Antalya Arkeoloji Müzesi ile ilgili yıkım süreci devam ederken Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Müze ile ilgili yapılan açıklamalar kamuoyunda geniş yankın uyandırmıştı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada ise Antalya Müze binasının “yenileneceği” ve “taşıyıcı sistemlerinin güçlendirileceği” belirtilmişti. Ancak mevcut müze binasının yıkılacağı gerçeği söylenmeyerek yıkım gerçeği arka plana atılmak istendiği öne sürüldü.
Geride bıraktığımız 16 Temmuz’da ziyarete kapatılan Antalya Müzesi’nde eserler paketlenerek binanın yıkım hazırlıkları devam ettiği görüldü. Müze Çalışma Grubu olarak, binanın deprem performans analizinin bulunmadığı yönündeki açıklamalar gündemde yerini almıştı.
Ancak konuya ilişkin bazı yerel ve ulusal basın organlarında Antalya Müzesi’ne ait olduğu iddia edilen görseller yayınlanmıştı. Söz konusu haberlere göre depreme dayanıksız olduğu yönünde bir algı kamuoyuna aktarılmaya çalışıldığı öne sürüldü.
DEPREM PERFORMANS ANALİZİ GÜNDEMDE
Konuya ilişkin Antalya Müze Çalışma Grubu adına İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi 2. Başkanı Erman Aydın dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Antalya Müze binasının deprem dayanım durumunu anlamanın tek yolu daha önce defalarca vurgulanan deprem performans analizinin yapılması gerektiğini yineleyen Aydın, “Deprem performans analizi yapılmadan fizibilite çalışması, güçlendirme maliyeti hesaplaması ve alternatif projeler değerlendirilmeden müzenin kapatılması, ardından da sanki yapının deprem performans raporu hazırlanmış gibi bir kamuoyu oluşturulması doğru değildir. Bu raporu hazırlayan firmanın, Antalya’daki laboratuvar firmalarından laboratuvar çalışmaları için fiyat çalışması yaptığı bilgisi de tarafımıza ulaşmıştır. Ancak müzeyi yıkma yönünde karar verdikleri için, bu süreçte yapılan çalışmalar, kamuoyu nezdinde güvenilirliğini yitirmiştir” sözlerine yer verdi.
BAKANLIĞA SORULAR YÖNELTİLDİ
Aydın gerçekleştirilen basın toplantısında şu sözlere yer verdi:
“Deprem performans analizi kim tarafından yapılmaktadır? Bu analiz hangi yöntemle ve hangi usule göre, hangi duyuru ve ilan yoluyla ihale edilmiştir? Raporun bilimsel ve teknik onayı kim tarafından verilecektir? Müzenin güçlendirme analizi yapılmış mıdır? Eğer yapılmışsa bu analize göre güçlendirme mümkün müdür ve maliyeti nedir? Güçlendirme fizibilite raporu hazırlanmış mıdır? Hazırlandıysa kamuoyuyla paylaşılacak mıdır?”
“KAMUOYUNDA YANILTICI BİR ALGI YARATMA ÇABASI”
Antalya Valisi Hulusi Şahin ve müze yetkilileriyle yapılan toplantıda mevcut müze alanının yaklaşık 13 bin metrekare olduğunu belirtilmişken, basında kasten 9 bin 500 metrekare olarak ifade edildiğini söyleyen Aydın, “Yeni müze binası için yetkililer bize 18 bin 500 metrekare olacağını söylemişken, bugün basında 19 bin 500 metrekare olarak dile getirilmektedir. Bu, mevcut müze alanını olduğundan küçük, yeni yapılacak müzeyi ise daha büyük göstererek kamuoyunda yanıltıcı bir algı yaratma çabasıdır” diye konuştu.
“ŞEFFAF OLMAYAN BİR YOL HARİTASI ÇİZMİŞLERDİR”
Ayrıca 2000’li yıllardan sonra yapılmış 4 bin 500 metrekarelik ilave bölümün neden yıkılacağı konusunda hiçbir açıklama yapılmadığını dile getiren Aydın, “Yaklaşık 180 milyon TL maliyetle inşa edilebilecek bir yapıyı yıkarak kamu zararı oluşmuyor mu? Biz, Müze Çalışma Grubu adına, İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak şunu söylüyoruz: Müzeyi yıkmaya karar vermişler ve kendilerince şeffaf olmayan bir yol haritası çizmişlerdir. Bundan sonraki süreçte de yaptıkları hataları telafi etmeye çalışırken yeni hatalar yapmaktadırlar” ifadelerini kullandı.
SÜRECİN İÇİNDE YER ALMADIK
Süreç, başından bu yana ilgili meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve kamuoyu ile yürütülmediğini aktaran Aydın, “Basında her ne kadar STK’ların görüşlerinin alındığı belirtilse de biz, İnşaat Mühendisleri Odası olarak sürecin hiçbir yerinde yer almadık. Pek çok meslek odası da bizimle aynı konumdadır. Mevcut olmayan bir deprem performans raporu üzerinden kamuoyunda algı yaratılmış, ardından da baskılar sonucu acele rapor hazırlama yoluna gidilmiştir. Ancak hâlâ binanın güçlendirilmesi için fizibilite ve maliyet çalışmaları yapılmamıştır. Tüm bunlara ek olarak, müze kapatılırken eserlerin konulacağı geçici depolar bahçeye yerleştirilmiş, bu süreç şeffaf bir şekilde yönetilmemiştir. Kamuoyunda da bu nedenle her zaman bir soru işareti olacaktır” sözlerine yer verdi.