Tarımda girdi maliyetleri çiftçilerin kanayan yarası haline gelmiş durumda ve birçok çiftçi tarımı bırakmanın eşiğine geldi. Yaşanılan bu süreçler sadece çiftçiyi değil pazarcı ve halkıda derinden sarsıyor. Pazar tezgahlarına gelene kadar fiyatlarda yaşanan artış, halkın besine ulaşımına engel oluyor. Yaşanılan bu kısır döngü hem üretici olan çiftçiyi hem de alıcı olan halkı zor duruma sokmaya devam ediyor. Saadet Partisi Antalya Milletvekili ve YİK Üyesi Şerafettin Kılıç, tarım için önemli noktada yer alan ve üretimde birçok kez Türkiye’de birinciliği elde eden Antalya’nın şu an ki durumunu meclise taşıdı.

“BU ÜLKEDE TARIM BİLEREK, İSTEYEREK ZAYIFLATILDI”

Saadet Partisi Antalya Milletvekili ve YİK Üyesi Şerafettin Kılıç, tarımı ele aldığı meclis konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün burada tarım sektöründeki sorunların araştırılması amacıyla sunulan bir önergeyi görüşüyoruz. Gidin herhangi bir Anadolu köyüne, herhangi bir pazar yerine vatandaşa sorun, tarım ne durumda deyin? Size sayfa sayfa rapordan daha net daha samimi bir tablo çizeceklerdir. Üretici diyor ki mazot olmuş 55 TL, gübre olmuş ateş pahası ben ektiğimle değil borçlandığımla uğraşıyorum. Toprak bizim ama bereketi başkasına gidiyor. Siz hala kalkınma planlarında 2053 vizyonu falan diyorsunuz. Ama millet 2025’in hasadına çıkabilir mi onu bilmiyor. Değerli milletvekilleri bu ülkede tarım bilerek, isteyerek zayıflatıldı.

Gıda zinciri küresel şirketlere teslim edildi. İthalatçı bir anlayış üreticinin önüne duvar gibi dikildi. Tarım artık politika kitaplarının konusu değil kriz masalarını başlığıdır. 2004’te GSYH’nin yüzde 9 ‘u olan tarımın payı bugün yüzde 5’lere gerilemiş. Tarım destekleri yarı yarıya düşmüş. Üretici borçla ayakta durmaya çalışıyor. Bunların hepsi göz göre göre oldu.”

Tarim Çiftçi Antalya

“ÇİFTÇİNİN BORCU HER YIL KATLANIYOR”

Milletvekili Kılıç, 12’inci kalkınma planında tarıma verilen desteğin neden az olduğunu ve çiftçinin borcunun her yıl katlanarak devam ettiğini belirterek, “Bir başka mesela daha var açık konuşalım. Bu mecliste tarım alanındaki gerçek sorunların konuşulmasından kaçınılıyor. Konuşulsa da sadece lafla geçiştiriliyor. Bakın 12’inci kalkınma planında denilmiş ki, “Tarım, öncelikli gelişme alanıdır.” Peki soruyorum size önceliği buysa neden bu bütçede en az destek tarıma veriliyor. Neden çiftçinin borcu her yıl katlanıyor. Neden 10 genç çiftçiden 8’i tarımı terk etmek istiyor. Çünkü iktidar bu ülkenin stratejik sektörlerini bile günü birlik planlarla idare ediyor da ondan. Çünkü plansızlık bir yönetim biçimi haline gelmiş durumda. Şunu artık açıkça kabul etmemiz gerekiyor. Bu ülkede üretici mutsuzsa tüketici de huzurlu olamaz.

Tarim Antalya

Tarla da emek karşılık bulmuyorsa sofrada bereket kalmaz. Tarım göz ardı edilirse kalkınma planları da anlamını yitirir. Bugün oy vereceğimiz bu önerge her ne kadar araştırma komisyonu talebi gibi görünse de aslında çok daha fazlasıdır. Bu önerge duyuyoruz, farkındayız, görmezden gelmeyeceğiz deme fırsatıdır. Biz bu sesi duyuyoruz. Köyünü terk eden gençten, borcunu ödeyemeyen çiftçiden, ay sonunu getiremeyen pazarcıdan yükselen sesi duyuyoruz. Ve diyoruz ki artık çözüm üretme vakti geldi. Artık meseleleri ötelemek değil üstlenmek zorundayız” şu ifadelere yer verdi.

Muhabir: DEMET GÖKÇE