Antalya-Alanya Otoyol Projesi kapsamında hayata geçirilmesi planlan Alanya Konaklı, Serik Hudutlu ve Manavgat Taşağıl çevre yolu için hazırlıklar başladı. Özellikle Alanya’da otoyolun batı bağlantı noktasından D-400 Devlet Yolu’na kavşakla bağlanması hedefleniyor. 2018 yılında ÇED olumlu kararı alan Antalya-Alanya Otoyol projesi kapsamında ulaşımı güçlendirmek için güzergah revizyonu yapılmıştı ve bu plana Serik, Manavgat ve Alanya çevre yolları dahil edildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikli Bakanlığı, projeyi çevresel ön inceleme gerektiren kategoride değerlendirilirken 5 bin 480 metre uzunluğundaki yol bölgede ciddi tahribata neden olacak.
Antalya-Alanya arasında yapılaması planlan çevre yolu tartışmalara ve bölge halkının itirazlarına rağmen hazırlıklara başladı. Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü’nün Antalya’nın Serik, Manavgat ve Alanya ilçelerinde planladığı çevre yolu projeleri için ÇED süreci başlatıldı.
Bölge halkı ise yolun geçeceği güzergahın tarım arazileri örtü altı seralar ve yerleşim alanlarının bölünmesi nedeniyle söz konusu projenin yeniden düzenlenmesi çağrısında bulunmuştu. Projenin bölgeyi ikiye bölmesi bölge halkının isyan etmesine neden oldu. Özellikle Çakallar Mahallesi’nde 25 ev ve bir cami yıkılacak çoğu 60 yaş üstü Antalyalı yurttaş evlerini kaybedecek. Projede güzergah değişikliği talebinde bulunan bölge halkı, yetkililere seslenerek, “Kolay olanı değil, doğru olanı yapın istiyoruz” çağrısında bulundu.
GERÇEKLER FOTOĞRAFLARLA ORTAYA ÇIKTI
Otoyolun geçeceği güzergâhın bir bölümünü sosyal medyada paylaşan bölge sakini Fotoğraflarda proje nedeniyle açıkça işaretlenen alanların tamamı tarım arazisi; örtü altı seralar ve camekanların yoğunlukta olduğunu ifade etti. Mahalle sakini, paylaşımında şu sözlere yer verdi:
“Sadece Çakallar Mahallesi’nde 25 ev ve bir cami yıkılacak. Bu ev sahiplerinin büyük çoğunluğu 60 yaşın üzerinde. Belki de evleri yıkıldığında bir daha ev yapamayacaklar. Kendi köylerinde yeni bir arsa ya da tarla bulmaları zor. Olsa bile, birikimleri yeterli değil. Hepimiz biliyoruz ki devlet, giden mülklerin gerçek değerini karşılamayacak. Diğer mahallelerde de benzer durumların yaşandığını duyuyoruz. Oysa bu yol, 10–15 yıl önce belirlenen güzergâhtan geçirilmiş olsaydı, bugün bu mağduriyetler yaşanmayacaktı. Fotoğraflar büyütülerek incelendiğinde, durumun ne denli vahim olduğu daha net anlaşılacak.”
İKİYE BÖLÜNECEK
Sorun sadece proje kapsamındaki alanla sınırlı olmadığını dile getiren mahalle sakini, “Yol yapım sürecinde çevrenin yaşayacağı sıkıntılar da ayrı bir başlık. Yolun mücavir alanında oluşacak etkiler göz ardı edilmemelidir. Köyler ve araziler ortadan ikiye bölünecek, ulaşım zorlaşacak, kullanım bütünlüğü bozulacak. Sulama sistemleri bile başlı başına bir sorun haline gelecek” dedi.
“KOLAY OLANI DEĞİL DOĞRU OLANI YAPIN”
Yetkililere seslenen bölge sakini, “İkiye bölünen tarlanın yolun dışında kalan parçasına mülk sahibini nasıl ulaştıracaksınız? Bozulan kullanım düzenini nasıl yeniden kuracaksınız? Tarladan tarlaya yol mu yapacaksınız? Bunlar sadece aklımıza gelen sorunlar. Burası Konya Ovası ya da Çukurova değil. Anadolu’nun geniş bozkırları hiç değil. Birkaç dönümden geçimini sağlayan, kısıtlı tarım arazilerinde alın teriyle yaşayan insanların köyleridir burası.
Elbette ki yol, bölgemiz için zorunlu ve acil bir ihtiyaçtır. Yöremizde yaşayan her vatandaş bu ihtiyacın farkındadır. Hiç kimse yola karşı değildir. Ancak: Konunun bir kez daha ele alınmasını, kolay olanın değil, daha masraflı da olsa doğru olanın yapılmasını talep ediyoruz. Tüm yetkilileri bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum” diyerek sözlerine son verdi.