Türkiye’de son günlerde dini söylemlerin siyaset alanında kullanılması yeniden tartışmaya açılırken, Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş meselenin tarihsel köklerine işaret ederek önemli bir değerlendirmede bulundu. Daş, Millî Mücadele’nin en kritik dönemlerinde Anadolu’daki müftülerin verdiği destekleyici rolün altını çizerek, Atatürk’ün dünyadan önce bir siyasi lider değil, milletin ortak geleceğini kuran birleştirici güç olduğunu söyledi.
Bugün de Türkiye’nin ihtiyacı olan şeyin ayrışma değil, Atatürk’ün rehberliğinde birlik ve beraberlik etrafında kenetlenmek olduğunu vurgulayan Daş, “Ülkemizin bütünlüğünü korumak istiyorsak Cumhuriyet’in kurucu ilkelerine sahip çıkmalıyız. Atatürk’ün izlediği kapsayıcı ve ortak yol, ancak birlikte kazanabileceğimiz bir dönemi işaret ediyor” dedi.
TARİHSEL SÜRECİ ANLATI
Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Bu konu aslında oldukça uzun ve tarihsel bir mesele örneğin, Mustafa Sabri Efendi karşımıza çıkıyor. Mustafa Sabri Efendi, Sevr’i imzalayan kişidir. Ama aynı zamanda, II. Meşrutiyet ilan edildikten sonra Balkanlarda Arnavutların bizden ayrılması için Hürriyet ve İtilaf çatısı altında çalışan isimlerden biridir. Yani Osmanlı’nın parçalanmasına destek veren, Arnavut ayaklanmasına arka çıkan bir figürdür. Sevr’i imzalayan da odur.
Diğer taraftan, Sevr imzalandıktan sonra Anadolu’da Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi, Isparta Müftüsü, Denizli Müftüsü gibi isimler kimi kaynaklarda 53, kimi kaynaklarda 56 müftü olarak geçer bir araya gelerek şu fetvayı vermiştir:
“Vatanın bütünlüğü, milletin birliğinden yana olan herkes Mustafa Kemal Paşa’nın ve Müdafaa-i Hukuk’un çevresinde toplanmalıdır.”
ATATÜRK’E SAHİP ÇIKMAK ZORUNDADIR.
Bugün de aynı noktadayız. Vatanın bütünlüğü ve milletin birliğinden yana olan hangi kurum olursa olsun birlikteyiz. Ancak karşısında olan kurum, hangi kurum olursa olsun, bu millete hizmet etmiyor. Eğer Türkiye’nin üniter yapısı parçalanmasın diyorsa birisi, Atatürk’e sahip çıkmak zorundadır. Bu ister Diyanet olsun, ister askerî kurumlar, ister Karayolları, ister belediyelerimiz… Hiç fark etmez. Herkes aklını başına almalı. Kritik bir dönemdeyiz. Türkiye’nin birlik ve beraberliğini korumak zorundayız. Bu birlik ve beraberliği dağıtacak, Türkiye’yi daha karanlık günlere götürecek her açıklama ve çalışma yanlış.
Son olarak şunu söyleyeyim: Amerika, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Irak’ı parçaladıktan sonra bugün Irak’ta bir federal devlet isteniyor. Aslında bu, parçalanmış bir devlettir. Bir Iraklı din adamı şöyle diyor: “Bugün Irak’ı tekrar toplayabilmek için bir Atatürk’e ihtiyaç vardır. Iraklı bir Atatürk’e ihtiyaç var.”
O nedenle bugün Atatürk’e sahip çıkarsak bu topraklar ve bu millet parçalanmayacak. Biz de burada tarihi görevimizi yapıyoruz. Dosta da düşmana da gerçeği en sade şekliyle anlatmaya çalışıyoruz. Derdimiz budur. Kapımız, vatanın bütünlüğü ve milletin birliğinden yana olan herkese açıktır. Müdafaa budur. Düşünce budur.”
