrenciyken Beşiktaş başkanı olmaya karar vermiştim. O zamanki notlarımda ‘Geleceğin Beşiktaş başkanı’ olarak kayıtlarım vardır. Babam da eski yönetici olduğu için kulübün içinde çocuk yaşlarda olmaya başladım. Ancak Beşiktaş’a başkan olmak, bir istekle olmaz insanların sizdeki liderlik vasfını görmesi ile oluşur. 2000’li yollarda o vasfa sahip olmaya başlamıştım”.
BEŞİKTAŞLILARA RAĞMEN BEŞİKTAŞ’TA BAŞARILI OLMAK ÇOK ZOR
“Beşiktaş başkanı olduktan sonra, bildiğim bir camiayı devraldım” diyen Fikret Orman, “Tesisi, stadyumu ve gelir kapıları daha azdı. En önemlisi, Beşiktaş’ın geleceği ile ilgili umutsuzluk vardı. Şu anda da aynı tablo yaşanıyor. Bir başkanın yaşadığı üç baskı vardır; taraftar, medya ve ekonomik baskı. Beşiktaş zor bir camia. Başka bir kulüpte başkanlık yapmaya benzemiyor. Beşiktaş 3 büyükler içinde en zor camiadır. Beşiktaş’ta başarılı olmak için, Beşiktaş’a rağmen başarılı olmalısınız. Bugün de kulübü yönetenlerin en çok zorlandığı konu budur. İçeride birlik olup mücadele etmektense, iç dinamiklerle mücadele ediyorsunuz. Siz Beşiktaşlıları mutlu etmeye çalışırken, camianın mensupları sizinle uğraşır. Taraftarı, basını ve ekonomiyi yönetmek zordur ancak iç kumpasları yönetmek çok daha zordur” ifadelerini kullandı.
TÜRK FUTBOLU SÜREKLİ DEĞER KAYBEDİYOR
Türkiye’de kulüpleri artık camia olarak yönetmek çok zor olduğunu belirten Fiukret Orman, Türk futbolu hakkında şunları söyledi: “Taraftar, kulübün sahibi olduğunu söylüyor ancak sadece başarı istiyor. İnsanlar işe veya okula gittiği zaman gurur duyacağı bir takımdan bahsetmek istiyor. Ancak aynı taraftarı borç ilgilendirmiyor. Sizden sadece transfer yapmanızı ve başarılı olmanızı istiyor. Taraftarın baskısı hep sportif başarıyla ilgili. Türk futbolunun en büyük sorunu, marka değerinin hala düşüyor olması. Netflix İngiltere Premier Lig’in yayın haklarını 5 Milyar Dolar’a almaya hazırlanıyor. Türkiye’de ligin yayın hakları 150 Milyon Euro ve bunun 50 Milyonunu federasyon alıyor. Bu nedenle ligden düşen takımlar Bursaspor, Sakaryaspor, Denizlispor; Eskişehirspor gibi amatöre kadar gidiyor. Bu bütçelerle bu iş yönetilmiyor. 3 büyükler artık futbol dışı faaliyetlerle, daha çok inşaat ile ayakta kalmaya çalışıyor. Ligimizde Göztepe ve Samsunspor, kulüp yönetimi için iyi bir örnek. Artık kulüplerin gerçek sahiplerinin olması gerekiyor. Ancak kulüplerin satılmasını kongre üyeleri ve taraftarlar istemiyor. Menchester City ve Liverpool’un sahiplerine bakılmıyor, başarılarına bakılıyor. Türk futbolunun da böyle bir dönüşüme ihtiyaç var. Ancak mevcut TFF yönetimi anlayışı ile bunu yapmak kısa vadede çok zor, hatta imkansız”.
İHANET EDENLERİ AFFETMEMEM EN BÜYÜT HATAM OLDU
Beşiktaş başkanlığı dönemi ile ilgili kendisini en çok eleştirdiği konuyu da açıklayan Fikret Orman, “yönetim kurulundaki bazı insanların ihanet ve kıskançlık içinde olduğunu hissettiğim günlerde radikal kararlar almam gerekiyordu. Bunu yapmadığım için bana ve Beşiktaş’a çok büyük zararlar verdi. Rahmetli Süleyman Seba bu konuda bana nasihatler vermişti ancak onu da dinlemedim ve bu konuda büyük hata yaptım” ifadelerini kullandı.
VODAFONEPARK’I HAYATA GEÇİRME SÜRECİ
Başkanlığı dönemimde 90 Milyon Euro bonservis geliri elde ettiklerini ve VorafonePark’ı hayata geçirdiklerini belirten Orman, “Ben başkanlığım sürecinde, bir futbolcu gibi davrandım. Başkan olmadan önce neler yapacağımı kafamda planlamıştım ve bu planı uyguladım. Bu konuda stadyum bize çok yardımcı oldu. Şu anda Beşiktaş bütçesinin gelirinin yüzde 60-65’i stadyumdan oluyor. Stadyum bize büyük rahatlık getirdi. O dönemde transfer yapma konusunda bekleyişe geçince transfer yapma baskısı azaldı. Ben başkan olmadan önce zaten başkanlık sürecini kafamda oynamıştım ve onu hayata geçirdim. Şu anda taraftar hemen başarı istiyor ve aynı işleri böyle bir süreçte yapamazsınız. İnönü stadını bırakın yapmayı, benden başka kimse yıkamazdı bile. Gezi olaylarının gölgesinde o stadı yıkıp, VodafonePark’ı yapmak çok zordu ve bunu yaptık. O stadı adeta kendi ellerimle yaptım ve şu anda müthiş bir gurur duyuyorum”.
TÜM GÜÇLER FEDERASYONDA VE KEYFİYETÇİLİK HAD SAFHADA
Futbolun patronunun Türkiye Futbol Federasyonu olmasının çok saçma olduğunu belirten Fikret Orman, şu görüşleri paylaştı: “İngiltere’de kimse İngiltere Futbol Federasyonu’nu bilmez. Hakemleri bir şirket yönetiyor ve onun işi hakem hizmeti verilir. Bizde ise güç tek bir merkezde birleşiyor ve iş başka noktalara gidiyor. İngiltere ve İspanya’da federasyonlar çok mütevazidir. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu’nun binalarına baktığınız zaman fark ortaya çıkıyor. Süper Kupa finalinin Suudi Arabistan’da oynanmasına Federasyon niye karar veriyor? Merkeziyetçilik, gücü elinde tutma ve futbolu tek elden yönetme isteği, Türk futbolunun marka değerine yerin dibine indiriyor. Yayın geliri toplam 150 milyon Euro olan ligde, bir futbolcuya 100 milyon Euro verilebiliyor. Türk futbolunda sistem kökten değişmeli”.
“2026’NIN İLK 9 AYI ÇOK ZOR GEÇECEK” UYARISI
ANTGİAD üyelerine iş hayatı ile ilgili tavsiyelerde bulunan Fikret Orman, “İş hayatı anlamında 2025 yılı çok iyi geçmedi. 2026’nın ilk 9 ayı da iyi geçmeyecek. Hikayesi olmayan hiçbir şeyi satamazsınız. Bizim sanayimizin gelişmesine en büyük sebep, maliyet avantajları. Ancak şu anda maliyetlerimiz çok yüksek. Özellikle işçilik maliyetleri çok yükseldi. İşletmelerin en önemli gider kalemlerinden birisi personel giderleri oldu. Bu giderlerle kar elde etmek çok kolay değil. Ayakta kalabilmek için yeni stratejiler üretmek zorundayız. İnsanlara, bildiği ve kendi alanlarında yatırım yapmalarını tavsiye ederim. Anlamadığınız bir sektöre girerseniz genelde zarar edersiniz” şeklinde konuştu. İş ve spor yöneticiliğinde öğrendiği en sert ve değerli dersi de açıklayan Fikret Orman, “Ketum ve şüpheci olmayı öğrendim. Çok dikkat etmediğim konulardı ve bu süreçte bunu öğrendim. Zorlu süreçte gelecek hamlesini, her zaman çok önde olmamanın gerektiği, aile problemlerini ve kazandığın parayı gizli tutmam gerektiğini öğrendim. Az konuşup ketum olarak, aile içi problemleri dışarı yansıtmamak kesinlikle çok önemli. İnsan egosu gereği tanınmak ve konuşulan birisi olmak isteyebilir ancak bu hayatın gerçeklerine aykırı” şeklinde konuştu.
