Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yıkım kararı nedeniyle Antalya Arkeoloji Müzesi'nin kapatılmasının ardından Bakanlık tarafından alınan karar yargıya taşınmıştı.Yıkım kararıyla kapatılan Antalya Arkeoloji Müzesi nedeniyle Antalya Barosu, “Tarihi Antalya Müzesi yıkılamaz" demek için müze önünde gerçekleştirdiği açıklamasında ise Antalya Barosu ve Antalya Kültürel Miras Derneği (ANKA) konuyu yargıya taşıdığını dile getirmişti. Müze Çalışma Grubu ve vatandaşlar Antalya Arkeoloji Müzesi'nin önünde eylemlerini sürdürüyor.
Kapatma kararına imza kampanyasıyla 8 bin kişi tepki gösterirken Antalya Kent Konseyi'de karara tepki gösterdi. Antalya Kent Konseyi Merkezi'nde Antalya Arkeoloji Müzesi ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirildi
Antalya Kent Konseyi'nin basın açıklamasına CHP Antalya Kadın Kolları Başkanı Necla İnci Bayrak, Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Karancı, İş Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Şaban Tat ve pek çok sayıda Antalyalı vatandaş katıldı.
Basın açıklamasını okuyan Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt Antalya Arkeoloji Müzesi'nin güçlendirilmesi ve korunması gerektiğini ifade etti. Kurt açıklamasında Antalya Arkeoloji Müzesi'nin çevresinde bulunan resmi kurum binalarının müzeye dahil edilerek Antalya'ya yeni bir müze kazandırılması gerektiğini söyledi.
Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt konuşmasında şunlara yer verdi;
"Antalya Kent Konseyi olarak Arkeoloji Müzesi’ne ilişkin çalışmalarımız uzun yıllara dayanmaktadır. 2012 yılında yürütülen bir çalışmada, müzeye komşu olan Karayolları ve Meteoroloji arazilerinin birleştirilerek bir "Müze Adası" oluşturulması ve bu yolla mevcut müzenin genişletilmesi önerilmiştir. Dönemin valisi ve milletvekilleri dahil olmak üzere geniş bir kesimin destek verdiği bu öneri ne yazık ki sonraki yıllarda hayata geçirilememiştir.
"KAMUOYUNDA BÜYÜK BİR KAYGI YARATMIŞTIR"
Antalya Müzesi, 2012’den bu yana tekrar gündemimize gelmiştir. O dönemde yıkım söz konusu değilken, tartışmalar müzenin yetersizliği ve çevresindeki kamu arazileriyle birleştirilerek genişletilmesi ihtiyacına odaklanmıştı. Ancak Nisan ayından bu yana müzenin "depreme dayanıksız" olduğu gerekçesiyle yıkılmasının gündeme gelmesi kamuoyunda büyük bir kaygı yaratmıştır. Deprem performans analizinin halen kamuoyuna açıklanmamış olması endişeleri daha da artırmıştır.
Kent Konseyimiz bünyesindeki Kültürel Miras, Kültür ve Sanat, Altyapı, İmar ve Planlama çalışma grupları, müzenin geleceğine ilişkin yürütülen süreci yakından takip etmekte ve hazırladıkları ortak raporda bu sürece dair görüşlerini açıkça ortaya koymaktadır.
"YILIN MÜZESİ ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLMÜŞ"
Antalya Arkeoloji Müzesi yalnızca bir yapı değil, kentimizin kültürel belleğinde özel bir yer edinmiş, 1988 yılında Avrupa Konseyi tarafından "Yılın Müzesi" ödülüne layık görülmüş, mimari açıdan dönemin kamu binaları arasında öne çıkan bir yapıdır. Kültürel miras sadece sergilenen eserlerle değil, bu eserlerin sunulduğu fiziksel mekanla birlikte anlam kazanır. Bu nedenle müzenin korunması, dönüştürülmesi ve çağdaş müzecilik anlayışı doğrultusunda yeniden yapılandırılması gereklidir.
"MÜZE ALTYAPISINA DUYULAN İHTİYAÇ TARTIŞMASIZDIR"
Antalya gibi dünya çapında tanınan bir kültür ve turizm şehrinde müze altyapısına duyulan ihtiyaç tartışmasızdır. Ancak bu gereksinim, mevcut yapıyı yok sayarak değil; onu koruyarak ve geliştirerek karşılanmalıdır. 2012’den bu yana savunduğumuz önerimiz doğrultusunda, mevcut müze binasının korunarak çağdaş mimariye uygun biçimde genişletilmesini, müzenin bulunduğu ada üzerindeki tüm kamu binalarının başka alanlara taşınarak yeni müze mekanlarına yer açılmasını istiyoruz. Böylece Antalya Müzesi, kentimizin en değerli parçası olarak hem geçmişe hem geleceğe hizmet etmeye devam edebilecektir.
"ORTAK AKIL VE KATILIMCI BİR YÖNETİM ANLAŞIYLA İNŞA EDİLEBİLİR"
Yeni müze projesinin planlama süreci yalnızca mimarlar ve bürokratlar tarafından değil; arkeologlar, sanat tarihçileri, müzecilik uzmanları, sivil toplum kuruluşları ve yerel halkın katılımıyla yürütülmelidir. Süreç kadar içerik de çağdaş ve kapsayıcı olmalıdır. Antalya’nın kültürel geleceği, ancak ortak akıl ve katılımcı bir yönetim anlayışıyla inşa edilebilir.
"ÇAĞRIMIZ AÇIK"
Çağrımız açık: Mevcut müze yapısı uluslararası bilimsel ve mesleki ilkeler doğrultusunda güçlendirilmeli, ödüllü mimari projesiyle restore edilip kullanılmaya devam edilmelidir. Bölge müzesinin sürdürülebilir biçimde hizmet verebilmesi için, müze binasının fikir ve anı değeri korunmalı, çağdaş teknolojilerle donatılmalı ve yakın çevredeki kamu alanlarıyla bütünleşik biçimde genişletilmelidir.
"AÇIK, ŞEFFAF VE KATILIMCI BİR ANLAYIŞLA YÜRÜTÜLMELİDİR"
Tüm bu ilkeler, ulusal düzeyde düzenlenecek bir mimari proje yarışmasıyla hayata geçirilmelidir. Sürecin her aşaması açık, şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yürütülmelidir. Müze koleksiyonunun bütünlüğü ve güvenliği titizlikle sağlanmalı ve kamu erişimine açık biçimde izlenebilir olmalıdır.
"BU SÜRECİ SAHİPLENMELİYİZ"
Antalya’nın geçmişine saygılı, geleceğine duyarlı bir yaklaşımla bu süreci sahiplenmeliyiz. Kentimizin kültürel kimliğini yıkmakla değil; onu yaşatarak, ortak akıl ve katılımcı yaklaşımla dönüştürmekle yükümlüyüz.
"BU SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"
Antalya Kent Konseyi olarak bu sürecin takipçisi olacağız. Depreme dayanıksızlık gerekçesiyle gündeme gelen yıkım kararının arkasındaki teknik raporların kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşılmasını talep ediyoruz. Kent belleğinde yer etmiş yapıları kaybetmek yerine korumalı ve gelecek kuşaklara aktarmalıyız. Tıpkı eski doğumevinde, eski okul binalarında veya kartpostallarda karşımıza çıkan tarihi izler gibi...
"İDDİALAR ENDİŞE YARATMAKTADIR"
Müzenin yerinde başka bir yapı (otel veya benzeri) planlandığına dair geçmişte gündeme gelen iddialar endişe yaratmaktadır. Antalyalılar olarak bu alanın yeniden ve güçlü biçimde bir müze olarak yaşatılması gerektiğini savunuyoruz. Bu konuda ortak akıl ve kamuoyu desteğiyle mücadelemizi sürdüreceğiz."
