Türk Dünyası Tarım Birliği Başkanı Doğan Başaran, Türkiye ile Türki Cumhuriyetlerin tarımsal anlamda işbirliği yapmaların gerektiğini belirtti. Bu yıl 24’üncüsü yapılan Growtech Fuarı için Antalya’ya gelen Başaran, 180 milyonluk Türk dünyasının, kendi topraklarında başka ülkelerin işçisi konusunda olduğunu işaret etti.
TOPRAK BÖLÜNDÜ SİSTEM KURULAMIYOR
Çin’in Uygur sınırı ile Avrupa Birliği sınırı olan Yunanistan’daki İpsala sınırına kadar Türkçe konuşarak hareket edilebileceğini belirten Başaran, “Türkçe konuşarak Yunanistan ile Çin’i birleştirebilirken, topraklarımızı birleştiremiyoruz. 1950’den sonra Türkiye’deki topraklar bölünüp parçalandı ve ailelere verildi. Şimdi 50 dekar alanda tarım yapılmaya çalışılıyor. Ancak bölünen topraklarda üretim yapan ailenin her ferdinin ayrı ayrı traktörü, araç ve gereci var. Böyle bir ortamda bütünsel bir toprak olmadığı zaman ürünleri markalaştıracak veya rafa entegre edecek bir sistem kurulamıyor” diye konuştu.
KENDİ MÜLKÜMÜZDE AVRUPA’NIN İŞÇİSİ KONUMUNDAYIZ
Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın toplam nüfusunun 180 milyon olduğuna dikkat çeken Başaran, “Bu nüfusun 50 milyonu kırsalda yaşıyor ve bunların da 8,5 milyonu çiftçi. Ne var ki 8,5 milyon çiftçi arasında 500 bin nitelikli çiftçi çıkmıyor. Geniş coğrafyada tarımla ilgili bir kalkınma yok. Ancak aynı coğrafyada Hollanda ve İtalya gibi ülkelerin tarım firmaları para kazanabiliyor. Öncelikle mülkiyeti kendi elimize almalıyız. Dünyanın en iyi pirinci, üzümü ve pamuğunun yetiştiği coğrafyada, başka ülkelerin işçisi konumuna geldik” dedi.
TÜRK ÜLKELERİYLE COĞRAFİ ORTAKLIK YAPMALIYIZ
İklim değişikliği, diplomatik ve küreselcilerin bölge coğrafyasında hakim olma gibi krizlerle karşı karşıya kalındığını belirten Doğan Başaran, “Türkiye’de bile Dicle ve Fırat’ın sularını paylaşma konusunda krizler yaşanıyor. Türkiye’nin markalaşması için coğrafyada ortaklık yapmalıyız. Bunu Avrupalı ülkelerle yapmanın çok kolay olmadığını göz önünde bulundurursak, Türkiye ile Türki ülkeleri yönetenlerin bir araya gelerek bunu başarması mümkün. Türk firmalarının Sudan’a veya diğer Afrika ülkelerine gitmek yerine, toprağı ve koşulları uygun olan Türk devletlerine gitmelerini önerdik. Bugün Tiryaki Grubu’nun ve Alarko Holding’in Kazakistan’da muazzam bir tesis kurdu. Çünkü enerji kaynağı çok ucuz” ifadelerini kullandı.
BOŞ TOPRAKLAR BİR GÜN MUTLAKA İŞGAL EDİLİR
İklim değişikliği ile birlikte bölgesel ortaklıkların zorunlu hale geldiğini belirten Başaran konuşmasını şöyle tamamladı: “Küresel ortaklıklarda Türkiye’den Çin’e veya ABD’ye makine gönderemeyeceğimize göre, Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan gibi ülkelerle hem iş ortaklığı hem de gönül birliği yaparak mükemmel bir ekonomik kalkınsa sağlanabilir. Bunu başarırsak siyasi krizlerde coğrafyanız tehdit altında olmaz. Coğrafyanızı boş toprak olarak bırakırsanız bir gün mutlaka işgal olur.”
