Trafik ve ulaşım, Antalya’nın kanayan yarası olmaya devam ediyor. Kentte, Mayıs 2025’te trafiğe kayıtlı motorlu araç sayısı 1 milyon 613 bin 694’e ulaştı. Bu araçların 723 bin 804’ü otomobil, 510 bin 522’si motosiklet, 211 bin 275’i kamyonet, 64 bin 43’ü traktör, 44 bin 655’i kamyon, 31 bin 553’ü minibüs ve 14 bin 961’i otobüs olarak kayıtlara geçti. Araç sayısı hızla artarken, kent genelindeki trafik sorunu da büyüyor. Yetkililer çeşitli çözüm önerileri sunsa da bu girişimler trafiği rahatlatmakta yetersiz kaldı.
TURİZMİ TEHDİT ETMEYE BAŞLADI
Antalya’da yıl boyunca süren trafik kaosu, kentin turizm potansiyelini tehdit eder boyuta ulaştı. Okulların açılmasıyla birlikte kent genelinde yaşanan trafik krizi nedeniyle hayat adeta durma noktasına geldi. Yıllık 80 milyonu aşan havalimanı yolcu kapasitesi, artan VIP turizm ve toplu taşıma yükü karayolunu zorlamaya devam ediyor.
DENİZ OTOBÜSLERİ SATIŞA ÇIKTI
Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş. tarafından işletilmeye başlanan 3 deniz otobüsü, Antalya il merkezi ile Kemer ilçesi arasında sefer yapıyordu. Ancak çeşitli nedenlerle bu seferler 2019 yılında durduruldu. Geçtiğimiz aylarda ise deniz otobüsleri ihale yoluyla satışa çıkarıldı. Trafik nedeniyle hayatın durduğu Antalya’da mevcut çözümler yetersiz kalıyor.
ANTALYA’DA DENİZ YOLU KULLANILMIYOR
Yapılan yol ve kavşak projelerine rağmen trafik kaosu sürerken, kent trafiğini rahatlatması beklenen deniz yolu ulaşımı Türkiye genelinde yalnızca Antalya’da kullanılmıyor. Konyaaltı’ndan başlayıp Kemer veya Kaş’a uzanan bir deniz trafiği hattında feribot kullanımı tartışma konusu oldu. Antalya Denizcileşme Platformu Başkanı İzzet Ünlü konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
DENİZ TAŞIMACILIĞI LÜKS DEĞİL, İHTİYAÇ
Ünlü, Konyaaltı’ndan Kemer ve Kaş’a uzanan sahil şeridinde katamaran tabanlı deniz otobüsleriyle yolcu taşımacılığının artık bir lüks değil, zorunlu ihtiyaç olduğunu belirtti. Antalya Denizcileşme Platformu Başkanı İzzet Ünlü, Kaleiçi’nden Lara ve Kundu’ya, Belek’ten Kemer’e kadar yapılacak modern ve çevre dostu iskeleler sayesinde hem turistlerin şehir merkezine kolay ulaşabileceğini hem de kent sakinlerinin ulaşım krizinden kurtulabileceğini ifade etti.
ANTALYA’DA TURİZM VE TRAFİK KEŞMEKEŞE DÖNÜŞECEK
Deniz yolunun ulaşım sistemine entegre edilmesi gerektiğini vurgulayan Ünlü, Antalya’nın havalimanı yolcu kapasitesinin 80 milyonu aştığını ve mevcut yolların bu yükü kaldıramadığını söyledi. Ünlü, “Bu kapasite artışıyla birlikte VIP turizm ve otobüs sayısı da artacak. Antalya’ya mutlaka demiryolu ve metro-tramvay hatları yapılmalı. Bu yatırımlar yalnızca büyükşehir belediyesiyle değil, devlet desteğiyle gerçekleştirilmeli. Aksi takdirde Antalya’da turizm ve trafik keşmekeşe dönüşecek” dedi.
YOLCU İNDİRME-BİNDİRME İSKELELERİ YAPILMALI
Deniz trafiği ve yolcu taşımacılığı için mutlaka iskelelerin yapılması gerektiğini belirten Ünlü, “Kıyılara yolcu indirme-bindirme iskeleleri yapılmalı. Açık deniz olduğu için şehir hatları vapurları yerine, altı katamaran tabanlı deniz otobüsleri tercih edilmeli. Bu tekneler Antalya denizciliği için daha uygun ve güvenlidir” ifadelerini kullandı.
DENİZ OTOBÜSLERİNİN AÇIK DENİZE UYGUN OLMASI ŞART
Kruvaziyer limanlarının önemine de değinen Ünlü, “Aspendos ve Perge gibi yerlere ulaşım sağlanmalı. Kaleiçi, Antalya Balıkçı Barınağı, Lara, Kundu, Belek gibi noktalarda yapılacak iskelelerle hem turistlerin şehirle bağlantısı kurulabilir hem de kent sakinleri eski otellerine, tatil köylerine veya limandaki restoranlara ulaşabilir. Bu iskeleler sayesinde yolcular daha güvenli ve emniyetli şekilde taşınabilir. Ancak deniz otobüslerinin açık denize uygun olması şart” dedi.
BU İŞİ BİLEN İNSANLARLA YÜRÜTMEK GEREKİYOR
Geçmişte deniz taşımacılığı yapıldığını ancak işletilemediğini hatırlatan Ünlü, “Bu işi denizciliği bilen insanlarla yürütmek gerekiyor. Denizcilik ayrı bir meslek, ayrı bir konsepttir. Bu alanda bilgi ve tecrübesi olan kişilerle fizibilite hazırlanmalı, tekne yapımı, alımı ve işletilmesi profesyonelce planlanmalı” ifadelerini kullandı.
KARADAKİ TRAFİK DENİZ RAHATLATABİLİR Mİ?
Deniz trafiğiyle karadaki yükün denize aktarılması gerektiğini vurgulayan Ünlü, “Bu süreci akılcı yönetimlerle, fizibilite çalışmalarıyla, tekne ve yer seçimiyle, ardından işletme süreciyle profesyonel kadrolar eşliğinde yürütmek gerekiyor. Bugüne kadar deneme-yanılma yöntemiyle ilerlenmesi nedeniyle sonuç alınamadı. Geçmişten ders çıkarılmalı. Deniz varsa hayat var” sözlerine yer verdi.
