Türkiye’nin farklı bölgelerinde peş peşe yaşanan zehirlenme vakaları tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Gıda zehirlenmeleri, güvenilir gıdaya ulaşım noktasında yeni soru işaretleri doğururken Cem Arüv, sorunların yalnızca gıda kaynaklı olmadığını; dönemsel olarak aktifleşen virüs ve bakterilerin de etkili olabileceğini belirtti.
İstanbul’da bir ailenin hayatını kaybetmesiyle gündeme gelen ve sonrasında pestisit kaynaklı olduğu belirlenen olayın, ciddi bir yönetim ve denetim eksikliğine işaret ettiğini vurgulayan Arüv, Türkiye’de tarımsal üretim, ilaçlama ve gıda kalitesi konusunda yapısal sorunlar bulunduğunu dile getirdi.
Arüv, kamuya açık alanlarda ruhsata tabi kimyasalların bildirim yapılmadan kullanılmasının kabul edilemeyeceğini ifade ederek, sorumluların ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
GIDA GÜVENLİĞİ GÜNDEME GELDİ
Son günlerde arka arkaya yaşanan gıda zehirlenmesi vakaları, özellikle İstanbul’daki bir ailenin hayatını kaybetmesiyle birlikte ülke gündeminde ciddi biçimde yer edinmiş durumda olduğunu vurgulayan Arüv, “Başlangıçta bu olayın gıda zehirlenmesi olduğu düşünülse de, daha sonra pestisit kaynaklı olduğu ortaya çıktı ve bu durum bir kez daha gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Farklı şehirlerden gelen zehirlenme vakalarının yalnızca gıda kaynaklı olmadığını düşünüyorum. Belirli dönemlerde bazı virüs ve bakterilerin daha aktif hale geldiğini ve toplumda benzer sağlık problemlerine neden olduğunu gözlemliyorum” dedi.
“ÜRÜNDE KALİTE DÜŞÜKLÜĞÜ GÖZLEMLENİYOR”
Türkiye’de tarımsal üretim ve gıda kalitesi konusunda ciddi problemlerin mevcut olduğunu söyleyen Arüv, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Yurt dışında tükettiğim meyve, sebze ve et ürünlerinin lezzeti ile Türkiye’de üretilen aynı ürünler arasında belirgin farklar olduğunu net bir şekilde hissediyorum. Domatesten tavuğa, etten meyveye birçok üründe kalite düşüklüğü gözlemleniyor. Toprak yapısı, gübreleme, ilaçlama ve üretim süreçlerinde ciddi sorunlar olduğunu düşünüyorum. İhracata gönderilen ürünlerin dahi sık sık geri dönmesi bu problemlerin bir göstergesi. Fosfin meselesine değinecek olursak; bu madde son derece tehlikeli, erişimi sınırlı ve ruhsata tabi bir kimyasal.”
“YÖNETİM VE DENETİM EKSİKLİĞİNE İŞARET EDİYOR”
“Üzücü olan, böylesine etkili bir maddeyi bir firmanın nasıl temin edip bir otelde kullanabildiği” konusuna değinen Arüv, “Kamuya açık bir alanda yapılan bu tür uygulamaların hem misafirlere bildirilmemesi hem de yetkili kurumlara bilgi verilmemesi kesinlikle kabul edilemez. Bu durum, açık bir yönetim ve denetim eksikliğine işaret ediyor. Bu gibi olaylarda bilinçli taksir söz konusu olabileceğinden sorumluların ciddi şekilde cezalandırılması gerektiği kanaatindeyim. Tarım Bakanlığı’nın, tarımsal üretimden gıda kontrollerine kadar uzanan süreçleri gözden geçirip gerektiğinde iyileştirmeye yönelik adımlar atmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Ülkemizde yaşanan bu tür olaylar gerçekten üzücü” ifadelerini kullandı.
