Damlataş Mağarası, hem jeolojik ihtişamı hem de insan sağlığına potansiyel faydalarıyla, Alanya'nın sadece görsel değil, aynı zamanda sağlık turizmi açısından da önemli bir destinasyonu olmayı sürdürüyor. Mağara, Alanya Kalesi'nin görkemli siluetinin hemen altında, ziyaretçilerini mistik ve iyileştirici bir yolculuğa davet ediyor.

1948 YILINA DAİR BİR KEŞİF HİKAYESİ

Mağaranın 15.000 yayılan oluşum hikayesi, modern çağda oldukça ilginç bir olayla kesişiyor. Damlataş Mağarası, 1948 yılında, Alanya Limanı inşaatı için taş ocağı açılması sırasında, kayalıklara yerleştirilen bir dinamitin patlatılması sonucu tesadüfen keşfedildi. Patlamanın ardından ortaya çıkan bu doğal boşluk, kısa sürede Türkiye'nin en önemli jeolojik hazinelerinden biri haline geldi.

Damlataş Mağarasi

Mağara, içerideki sarkıt ve dikitlerden sürekli olarak su damlaması nedeniyle "Damlataş" adını aldı ve keşfinden kısa bir süre sonra, 1948 yılında Türkiye'nin turizme açılan ilk mağarası unvanını kazandı.

ŞİFALI HAVASININ SIRRI

Damlataş Mağarası'nı sadece bir doğa harikası olmaktan çıkaran asıl özelliği, havasının şifalı olduğu inancıdır. Mağaranın içindeki hava, yıl boyunca değişmeyen sabit bir mikroklimaya sahiptir. Mağarada, sıcaklığın 22 santigrat derece, yüksek nem oranı %95, Azot %71, Oksijen %20,5, on binde 2,5 karbondioksit ve bir miktar radyoaktivite ile iyonlar içeriyor.

Damlatas Magara

ASTIM HASTALARI İÇİN DOĞAL TEDAVİ MERKEZİ

Bu özel atmosferin özellikle astım ve solunum yolu rahatsızlıklarına iyi geldiği bilimsel çalışmalarla destekleniyor. Bu nedenle mağara, yıllardır doktor kontrolünde 21 günlük tedavi kürü uygulayan astım hastaları için bir "doğal tedavi merkezi" olarak da hizmet veriyor.

Muhabir: BADE ÖNDER