Antalya Kent Konseyi Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ile ilgili açıklamada bulundu. Antalya Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Av. Eylem Ülgen, şu sözlere yer verdi;
“25 Kasım, toplumsal farkındalığın artırılması, yasal korumaların güçlendirilmesi ve eşitsiz güç dinamiklerine karşı kolektif mücadele için önemli ve anlamlı bir gündür. Özellikle son dönemde artan dijital şiddet ve ekonomik kriz koşullarının kadınlar üzerindeki derin etkilerine dikkat çekiyoruz. Kadına yönelik şiddete, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelen dijital alanlarda da sıkça rastlıyoruz. Yeni ve görünmez şiddet biçimi olarak literatüre dijital şiddet kavramı eklenmiştir.

BİR MACERAYA DÖNÜŞTÜ
Bugün kadınlar; izinsiz kişisel veri, görüntü ve konum paylaşımı, ısrarlı takip, sosyal medya üzerinden hakaret, taciz ve tehdit, deep fake videolar, hesapların ele geçirilmesi, dijital şantaj, hedef gösterme ve itibar suikasti gibi çok boyutlu saldırılarla karşı karşıyadır. Dijital şiddet, fiziksel şiddetin tetikleyicisi olabildiği gibi kadınların çalışma hayatını, sosyal ilişkilerini, itibarını, güvenlik duygusunu ve psikolojik bütünlüğünü doğrudan etkileyen bir baskı aracına; dijital ortam ise kadına yönelik şiddetin uygulandığı yeni bir mecraya dönüşmüştür.
Fiziksel ısrarlı takip mağdurlarına ek olarak bir de siber ısrarlı takip mağduru kız çocukları ve kadın mağdurlar oluşmuştur. Yapılan araştırmalar, siber alanda 300 milyon kız çocuğunun cinsel taciz, şantaj ve istismara uğradığını ortaya koymuştur. Siber alanlarda da toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kadınlar kolaylıkla şiddete maruz kalmaktadır. Anonim hesap açma, ekranların sağladığı mesafe, IP manipülasyonu gibi sosyal medya platformlarının arkasına gizlenme yoluyla ısrarlı takip, ifşa, hakaret ve cinsiyet temelli nefret söylemlerinin yaygınlaştığını görmekteyiz.

EN ÖNEMLİ UNSUR
Yine mevcut ekonomik koşullar en çok kadınları vurmakta, kadınları daha kırılgan hale getirmektedir. Ekonomik kırılganlık, kadınların şiddet sarmalından çıkabilme gücünü azaltmakta, bağımsızlıklarını zayıflatmaktadır. Bu nedenle ekonomik bağımsızlık, kadına yönelik şiddetle mücadelenin en önemli unsurlarından biridir.
Sonuç olarak dijital şiddetle ilgili yasal düzenlemeler güçlendirilmeli, platformlar daha hızlı ve etkili müdahale için sorumluluk almalı. Dijital şiddet konusunda ceza hukukunun yanı sıra etik ve ticari sorumluluk politikalarla da destek vermeli. Dijital okuryazarlık ve güvenlik eğitimi de yaygınlaştırılmalı.
SAF TUTMAYA ÇAĞIRIYORUM
Bir kadının güvenliği, bir toplumun güvenliğidir. Bizler şiddetsiz bir hayatın mümkün olduğuna, toplumsal dönüşümün dayanışmayla gerçekleşeceğine, her bireyin bu mücadelede sorumluluk taşıdığına inanıyoruz. Değişim için kararlılık günü olduğuna inandığımız bu günde tüm kurumları, karar vericileri ve toplumu şiddetin karşısında durmaya ve eşitliğin yanında saf tutmaya çağırıyoruz.”




