Dijital çağın getirdiği kolaylıklar beraberinde yüz yüze iletişimi de gölgede bıraktı. En yakın arkadaşımız telefonlar bizi dünyanın bir ucuna bağlarken gerçek hayattaki ilişkileri de olumsuz yönde etkiliyor. Gençlerde daha yaygın olan bu durum bireylerde dijital yalnızlığa yol açıyor. Online sohbetlerde samimiyet hissi oluşsa da, fiziksel temas ve gerçek paylaşımlar azaldığı için insanlardaki duygusal boşluk git gide büyüyor. Toplu taşımalarda, kafelerde veya sokaklarda herkesin kulağında kulaklık ellerinde telefon olması yalnız bir toplum gerçeğini giderek daha belirgin hale getiriyor.
TEKNOLOJİNİN SOSYAL ÇELİŞKİSİ
Türk Psikologlar Derneği Antalya Şube Başkanı Nurcan Avcı Çavuş, asıl üstünde durulması gereken konunun teknolojiyi nasıl kullanılması yönüne dikkat çekerek konuşmasında şu sözlerine yer verdi:
“Dijital çağda yaşamamızla birlikte birçok olguda bizlere yardımcı olan teknoloji iletişim, mekan araştırmaları gibi olgularda büyük ölçüde konfor sağlıyor. Eskiden bir yerde yemek yemek veya bir kafede oturmak için çevredeki esnaflara veya orada bulunan insanlardan bilgi sahibi olurduk. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte herhangi bir mekana gideceğimizde genellikle o mekanın yorumlarına ve konfor değerlendirmesine teknoloji üzerinden erişiyoruz. Bu durum küçük görünse de aslında insanlar arası etkileşimi kötü yönde etkileyen olgulardan birisi. Teknolojinin hem olumlu yönleri hem de olumsuz yönleri var. Teknolojiye düşmanımız da diyemeyiz kurtarıcımız da diyemeyiz. Asıl üstünde durulması gereken konu teknolojiyi nasıl kullandığımız”
AŞIRI KULLANIMI PİSKOLOJİK ZEDELENMEYE YOL AÇIYOR
Teknolojinin fazla kullanımı hakkında psikolojik problemlerin ortaya çıkabileceğini belirten Başkan Çavuş, “Teknolojinin artmasıyla birlikte ister istemez yüzeysel iletişim azaldıkça insanların duygusal olarak bağları da azalıyor. Empati yetenekleri azalıyor, ses tonu göz temasını kuruyor olmamak iletişim becerilerini azaltıyor. Dışardaki dijitallik aynı zamanda sosyal kaygıyı da tetikliyor. Teknolojinin çok kullanımı öz saygı zedelenmesi ve benlik kaygısındaki düşüşlere neden oluyor. Bunun yanı sıra çocuklar üzerinde de dikkat eksikliğine, sabırsızlığa, yetersizlik hissine bazen anksiyete ve depresyona gibi olumsuz sonuçlar doğurabiliyor” dedi.