Son günlerde sosyal medyalarda yer alan ve haberlere konu olan kafelerde “Taksimetre Dönemi” tartışmalara konu oldu. Türkiye’nin birçok ilinde bazı kafe ve restoranlarda faaliyete geçen işlem hakkında yasal değildir açıklaması yapıldı. Bazı kafelerde faaliyete geçen taksimetre dönemi denilen işlemde sipariş vermediğiniz her yarım saat için kişi başına 50 TL ödeme alınacak. Bu işlem “masa işgal ücreti” olarak alınıyor. Konu hakkında konuşan Tüketiciyi Koruma Derneği Antalya Şube Başkanı Abdullah Özçulcu, Antalya’da randevu sistemi ile çalışan mekanların bu uygulamaya gidebileceğini ama doğru olmadığı için belediyeler tarafından denetlenmesi gerektiğini belirtti.

Kafelerde Taksimetre Dönemi

KAFELERDE “TAKSİMETRE DÖNEMİ”

Tüketiciyi Koruma Derneği Antalya Şube Başkanı Abdullah Özçulcu, kafelerde “Taksimetre Dönemi” hakkında Antalya’da yapıldığına dair herhangi bir duyum almadıklarını söyleyerek, “Bu uygulamanın İstanbul başta olmak üzere bazı iş yerlerinde başladığını biz de İstanbul şubelerimizden duyduk. Antalya'da bu konuyla ilgili şimdiye kadar herhangi bir duyum almadım. Şimdi bu olay meslek odasında, belediyeden veya başka bir yerde alınan bir karar değil. Bunu büyük ihtimalle hani eski çay ocaklarında, sabahçı kahvelerinde otobüs beklerken yarım saate bir çay getiren boşuna bedava oturmasın diye hareket edilen olayın biraz modernize edilmiş şekli anlaşılan. Bir de rağbetin çok fazla olduğu, müşterinin çok fazla olduğu, talebin arttığı yerlerde parasız ya da ucuza fazla yer tutulmasın diye yapılan bir uygulamadır. Ancak her zaman temel bir kural vardır. Mal veya hizmet sunumu olmadan ve o sunulan hizmetle paralel olan ücretin dışında bir ücret talep edilemez” ifadelerine yer verdi.

Cafeeee

“BU UYGULAMANIN YAPILDIĞI YERLERE DENETİM ŞART”

Bu tip uygulamalar karşısında belediyelerin denetim mekanizmalarının devreye girmesi gerektiğini belirten Başkan Özçulcu, konuşmasında şu sözlere yer verdi:

“Taksimetreye benzetmek bile doğru değil. Çünkü taksimetre hem kişinin taksiyi işgal ettiğin süreyi, veya gittiği yol süreci tekerin dönüş sayısına göre, kilometresine göre yazan bir şeydir. Diyelim bir kişi taksi bir evin önünde hemen yukarıdan bir şey alıp geleyim derse o bekleme süresini de ekler. Çünkü o süre içerisinde başka iş alamayacaklar. Onun için bu uygulama taksimetre uygulamasından çok daha kötü bir olmayacaktır. Yani kabulü mümkün değil. Öncelikle tüketicilerin bilinçli olup bu tip yerleri boykot etmesi birinci kuraldır. İkinci kural da bu tip uygulama yapan yerlere belediyenin zabıta gibi denetleme mekanizmalarıyla denetlemeleridir.

Abdullah Özçulcu

“FAZLA KAR KAZANÇ HIRSININ DOĞUYOR”

Aksi takdirde o aşamada da anlaşmazlık olacak. Vatandaşın böyle bir talep karşısında ne yapmalı? Bilinçli bir tüketici böyle durumda fişini istemelidir. Fişe ne yazacaklar mesela. İçecek mi, yiyecek, mi o hizmet karşılığına ne yazacaklar. Yemeyeceğine göre ben ne yedim, ne içtim? O nedenle çok doğru bir uygulama değil. Fırsatçılığın, fazla kar kazanç hırsının doğurduğu bir uygulama olacaktır.”

Taksimetre Dönemi

“BU İŞLEM DOĞRU DEĞİLDİR”

Başkan Özçulcu, çok yoğun çalışan, tutulan ve randevuyla gidilen iş yerleri bu uygulamaya geçebileceğini ama doğru olmadığını belirterek, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Bütün bunlar arz talep meselesidir. Akşama kadar sinek avlayan veya tek müşteri olan bir iş yeri gelip de boş boş otursa bile insanlar tercih eder çünkü bir müşteri var burası beğeniliyor diyerek başka geçen müşterileri de çağırır. O nedenle ancak böyle randevuyla gidilen, çok yoğun yerlerde masaların işgal edilmemesi bir an evvel daha çok para bırakacak müşterilerin gelmesi için yapabilirler. Yani çok yoğun çalışan, tutulan ve randevuyla gidilen iş yerleri bu uygulamaya geçebilir. Ama doğru değildir. Bu uygulamanın başta belediye olmak üzere ilgili yerlere şikayeti halinde vatandaşın boykotu yanında bu işin cezai sorumluluğu da olabileceğini düşünüyorum. Kafe restoran gibi iş yerlerinde bütün müşterilerin aynı şekilde yüksek miktarda para bırakacak kar bırakacak diye bir kural yoktur. Bazı müşterilerden çok az, bazı müşterilerden çok fazla kazandır. O nedenle çok oturdu, az oturdu, çok yedi, az yedi diyerek müşteri ayrımı yapılmaması gerekir.”

Muhabir: DEMET GÖKÇE