Son zamanlarda yaban domuzlarına yönelik çalışmalar hayata geçirildi. Yaban domuzlarla mücadelede avlanma yönteminin kullanılması ise Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu’nu harekete geçirdi. Kurul yaptığı açıklamada yaban domuzlarına yönelik avlanmanın ekosisteme zarar verebileceğini belirtti. Yapılan eylemi katliam olarak kabul eden kurul, asıl mücadelenin yapılaşma ile yapılması gerektiğini doğaya müdahale eden yapılaşma, sulama, tarımsal ve sair faaliyetlerin çok yönlü değerlendirilmesi gerektiğine vurguladı.
“DOMUZ KUYRUĞU GETİRENE BEŞ KURŞUN HEDİYE”
Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu, haberlere ve sosyal medyaya da yansıdığı üzere çoğaldıkları ve zararlı oldukları iddiasıyla yaban domuzları hakkında katliam normalleştirilmeye çalışılmakta olduğunu belirterek, şu ifadelere yer verdi:
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün unvanında da geçtiği üzere asli amaçlarından biri “doğa koruma” olsa da, ne yazık ki doğa ve unsurları gelir kaynaklarına ve mülk bilinçlerine tehdit oluşturup oluşturmamasına, artı gelir getirip getirmeyeceğine göre değerlendirilmekte ve bu kapsamda “koruma” kavramı kontrolsüzce esnetilmektedir. Bir yaban hayvanı yavrusunun korumaya alınması romantize edilerek toplumun ilgisi çekilirken, diğer yandan avcılık veya zararlı olduğu iddia edilen hayvanlar ile mücadele yolu olarak hayvan katli makul gösterilmeye çalışılmaktadır. Son yıllarda hayvanlar aleyhinde yapılan yasal düzenlemeler ve yine yıllardır doğa ile hayvanlar lehine uygulanmayan politikalar nedeniyle doğa ve hayvan katilini normalleştirmeye çalışıldığı bir süreç içerisindeyiz. Nitekim haberlere ve sosyal medyaya da yansıdığı üzere çoğaldıkları ve zararlı oldukları iddiasıyla yaban domuzları hakkında katliam normalleştirilmeye çalışılmakta, “Domuz kuyruğu getirene beş kurşun hediye” denilerek katliam “ikramiyeleri” dağıtılma cüretine girilmektedir.
“YAPILMADAN TEK MÜCADELE YOLU OLARAK AVLANMA UYGULANMAKTADIR”
Öldürmek dışında farklı popülasyon kontrol yolları hakkında objektif tespitler içeren kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiğini açıklayan kurul, “Ülkemizde; yaban domuzu popülasyonunun tespiti, artma nedenleri, zararı, ekosistemdeki yeri, öldürmek dışında farklı popülasyon kontrol yolları hakkında objektif tespitler içeren kapsamlı bir çalışma yapılmadan tek mücadele yolu olarak avlanma uygulanmaktadır. Bu husus, Antalya Barosu Başkanlığı’mızın bilgi edinme başvurusu üzerine Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 6. Bölge Müdürlüğü Avcılık ve Yaban Hayatı Şube Müdürlüğü’nün E. 50885725-270-17616469 sayılı 16.01.2025 tarihli, Yapılan araştırmalarda Göksel Mevkiindeki yaban domuzlarının artmasındaki nedenlerin başında, bazı mahalle sakinlerinin yaban hayvanlarını beslemesi yasak olmasına karşın yaban domuzlarını beslenmesi olduğu anlaşılmıştır. Bir doğumda çok sayıda yavru yapan ve sayıları hızla artabilen yaban domuzlarına yönelik ülkemizde ve dünyada mücadele amaçlı ile avlayarak azaltma haricinde bir yöntem uygulanmamaktadır. Bu nedenle bölgedeki yaban domuzlarının sayılarının azaltılması amacı ile mevzuat çerçevesinde mücadele amaçlı sürekli avı düzenlenmiştir. İfadesini içeren cevabı ile de teyit edilmiştir” sözlerine yer verdi.
“YAŞAM ALANLARINA NEDEN İNDİĞİ ARAŞTIRILMALI”
Kurul, yaban domuzlarının yerleşim alanlarına gelme sebeplerinin araştırılarak bu sebeplerin ortadan kaldırılması gerektiğini şu ifadelerle belirtti:
“Avlanma, bir canlıyı öldürmek olup çözüm yolu olarak sunulması ve kullanılması normalleştirilemez! Yaban domuzlarının yerleşim alanlarına gelme sebepleri araştırılarak bu sebeplerin ortadan kaldırılması, yerleşim alanı olduğu belirtilen yer kaçak yapılaşma ise bu işgalin kaldırılması, çöp ve atıkların ulaşılabilir bırakılmaması gibi basit çevresel önlemler dahi denenmeden ve uygulanmadan avlanma “olağan” yöntem olarak gösterilmektedir. Olağan olan, yaban hayatı olan su ve arazilerin insanlarca işgal ve talan edilmemesi olup; yangın veya başka sebeplerle yaşam alanlarını kaybeden hayvanların yerleşim yerlerine uzak besleme alanları oluşturarak insanların bilinçlendirilmesi, çöplerin toplanmasıdır. Avlanma çözüm değil, katliamdır!”
“ASIL MÜCADELE EDİLMESİ GEREKEN SORUN KAÇAK YAPILAR”
Kanuna aykırı olanın kaçak yapılaşma olduğu ve asıl mücadele edilmesi gereken sorunun bu olduğuna değinen Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu, şu sözlere yer verdi:
“Kaçak yapılaşma, yaban hayvanlarının yaşam alanlarını ihlal ettiği gibi hayvanların beslenme alanlarına ve suya erişimini de engellemektedir. Aslında insanların yaban hayatının olduğu yerde yapılaştığı, yaban hayatının yaşam koridorlarını, besin ve su alanlarını işgal ettiği gerçeği ile mücadele etmek yerine konu “yaban hayvanları yerleşim alanlarına geliyor” olarak yorumlanmaktadır. Yıllardır görmezden gelinen bu sorun nedeniyle kaçak yapılaşma hak elde etmek için normal bir yol, olağan algılanmaya başlanmıştır. Politik nedenlerle görmezden gelin kaçak yapılaşmaya müsamaha gösterilmemeli, kanun yolları işletilmeli ve uygulanmalıdır. Yaban hayatı olağandır. Kanuna aykırı olan kaçak yapılaşma olup asıl mücadele edilmesi gereken sorunun kendisidir.
“DOĞA İÇİN GELEN YIKIMI HIZLANDIRMAKTADIR”
Doğaya müdahale eden yapılaşma, sulama, tarımsal ve sair faaliyetler çok yönlü değerlendirilmeli, doğa öncelikli değer olarak dikkate alınmalıdır. Yaban hayatının beslenme ve su alanlarına erişim imkanı sağlayan doğa koridorları bırakılmalı; izin verilen tarım, madencilik, turizm ve sair insan faaliyetlerinin sıkı denetimi yapılmalı, yasal düzenlemeler ve yaptırımlar uygulanmalıdır. Aksi takdirde zaten insanın mülkiyet arzusunu temele alan hukuki düzenlemeler yetersizken; bu hukuki yolların etkin uygulanmaması doğa için gelen yıkımı hızlandırmaktadır.”
“TOPLUMUN BİLİNÇLENDİRİLMESİ GEREKİR!”
Hayvan Hakları Kurulu, hayvanların haklarının göz önünde bulundurulduğu yöntemler belirlenmeli ve toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “İnsanlar tarafından yaban hayvanlarının beslenmesi, yerleşim alanlarına çekilmesi yine yaban hayatına zarar vermektedir. Yaban domuzu için bu durum avlanma kararı -ölüm- ile sonuçlanmaktadır. Bu nedenle; doğanın ve yaban hayvanlarının korunması, su ve beslenme alanlarının işgal edilmemesi, kirletilmemesi, çöplerin ve atıkların ulaşılabilir bırakılmaması, yaban hayvanlarının beslenmesi için odak oluşturularak yaşam alanlarının oraya çekilmesi gibi hususlarda insanların bilinçlendirilmesi önem taşımaktadır. Aksi durumlarda hukuki yaptırımların etkin şekilde uygulanması caydırıcılık açısından önem taşımaktadır. Katliam yerine, yaban hayatı uzmanı veteriner hekimler ve akademisyenler tarafından hayvanların haklarının göz önünde bulundurulduğu yöntemler belirlenmeli ve toplum bilinçlendirilmelidir” açıklamalarında bulundu.
