Türkiye Barolar Birliği’nin yeni Avukatlık asgari ücret tarifesiyle birlikte hem dava açma maliyeti hem de hukuki danışmanlık ücretini arttırdı. Ancak Vatandaşın adalete erişim maliyeti yeniden gündeme gelirken konuya ilişkin Antalya Barosu Sekreteri Avukat Çevik Köken, yaptığı değerlendirmeler doğrultusunda gelen zamların süreç için düşük kaldığını ifade etti.
Türkiye Barolar Birliği tarafından avukatlık asgari ücret tarifesine ortalama yüzde 36’lık bir zam artışı yapıldı. Ancak yapılan zamlar vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılandı. Yapılan zamların arasında; Asliye Mahkemeleri 45 Bin TL, Sulh Ceza Mahkemeleri 30 Bin TL, Tüketici Mahkemeleri 22 Bin 500 TL ve Ağır Ceza Mahkemelerine ise 65 bin TL olarak belirlendi. Düşük ücretle iş almak zorunda kalan avukatlar için yapılan bu zam avantaj olarak görülürken bazı avukatlar ise zammın büyük bölümünün devlete vergi olarak geri verilmesine dikkat çekti. Öte yandan bazı yurttaşlar ise avukatların emeğinin karşılığını alamadığını savundu. Bu kapsamda yurttaşlar ikiye bölündü.

Konuya ilişkin Antalya Baro Sekreteri Avukat Çevik Köken, kapsamlı değerlendirmede bulundu. Av. Köken’e göre yapılan zamlı tarifenin ortalama bir dava süreci içinde aslında yapılan zamların çok düşük kalıyor.
“ASLINDA BU PARA ÇOK AZ BİR MİKTAR DAHİ KALABİLİR”
Vatandaşlar artan fiyatlara tepki gösterirken, yapılan değerlendirmeler doğrultusunda gelen zammın aslında düşük kaldığını dile getiren Antalya Baro Sekreteri Çevik Köken şu sözlerine yer verdi:
“Örnek vermek gerekirse, en fazla dava açılan mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri. Geçen yıl 30 bin liraydı. Bu mahkemelerde yüzde 50 artışla 45 bin TL oldu. Ama Asliye Hukuk’ta açılacak bir dava aldığımız zaman, bu dava Asliye Hukuk Mahkemesi’nde biter. Sonrasında istinafa gittiniz, istinaf bitti. Sonrasında, eğer maddi sınırların üzerindeyse Yargıtay’a gittiniz. Üç aşamalı bir dava oluyor. Bu saydığım süreçte, yaklaşık olarak şu zamanlarda en az 5 yıl sürüyor. Bu kapsamda 45 bin TL alındığı zaman, bu en azından sonraki istinaf ve temyiz aşamalarını da kapsıyor. Örneğin 5 yıllık bir süreçte bu dosyayı, içindeki süreleri ve dilekçeleri bir şekilde takip etmeniz gerekiyor. Bunu da değerlendirdiğimiz zaman, aslında bu para çok az bir miktar dahi kalabilir. O yüzden insanların her şeyi kapsamlı değerlendirmesi gerekiyor. Bu süreçlerin uzunluğunun göz önünde bulundurulması gerekiyor.”

Bunun yanı sıra Av. Köken, ilk başta usule aykırı bir şekilde dava açılması veya sürenin kaçırılması durumunda davaların komple reddedildiğini vurguladı. Av. Köken, “Usule ilişkin durumlar çok önemli. Davanız komple reddediliyor. Bu şekilde de profesyonel bir şekilde yardım alınması gerektiği için, sürelerin uzunluğundan kaynaklı olarak aslında bu ücretlerin normal olduğunu düşünüyoruz. İlk başta tabii ki insanlar toplu ödendiği zaman çok yüksek buluyor. Ancak işin içine girdiğiniz zaman ve bu değerlendirmeleri yaptığınızda, aslında düşük kalıyor” dedi.

“BU DAVALAR EN AZ 3 YIL SÜRÜYOR”
Antalya’da kira uyuşmazlıkları nedeniyle davaların çok fazla olduğunu kaydeden Av. Köken, “Bu davalar Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülüyor. Sulh Hukuk Mahkemelerinde açılan bir dava, şu anda en az 2,5–3 yıl sürüyor. Sonrasında istinaf mahkemesine gidiyor. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde biten dava, itiraz üzerine istinaf sürecine giriyor. Bu davalar en az 3 yıl sürüyor. Burada da örneğin 30 bin liralık bir ücret söz konusu. Yıllık bazda 10 bin liraya denk gelen bir bedelden bahsediyoruz. Bu ücretlerde düşük kalıyor” diyerek sözlerine son verdi.




