Sevilen ve 45 yılı aşkın sanat camiasında yer alan sanatçısı Sümer Ezgü TRT yılları, sahne sanatçılığı ve kurucusu olduğu Sümer Ezgü Sanat Akademisi ile tecrübesini paylaştı. Yarım asıra yakındır mesleğin içinde bulunan sanatçı Sümer Ezgu Müzik eğitiminde okulların önemsemediğini dile getirdi. Sanatçı Sümer Ezgu branşı olmayan öğretmelerin bu dersi vermemesi gerektiğini vurgularken, ağırlıklı batı enstrümanların çalındığını ve Türk Halk müziği enstrümanlarının yeterince eğitimde önem verilmediğine de dikkat çekti.
SÜMER EZGÜ’DEN EĞİTİME VURGU
Sanat camiasının sevilen sanatçısı Sümer Ezgü, branş öğretmenlerinin önemini konuşurken, ders saati kesileceği için branş öğretmenlerine ilkokul sınıf öğretmenlerinin karşı çıktığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:
“TRT yıllarım, ve sahne sanatçılığım yanında, kurucusu olduğum Sümer Ezgü Sanat Akademisi gereği eğitimin içinde de yer almak durumunda kaldım. 45 yıla ulaşan meslek yaşamımda gördüm ki bir ülkede müziğin gelişmesini istiyorsak, müzik öğretmeni yetiştirmeliyiz. İlkokullarda müzik dersleri, tıpkı beden eğitimi ve görsel sanatlarda olduğu gibi, branşları olmayan sınıf öğretmenlerine yüklenmiş durumda. İnsanı daha çok insanlaştıran bu branşlar ya boş geçiyor, ya da telafi dersleri olarak değerlendiriliyor. T. C. Millî Eğitim Bakanlığı'nda yaptığım bir sohbette branş öğretmenlerinin önemini konuşurken, ders saati kesileceği için branş öğretmenlerine ilkokul sınıf öğretmenlerinin karşı çıktığını öğrendim. Bu temel eğitimde çözüm bekleyen garip bir durum tabii… Ortaokul ve lise müzik öğretmenlerimizin ise istisnalar hariç piyano, yan flüt gibi batı enstrümanlarını çalıp, bizden bir enstrüman çalamadığını gözlemledim. Bu durumun eksikliğini bizzat müzik öğretmenlerimizin kendilerinin dile getirmesi dikkate değer bir konu! Eğitim fakülteleri öğretmen yetiştireceği için adayın donanımı çok önemli.”
“YETERLİ TÜRK MÜZİĞİ EĞİTİMİ VERİLMEMEKTEDİR”
Güzel Sanatlar Liseleri de dâhil olmak üzere bazı okullarda yeterli Türk Müziği eğitimi verilmediğine vurgu yapan Ezgü konuşmasında, “Düşünsenize, bir beden eğitimi öğretmeninin voleybol bilip, basketbol bilmemesi garip olurdu, öyle değil mi? Müzik öğretmeni adayı bir kardeşimizin de Batı Müziği'ne hâkim olduğu kadar, Türk Müziği'ne de hâkim olması, mesleki iletişimi, başarısı ve misyonu gereği olmalıdır görüşümü sizlerle paylaşmak istiyorum. Dünyada halk müzikleri, tüm türlere ilham olacak kök müziklerdir. Geçmişte ülkemizde gerek Konservatuvarlarda sanatçı adaylarının, gerekse Eğitim Fakültelerinde öğretmen adaylarının eğitiminde bu konu göz ardı edilmişti. Bu eksiklik son yıllarda telafi edilmeye çalışılsa da Güzel Sanatlar Liseleri de dâhil olmak üzere bu okullarda yeterli Türk Müziği eğitimi verilmemektedir. Örneğin, üflemeli ve yaylı halk enstrümanları ya da Türk Müziği Armonik yaklaşımı eğitimde istisnalar hariç yer almıyor. Eğitim Fakültelerinde öğretmen adayı kardeşlerimize piyano ile birlikte ülkemizin en yaygın sazı olan bağlamanın temel enstrüman olarak öğretilmesini, millî müziğimizin yaşaması ve gelişimi açısından özellikle vurgulamak istiyorum. Cumhuriyetin çok değerli eğitim kadrolarına ve öğrenci kardeşlerime ülkemizin kültür zenginliğine layık olacak müzik yolculuklarında başarılar dilerim” sözlerine yer verdi.
