Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından depreme dayanıksız olması gerekçe gösterilerek hakkında yıkım kararı çıkarılan ve yıkım çalışmaları başlayan Antalya Arkeoloji Müzesi’nde sular durulmuyor. 16 Temmuz 2025 tarihinde kapatılan müze önünde eylemler devam ediyor. Yıkım sürecinin başladığı müzede Öte yandan, eserlerin taşınması, ambalajlanması ve rant iddiaları kamuoyunda infiale neden olurken; müze savunucuları, bir aydan fazla süredir Antalya Arkeoloji Müzesi önünde kültür nöbetini sürdürüyor. Müzenin yıkım süreci hızla ilerlerken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan skandal bir hamle geldi.
Yıkım kararının verilmesinin ardından başta İnşaat Mühendisleri Odası olmak üzere birçok yetkili bakanlıktan deprem analiz raporunu istemişti. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı raporu yetkililere iletmezken, müze için yükselen sesleri duymazdan geldi. Son olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı adeta skandal bir hamle gerçekleştirdi. Haftalardır bakanlıktan istenen rapor 49 günün ardından bugün Antalya Arkeoloji Müzesi’nin önüne dev panolara asıldı. Raporun bir kısmını panolara asan Kültür ve Turizm Bakanlığı adeta gövde gösterisi yaptı.
“BELGEDE TARİH YOK”
Profesör Doktor Hilmi Uysal şu sözlere yer verdi:
“Bakın, belgenin son sayfasında tarih yok. Bugün mü, dün mü belli değil. Oysa bu kadar önemli bir konuda tarih mutlaka olmalı. Bu birinci sorun. İkinci olarak, yapı güvenliği açısından ciddi risk taşıyan bir binadan söz ediliyor. Raporda, “performans hedeflerini sağlamamaktadır” deniyor. Yani yapı, beklenen güvenlik seviyesini karşılamıyor. Bu nedenle, ilgili kurumun korunması mümkün olmadığı belirtilmiş ve yalnızca “kayıt altına alınması” önerilmiş.
“MALİYET AÇISINDAN GÜÇLENDİRME TERCİH EDİLMEMİŞ”
Ancak dikkat edin: binanın güçlendirilmesiyle ilgili net bir ifade yok. “Güçlendirilemez” denmiyor. Sadece “mevcut haliyle ciddi riskler taşıdığı ve yönetmeliğe göre güçlendirilmesinin ekonomik ve uygun bir çözüm olmayacağı” sonucuna varılmış. Bu ne demek? Güçlendirme teknik olarak mümkün olabilir ama maliyet açısından tercih edilmemiş. Peki bu maliyet ne kadar? İki buçuk milyar mı? Yeni bir müze yapılması mı daha ekonomik? Bu sorular yanıtsız.
“TARİHSİZ BELGELERLE, BELİRSİZ İFADELERLE ALINAN KARARLAR KAMU VİCDANINDA KARŞILIK BULMAZ”
Raporda iki temel gerekçe öne çıkıyor:
- Hazineyi korumak
- Bütçeyi gözetmek
Ama biz yurttaş olarak şunu soruyoruz: Bu karar gerçekten kamu yararına mı? Yoksa ekonomik gerekçelerle kültürel ve tarihi bir yapının gözden çıkarılması mı? Bu noktada kamuoyunun bilgilendirilmesi, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri devreye girmeli. Tarihsiz belgelerle, belirsiz ifadelerle alınan kararlar kamu vicdanında karşılık bulmaz.
“BUNU BURAYA ASMAK NE DEMEK?”
Ayrıca, alüminyumla taşıdıktan sonra bunun da masrafını merak ediyorum ben. İçindekiler de burada. Bunları bize göndermeyip buraya asmalarına ne diyorsunuz arkadaşlar? Bunları, imkânı olan kişi kendi odasında... Buraya asmak ne demektir? Yani bunu anlayan var mı? Her yüzünü gösteriyor, gerçekten her yüzünü gösteriyor.
“BUNUN KOPYASINI GÖNDERSELER DAHA FAZLA BİLGİ OLURDU”
En sonunda "proposu"nu görüyoruz: arzı, ağzı, altına, nüfus ücreti, beklem, performans, ameliyat, pozisyon ve tarih birbirine verilmiş. Birleşik Krallık’ın altında son sayfasını çıkartıyoruz arkadaşlar. Bir sayfası daha çıkartıyoruz. Ama altında ümmet kayıplarından bir tarih yok. Bu, onların bizi aptal yerine koymalarının belgesi. Onlar buraya atmakla yani bunun kopyasını gönderseler daha fazla bilgi olurdu. Bunu buraya asmak demek... Ne sanıyorlar? Aklım almıyor. Sizleri ne sanıyorlar arkadaşlar?”
