Yaklaşık 85 metre uzunluğunda ve 55 metre derinliğindeki mağara, görsel bir şölenin ötesinde, ekolojik dengeyi temsil eder. Her yıl yüzlerce güvercin, bu doğal sığınağı tercih ederek mağaraya özgün bir kimlik kazandırır. Peki, mağaranın hikayesi nedir? İşte ayrıntılar...
YABANİ GÜVERCİNLERİN YUVASI
Bölge halkı tarafından "Güvercinlik" olarak anılan bu deniz mağarası, yılın belirli dönemlerinde yüzlerce yabani güvercine ev sahipliği yapıyor. Mağaranın içerisindeki doğal oyuklar ve korunaklı yapısı, güvercinlerin yuva yaparak ekolojik yaşamlarını sürdürmeleri için ideal bir ortam sunuyor. Mağaranın isminin kökeni, bu kanatlı misafirlerin varlığına dayanıyor ve bölgenin doğal yaşam zenginliğini de gözler önüne seriyor.
EFSANEVİ BİR KURTULUŞ HİKAYESİ
Mağaranın ismini arkasında yalnızca doğal bir gözlem değil, aynı zamanda yöre aşkı arasında anlatılan bir rivayet de bulunuyor. Yerel efsaneye göre, geçmişte denizde yolunu kaybeden denizcilerin, mağaradan çıkan güvercinleri takip ederek kendilerini güvenli bir alana, karaya ulaştırdığı söylenir. Bu rivayet, Güvercinlik Mağarası'nın sadece bir doğa harikası değil, aynı zamanda bölgenin denizcilik tarihine ve kültürel hafızasına ışık tutan, adeta bir "kurtuluş feneri" görevi görmüş bir mekan olduğu düşüncesini pekiştiriyor.
DOĞA VE TARİHİN BULUŞTUĞU NOKTA
İçerisinde küçük bir yer altı deresinin de bulunduğu ve yer yer 35 derecelik bir eğime sahip olan Güvercinlik Mağarası, Kaş-Kalkan güzergahında deniz turları ile ziyaretçilerin uğrak noktası olmaya devam ediyor. Adını hem doğal sakinlerinden hem de geçmişten gelen efsanevi bir kurtuluş hikayesinden alan Güvercinlik Mağarası, Antalya'nı keşfedilmeyi bekleyen doğal güzellikleri arasında öne çıkıyor. Ziyaretçiler, hem doğa ile iç içe bir deneyim yaşarken hem de mağaranın ismine ilham veren güvercinlerin uçuşuna tanıklık etme fırsatı buluyor.
