Antalya’da sürekli yerli ve yabancı turist girişi gerçekleşiyor. Bu durum ise beraberinde çevre kirliliğini ve deniz kirliliğini de getiriyor. Antalya’nın denizleri ve sahil kıyıları her geçen gün daha çok kirlenmeye devam ederken özellikle sahilleri kullanan vatandaşları bu konuda daha duyarlı olması gerekiyor. Sahil kenarlarına bırakılan çöpler önce karayı rüzgarla denize ulaşması sonrasında da denizin kirlenmesine ve ekosistemin bozulmasına neden oluyor. Tüm bunların önüne geçilebilmesi için ise temelden eğitim verilmesi ve bilinçlendirme seminerlerinin yapılması gerekmektedir. Antalya’nın çevre ve deniz kirliliğinden kurtulabilmesi için sadece yerli halkın değil gelen yerli ve yabancı turistlerin bilinç seviyesi de büyük önem taşıyor.

Konyaaltı Sahili Kirliliği

KALİTELİ TURİZM DENİZ KİRLİLİĞİNİN ÖNÜNE GEÇEBİLİR

Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Hakkı Dikmen, kaliteli turizm yapıldığında denizlerin kirlenmeyeceğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:

“Geçen günlerde günlük bazda turist sayısı rekoru kırıldı. Ben şunu gözlemledim. Turistin ne zaman niteliği ve kalitesi düşerse denizlerimiz bir şekilde kirleniyor. Ama kaliteli bir turizm yapıldığında inanın o denizlerimiz kirlenmiyor. Ortada böyle tuhaf bir gerçek var. Piknik alanları ve plajlarımızda oluşan kirliliğe biz karadan kaynaklı deniz kirliliği diyoruz. Vatandaşlarımız akşamları yaptıkları pikniklerde, sahil gezintilerinde atıklarını eğer orada bırakırlarsa rüzgarın etkisiyle denize karışıyorlar. Bu kırpıntılardan daha sonra mikroplastik oluşuyor. Bununla ilgili birçok yerde eğitim verdik, birçok yerde dip dalışı gerçekleştirdik. Farkındalık oluşturduk ama eğitime ve zamana ihtiyaç var.”

Hakkı Dikmen

DENİZ KİRLİLİĞİNİN ÖNLENEBİLMESİ İÇİN LİSE DÜZEYİ EĞİTİM ŞART

Şu an balıklarda mikroplastik olduğunu ve insanların onları yemeye başladığında insanları bünyesinde yavaş yavaş birikeceğini belirten Başkan Dikmen konuşmasında, “Biz burada diğer tüm canlılarla beraber ortak bir alanı işgal ediyoruz. Ama bizim işgalimiz biraz uzun sürmüş. Artık biz burayı tamamen sahiplenmişiz ve sadece bizim olduğunu iddia ediyoruz. Halbuki öyle değil. Sokak köpeklerinden tutun karıncalara kadar, carettalardan tutun uçan kuşlara kadar her bir canlının, bir ağacın bile yaşam hakkı var. Tüm canlıların eşit yaşam hakkı olması gerekiyor. Bizim yaptığımız hatalardan kaynaklı tekrar biz insanoğlu zarar göreceğiz. Aslında şu an bunu insanlar pek anlayamıyorlar. İklim krizi, iklim değişikliği kapıda, sebebi ise insanoğlunun sanayileşmesinden kaynaklı atmosfere saldığı ve ozon tabakasını incelten sere gazlarıdır. Denizlerde kirlilikte de öyle olacak. Şu an balıklarda mikroplastikler var. İnsanlar onları yemeye başlayacak ve yavaş yavaş bünyemizde birikecek. O zaman yine anlayacaklar ama her şey için geç olacak. Bunların önlenebilmesi içinde lise düzeyinde eğitimler, sürekli sosyal farkındalıklar ve gazetecilerin sürekli haber yapması gerekiyor. Bu konunun ulusal kanallara çıkması gerekiyor” sözlerine yer verdi.

Antalya Yeşil Enerji

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EN ÇOK ANTALYA’YI ETKİLEYECEK

Başkan Hakkı Dikmen, Türkiye iklim değişikliğinden etkilenecek ama Türkiye'nin içerisindeki iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek illerin başında Antalya geldiğinin belirterek, şu sözlere yer verdi:

“Geçen sene temmuz ayında günlük güneşlik bir hava varken birden yağmur ve fırtına çıktı. Şezlonglar, şemsiyeler havada uçtu. Turistlerin hepsi korktu, yağmurdan içeri kaçtılar. Şimdi bu neydi biliyor musunuz? İklim değişikliğinin ani hava etkileriydi. Türkiye iklim değişikliğinden etkilenecek ama Türkiye'nin içerisindeki iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek illerin başında Antalya geliyor. Ve bu şehirde turizm yapmaya çalışacak insanlar çevreyi kirletmeden sürülebilir ve daha dirençli bir turizm planlamaları gerekiyor. Bunun için de ne yapmaları lazım dersek özellikle turizm tesislerinin yeşil enerjiye dönmeleri gerekiyor.

Antalya Turizm Yeşil Enerji

Bir şekilde elektrik enerjisini, rüzgar enerjisini, dalga enerjisini kullanıp tesislerindeki elektrik sarfiyatını azaltmaları gerekiyor. Bunlar küçük şeyler ama bir ili kapsadığında gerçekten etkisi oluyor. Çünkü karbon salınımını azaltmış oluyoruz. Örneğin bir çözüm işletme tesisliyseniz bir günlük 500 kilogram domatese ihtiyacınız varsa, bu domatesi Ankara'dan getirtip o ulaşımı sağlayan kamyonun atmosfere salacak karbon miktarını azaltmanız lazım. Bölgesel alışveriş yapılması gerekiyor. Bu sayede karbon salınımı azaltılsın ve iklim değişikliği yavaş yavaş direnç sağlanabilsin.”

Muhabir: DEMET GÖKÇE