Vatandaş annesini doktora götürüyor. Doktor dizlerine kolajen iğnesi yapılması gerektiğini söylüyor ve ekliyor “SGK’nın ödediği bir ay, bunu alırsan bir yıl dayanır.” Doktor üzerinde cep telefonu bulunan bir hazır reçeteyi de veriyor. Ne yapsın vatandaş alıp bu reçeteyi eczaneye götürüyor. Doktor kendi kaşesini de vuruyor ve vatandaş eczaneye gidiyor. Eczacı ‘Bu ilaç bizde olmaz reçetedeki numarayı arayın’ diyor. Adamcağız numarayı arıyor, karşıdaki kişi iki iğne için 10 Bin TL nakit para istiyor. Telefondaki kişiyle vatandaş hastanenin arkasında buluşuyorlar ve para bir tarafa iğneler bir tarafa şeklinde alış veriş tamamlanıyor. Vatandaş fiş isteyince de adam gülüp ‘Boş ver kardeşim böyle şeyleri SGK ödemiyor bunları’ diyerek gidiyor. Annesini yeniden doktora götüren vatandaş iğneleri vurduruyor.
Şimdi devletin doktoru belli ki illegal yollarla temin edilen bu iğneyi nasıl yazıyor? Bu iğneyi kim kontrol ediyor? Bu iğneler ayak üstü nasıl satılıyor? Vergi kaçağını kim kontrol ediyor? Bu iğne sahteyse ne olacak? Bilen yok.
KANTİN FİYATLARI UÇTU
İkinci konu son yıllarda hastane kantinleriyle ilgili şikayetler bitmek bilmiyor. Hastane kantinlerindeki fahiş fiyatlar vatandaşı çileden çıkarıyor. Aniden hastaneye giden kişilerin anlık giysi, çocuk bezi, hasta bezi gibi ihtiyaçları bu kantinlerden karşılanıyor. Bu kantinlerin fiyatları gerçekten çok uçuk. Gıda fiyatları lüks bir restoranı aratmazken, diğer malzemeler de piyasanın birkaç katı. Üstelik çaresiz alış veriş yapmak zorundasınız. Geçtiğimiz günlerde Antalya Şehir Hastanesi yönetimi bünyesindeki kantinleri ihaleye çıkarmış. 3 yıllık ihalenin yıllık rakamını duyunca küçük dilimi yuttum. 66 Milyon TL’ye çıkan ihaleyi 85 milyon liraya bir firma almış. Yanlış okumadınız. 85 Milyon TL. Yani hastaneye ihaleyi alan firma 232 bin TL kira ödeyecek. Bu ne denmektir? Satacağı malzeme, stopaj, personel, sigorta derken buranın günlük 500 Bin TL ciro yapması lazım. Yapar mı? Yapmasa adam niye alsın. İyi de birader o zaman burada fiyatlar ne kadar olacak? Mesela bir tost ne kadara satılacak? Ya da hasta bezi almak mümkün olacak mı?
Fiyatlar böyle olunca da vatandaşlarla kantinciler ister istemez karşı karşıya gelecek. Ancak burada unutulmaması gereken bir durum var. Biliyorum vatandaş pek de kimsenin umurunda değil ama oraya gelen hastayı da hasta yakınını da korumak kamunun görevidir. Biz 85 milyonu aldık nasıl olsa gerisinden bize ne diyemezsiniz. Oraya gelen herkesin güvenliğinden, sağlığından ve hastane içerisinde satılacak tüm ürünlerin kalitesinden de fiyatlarından da siz sorumlusunuz.
İLAÇ YOK
Günlerdir ortalık yıkılıyor. Memlekette ilaç yok. Vatandaş eczaneler arasında eczacılar ise depolar arasında mekik dokuyor. Bir eczacı arkadaş anlatıyor eczanemde 2 – 2,5 milyon TL arasında ilaç bulunurdu. İlk kez milyonun altında ilaç var. Neden? Çünkü elindekini satıyor ama yenisini alamıyor. Yaklaşık bir aydır devam eden bu krizin ne zaman sona ereceği ise meçhul. Daha önce ellerindeki ilacı eczanelere satmaya çalışan depolar, şimdiler de peşin satan durumundalar. Çünkü eczacılar ilaç alabilmek için depolara adeta yalakalık yapıyorlar. Olaya bakın ne hale geldik?
Türkiye belki hiçbir zaman dünyanın en kaliteli sağlık hizmetini veren ülke değildi ancak hiç bu kadar da zavallı duruma düşmemişti. Bunlar bir yana da hala, “Eskiden hastanelerde kuyruk var diyenlere deli oluyorum. Evet eskiden kuyruk vardı ama 3 ay sonra muayene sırası yoktu. Eskiden hastanelerin karşısındaki eczanelerde ilaç satılırdı, gizlice yanlarında değil. Yine eskiden hastane kantininde çay içmek bu kadar lüks değildi.
Şimdi diyorlar ki sağlıkta çağ atladık. Keşke atlamasaydık be birader eski çağ sanki daha bir iyiydi.
Esen kalın…





