Akdeniz Üniversitesi’nde 2025-2026 akademik yılına sayılı günler kalan yeni eğitim ve öğretim yılı için hazırlıklar devam ediyor. Akademik eğitim ve öğretim güz yarıyılı ders kayıtları 22-29 Eylül 2025 tarihleri arasında yapılacak olup dersler 22 Eylül'de başlaması planlanıyor. Güz dönemi çevrim içi ders kayıtları Ağustos ayının başında başlayacak, geç kayıtlar ise 29 Eylül'e kadar devam edecek. Akademik takvimde ayrıca ara sınavlar Kasım ayı ortasında, dönem sonu sınavları ise ocak ayının ikinci yarısında gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi’nde yeni akademik yılı eğitim ve öğretim yılı öncesinde Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan başkanlığında 2025-2026 eğitim öğretim yılı genel değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen toplantıda üniversite yönetimi basın mensuplarıyla bir araya geldi. Akdeniz Üniversitesi Sosyal Tesislerde gerçekleştirilen toplantıda konuşan AKDÜ Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Özkan, Akdeniz Üniversitesi'nin hayata geçirdiği projelere değindi. Özellikle Güneş Enerji Santrali (GES) projesiyle 30 milyon TL tasarruf sağlandığını aktaran Prof. Dr. Özkan, organ nakil başarısından akademik araştırma ve geliştirmede yapılan başarılıları kadar pek çok konuya değindi.
Akdeniz Üniversitesi’nde 4 milyar TL'lik Ar-GE laboratuvarı kurmayı hedeflediklerini belirten Prof. Dr. Özkan, 2026 yılının ilk çeyreğinde bir sürprizini hayata geçeceğini açıkladı. Bunun yanı sıra rahim nakli gerçekleştiren uzman doktorların Akdeniz Üniversitesi öncülüğünde bir araya geleceğini aktaran Prof. Dr. Özkan, sağlık işçilerinin eylemlerine yönelik üniversite yönetiminin bütçesinin sınırlı olduğunu bu konuda gereken çalışmaların yapıldığını açıkladı. Öte yandan Özkan gazetecilerin sorduğu bazı sorulara sinirlenmesi dikkatlerden kaçmadı.
“YÜKÜMÜZ 30 MİLYON AZALACAK”
Yeni bir gelişme olarak projenin ihalesini gerçekleştirdiklerini söyleyen AKDÜ Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Bin 100 dönüm dağlık arazide 5x50 megawattlık Bir Güneş Enerji Santrali (GES) kuruyoruz. Bu Türkiye’de bir ilk. Proje çok büyük ve cebimizden bir kuruş çıkmayacak. Yeri biz bulduk, sahibi biziz. Yatırımın yüzde 24’ü bizim tüketimimize ait olacak. Sadece hastanenin elektrik faturası aylık 30 milyon TL. Fakülteyi dahil ettiğimizde bu rakam muhtemelen 60 milyonu buluyor. Akdeniz Üniversitesi’nde hâlâ doğal gaz altyapısı yok. Bu da ciddi bir maliyet gerektiriyor ve şu anki bütçemizle karşılamamız mümkün değil. Bu nedenle GES projesi aklımıza geldi. 5 yıl önce hayaldi, ama üç hafta önce hayata geçti. İki yıl içinde enerji üretimine başlamasını umuyoruz. Böylece her ay devlete olan yükümüz 30 milyon azalacak, yılda 360 milyon TL’lik bir ek gelir elde edeceğiz. Ayrıca bu proje ekolojik açıdan da çok kıymetli. Çünkü arazi tarım alanı değil; tamamen dağlık. Hiçbir yeşil alanı katletmedik. Bu benim için çok önemli. Türkiye’nin en büyük sorunu susuzluk ve gıda kıtlığı. Belki farkında değiliz ama 5–10 yıl içinde bu sorunlar hepimizi bekliyor. Bu nedenle tarım ve sulak arazilerin korunması hayati. Bu konuda elimden geleni yaptığımı belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ OLMA YOLUNDA DEVAM EDİYOR
Göreve geldiğinde araştırma üniversitesi statüsünde olmadıklarını söyleyen Prof. Dr. Özkan, “Şu anda bu unvanı taşıyoruz. Bu ay içinde ya da en geç Ekim başında YÖK’e uğrayacağım. Yeni araştırma üniversitesi açıklanacak ve yerimizi alacağımızı umuyorum. Bu statü bize Ar-Ge projelerinde ek bütçe, prestij ve kadro imkânı sağlayacak. Ayrıca akademik kültürün yaygınlaşmasına katkı sunacak. Maalesef her öğretim üyesinin yayın yapma kültürü yok. Hatta bazı fakülteler kriterlerime uygun değil diyerek geri çekildi. Bu kültürün yaygınlaşması ve devamlılığı beni huzurlu kılıyor. Araştırma üniversitesi olursak herkes sorumluluğunu daha iyi anlayacak. Yayın kalitesi çok önemli. Sadece sayı değil, etki alanı da önemli. Q1, Q2 gibi atıf alan yayınlar üretmek ve bunları Ar-Ge’ye dönüştürmek hedefimiz” dedi
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA İÇİN BÜYÜK BİR MARKA
Akdeniz Üniversitesi, dünyada tüm organ nakillerini yapan tek üniversite konumunda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özkan, “Bu sadece sayı değil; yapılan ameliyatlar en uç operasyonlar. Bu tecrübe, sepsis ve enfeksiyonla mücadelede de büyük avantaj sağlıyor. Akdeniz Üniversitesi, Antalya için büyük bir marka. Bu markayı hep birlikte yukarıya taşımamız gerekiyor” dedi.
Akdeniz Üniversitesi’nin şehirle yeterince bütünleşmediği yönünde eleştirilerin olduğunu dile getiren Prof. Özkan, “Bu farkındalıkla son beş yılda STK’larla, basın mensuplarıyla, iş insanlarıyla ve derneklerle ilişkilerimizi artırmaya çalıştık. Bir nebze olsun yol kat ettiğimizi düşünüyorum” diye konuştu.
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ’NDEN SÜRPRİZ
AR-Ge Projesi kapsamında Cumhurbaşkanlığı’ndan 300 milyon TL aldıklarını aktaran Prof. Özkan, “Bugün bu rakam döviz karşılığıyla yaklaşık 4 milyar TL’ye tekabül ediyor. Bu bütçeyle Türkiye’nin en kıymetli laboratuvarlarından birini kurduk. Detayları henüz paylaşmıyorum ama 2026’nın ilk yarısında sizlere çok güzel bir proje anlatacağım. Amacımız Akdeniz Üniversitesi’ni Türkiye’ye, Antalya’ya ve halkına layık bir kurum haline getirmek” ifadelerini kullandı.
“TATMİN ETMEDİYSE YAPACAK BİR ŞEY YOK”
Özellikle sağlık işçilerinin ücret talebine değinen Prof. Dr. Özkan, üniversitenin belli bir ücreti olduğunu ve ona göre pay etmek zorunda olduğunu ifade ederek konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Geçtiğimiz hafta işçilerle ilgili bir sıkıntı yaşadık. Uzun süredir ortak hedeflerde buluşmaya çalışıyoruz. Masaya biz zahmet ettik, teklif sunduk. Ancak sonrasında bütçeyi aşan talepler geldi. İzmir Belediyesi örneğinde olduğu gibi, biz de karşılayamayacağımız teklifleri sunamayız. 200 milyonluk bütçemiz var. 30 milyonu elektrik, 100 milyonu ilaç gideri. Geriye kalanla hemşireye, doktora, personele ne vereceğiz? Her zaman garibanın yanında olmaya çalışan bir insanım. İnsanların evine bir lokma fazla götürmesi benim için kıymetlidir. Elimizdeki bütçeyle en iyi oranları önerdik. Bundan sonrası hakem kurumun takdirinde. Devletin belirleyeceği oranı bekliyoruz. Bütçemiz belli. Defalarca oturduk ama karşı taraf sürekli gerçekçi olmayan taleplerle geldi. Benim yönetmem gereken bir üniversite var. İlaç, ekmek, elektrik faturası gibi temel giderlerim var. Sendika sadece üye kazanmak peşindeyse bu sürdürülebilir değil. Verdiğimiz oranlar zaten bizi zorladı ama işçilerin motivasyonu için kabul ettik. Tatmin etmediyse yapacak bir şey yok. Hakem heyetinden sonra tekrar görüşebiliriz. Bu taleplerin sonu yok. Bir gruba zam yaptığınızda diğerleri de etkileniyor. Sınırsız bütçemiz olsa yaparız. Ama elimdeki parayı kimsenin canını yakmadan paylaştırmam gerekiyor. Hastanenin borcu zamanında 770 milyondu. Şimdi muhtemelen 10 milyar. Borçlar artarsa ilaç alamam. Zamanında ödeme yaparak piyasada güven sağlıyorum. Eğer bunu kaybedersem bir liralık ürünü üç liraya alırım. Bu hepimizin borcu olur. Gerçekçi ve matematiksel bir tabloyla ilerlemek zorundayız.”
“DAHA İYİSİNİ YAPABİLİYORSANIZ BUYURUN SİZ YAPIN”
“Hastane konusunda gerçekten çok çaba sarf ettik. Pideciyi iptal ettik, halbuki bizim için bir gelir kaynağıydı” Prof. Dr. Özkan, “Orayı acil servise dönüştürdük. Bence kötü olmadı. Evet, küçük olabilir ama elimizdeki imkân bu. Daha iyisini yapabiliyorsanız buyurun siz yapın. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Bir buçuk yıl sonra daha büyük bir hastane umuyoruz. Cumhurbaşkanlığı bize “100 liranın 20 lirasını inşaata ayırabilirsin” diyorsa, biz de o 20 lirayı inşaata ayırıyoruz” dedi.
“GÜVENLİK TAMAMEN ÖZLENEN ÖZKAN’A AİT”
Güvenlik önlemlerine değinen Prof. Dr. Özkan, “İki gün önce Boğaziçi’nde ne oldu? O kızın da oğlunun da orada işi yoktu. Ama kim linçlendi? Rektör. Bir üniversiteye sadece öğrenciler girer. Dünyada da bu böyledir. Gidin İngiltere’ye, Cambridge’e girebiliyor musunuz? Öğrenci olsanız bile “o yeşile basamazsın” derler. Kurallar var. Burada güvenlik tamamen Özlenen Özkan’a ait. Yurtlarda beş kişi intihar etti, ama yurtlar bana bağlı değil. Spor Bakanlığı’na bağlı. Kim linçlendi? Özlenen Özkan. Burada böyle şeyler olmaz” dedi.
ANTALYA’DA İŞ İNSANI ÇOK DESTEK YOK
Akdeniz Üniversite Hastanesi ve Antalyalı iş insanlarına yüklen Prof. Dr. Özkan, “Üniversite hastanesinde iş dünyasının katkısıyla yapılan bölümler var. Devlet bütçesi dışında destek alabiliyor musunuz? Kayseri Üniversitesi’ni gördünüz mü? Orada üniversiteyi neredeyse tamamen iş insanları kurmuş. Antalya’da ise bu destek çok sınırlı. Antalya’da çok sayıda turizmci var ama destek konusunda geri duruyorlar. Hastaneye VIP hizmet bekleyip bir kuruş katkı yapmadan çıkanlar var. Bu konuda Antalyalıların daha bilinçli olması gerekiyor. Yeni yapılan binalarda bağış yapanların isimleri elbette yazılacak. Bu hem manevi hem toplumsal açıdan çok kıymetli. Bilim merkezleri, laboratuvarlar için de destek gerekiyor. ATSO’ya defalarca gittik, çok güzel karşılıyorlar ama sonra kimse gelmiyor” dedi.
DİJİTAL GÜVENLİK VE BİLGİ İŞLEM ALTYAPISI
Geçen yıl Eylül-Ekim aylarında bir güvenlik ihlali fark ettiklerini ifade ederek, “E-imzamız kopyalanmış ama kullanılmamış. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Sahte diploma veya belge üretimi yok. Dijital alan her zaman risklidir. Bu benim uzmanlık alanım değil ama ciddi yatırım yapıyoruz. 70 bin öğrencisi, 2 bin 500 çalışanı olan büyük bir üniversiteyiz. Bu kadar veriyi korumak kolay değil. Bulunamam güvenlik iddiasında bulunamam ama en güvenli altyapıyı kurmak için elimizden geleni yapıyoruz” sözlerine son verdi.