Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Gökçeyazı Mahallesi’nde, tamamı orman, tarım ve tarihi kalıntıların bulunduğu alandan oluşan 95,5 hektarlık bölgede kurulmak istenen mermer ocağı projesine karşı mahkemeden kararı çıktı.
Antalya Valiliği’nin verdiği “çevresel etki değerlendirmesi (çed) gerekli değildir” kararına karşı mahalle sakinleri, çevreci dernekleri, muhtarlar, CHP’li temsilcileri tarafından açılan dava sonuçlandı. Mahkeme, bilirkişi raporundaki olumsuz görüşleri esas alarak çed kararını iptal etti.
Bilirkişi heyetindeki yer alan uzmanların neredeyse tamamı mermer ocağını orman ekosistemi, yeraltı su kaynakları ve tarım alanları üzerinde geri dönüşü olmayan tahribatlar yaratacağı yönünde görüş bildirmişti. Kararın ardından Gökçeyazı halkı, köy meydanında bir araya geldi.
MAHKEME KARARI İPTAL ETTİ
Kaş Çevre ve Kültür Derneği tarafından yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
Mahkeme, bilirkişi raporu doğrultusunda karar vererek Antalya Valiliğinin “Çed Gerekli Değildir” kararını iptal etmiştir! Öncelikle Gökçeyazılı hemşehrilerimize olmak üzere halkımızın gözü aydın! Ormanı için, deresi, ağacı, tarım toprakları için yani vatanı, çocuklarımızın geleceği için mücadele eden tüm vatandaşlarımızı tebrik ederiz.”
“ORMANLARIMIZ, DAĞLARIMIZ PARÇA PARÇA EDİLİYOR”
Sömürge madenciliğinin yaşandığı ülkenin, 2018-2023 tarihleri arasında en çok yeşil alan kaybeden ülke konumuna geldiği ifade edilen açıklamada, “Ormanlarımız, dağlarımız parça parça edilirken madencilik yapılabilsin diye, hayati önemi olan su kaynaklarımızı bir bir kurutuluyor ya da kirletiliyor. Uşak’ta taş ocaklarının kullandığı su sebebiyle şehir ağustos ayında susuz kalmış, kente sınırlı saatlerde su verilebilmişti. Yapılan yönetmelik değişiklikleri ile önce sit alanlarında, zeytinlik tarım alanlarında daha sonra milli parklarda madenciliğin önü açılmıştı. Şimdi ise muhafaza ormanları maden şirketlerinin kullanımına açılıyor” denildi.
“SÖMÜRGE MADENCİLİĞİNE SON VERMEK ZORUNDAYIZ”
Açıklamada Türkiye’de son 60 yılda 240 gölün 186’sı tamamen kuruduğu. Geriye kalan göller ise kuraklık ve aşırı kirlilik tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı ifade edildi. Açıklamada “Çocuklarımızın bir geleceği olmasını istiyorsak acilen sömürge madenciliğine son vermek zorundayız” denildi.
