Günümüzde Korsan koyu, berrak turkuaz suları ve çam ağaçlarının yaydığı mis gibi kokusuyla, hem tarihin izlerini sürmek hem de doğayla bai başa kalmak isteyen yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmaya devam ediyor.
KOY ADINI GEÇMİŞTEKİ DENİZ HAYDUTLARINDAN ALIYOR
Korsan Koyu'nun adının kaynağı, Antik ve Orta Çağ boyunca Akdeniz'de faaliyet gösteren deniz korsanlarıdır. Coğrafi olarak sarp kayalıklarla çevrili ve korunaklı yapısı sayesinde koy, korsanlar için mükemmel bir sığınak ve üs görevi görmüş.
Rivayetlere göre korsanlar, ticari gemilere yaptıkları baskınlardan sonra elde ettikleri değerli ganimetleri ve hazineleri, bu koyun etrafındaki doğal mağaralarda saklamışlardır. Bu efsaneler, bölgenin gizemini artırarak buraya mistkik bir hava katar.
ANTİK BİR LİMAN, MELANİPPE'NİN MİRASI
Korsan Koyu'nun önemi sadece korsanlık faaliyetleriyle sınırlı değildir. Koyun bulunduğu alan, aynı zamanda Likya medeniyetine ait önemli bir yerleşim yeri olan Melanippe Antik Kenti'nin limanı olarak kullanılmıştır. Bölgedeki arkeolojik kalıntılar, bu koyun binlerce yıldır Akdeniz ticaretinde kritik bir nokta olduğunu gösteriyor.
Tarihi kaynaklar, koyun bir diğer isminin de "Çoban Limanı" olduğunu belirtir. Ünlü Türk denizcisi Piri Reis'in 1500'lü yıllarda hazırladığı denizcilik eserlerinde bu bölge için "Karaöz" adını kullanması da koyun denizcilik tarihi açısından ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.
LİKYA YOLU'NUN STRATEJİK MOLA NOKTASI
Doğal korunaklı yapısı, Korsan Koyu'nu sadece denizciler için değil, karadan seyahat edenler için de değerli kırılmıştır. Koy, Likya Yolu üzerindeki nadir bulunan tatlı su kaynaklarından birine sahip olması nedeniyle, uzun yürüyüşe çıkan doğa tutkunlarının ve kampçıların en önemli mola noktalarından biridir. Bu özelliği, koyun bakir kalmasına da etkili olmuştur.
