Anavatan Partisi, Antalya’da “Birlik, Beraberlik, Kardeşlik ve Dayanışma Konferansı” düzenledi. ANAP Genel Başkanı İbrahim Çelebi’nin katılımıyla düzenlenen konferansta Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomil, toplumsal süreçler masaya yatırılırken, birlik, beraberlik ve kardeşlik vurgusu yapıldı. İl Başkanı Alihan Kansu, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Elhakan ve Genel Başkan İbrahim Çelebi’nin konuşmalarıyla dikkat çeken konferansta ANAP’ın kurucu lideri olan Turgut Özal’ın vizyonu hatırlatıldı.

Anap Antalyada Seslendi (5)

“KARDEŞİ KARDEŞE VURDURDULAR”

Konferansta açıklamalarda bulunan ANAP Genel Başkanı İbrahim Çelebi şu sözlere yer verdi:

“Bu ülke bizim, biz bu ülkeyi karşılıksız seviyoruz. Rahmetli Turgut Özal’ı kısaca, yani nasıl bir vizyoner, nasıl bir halk adamı olduğunu, nasıl bir gönül adamı olduğunu, nasıl bir Anadolu insanının fakirlik kaderi olmadığını, kavganın kaderi olmadığını o biliyordu, ortaya koyduk. Biz önce bu Türkiye’de hakikaten ülkeye çağ atlattık, devrimler yaptık ama en büyük devrimiz zihniyet devrimiydi sevgili arkadaşlar. Anavatan Partisi’nde, önce Anavatan Partisi kurulmadan önce o Türkiye’yi bir aklınıza getirin. Neydi; sağcı dediler, solcu dediler, Alevi dediler, Sünni dediler, Kürt dediler, Türk dediler. Bizi hep birbirimizle kavga et dediler, kardeşi kardeşe vurdurdular. Ama demokrasi askıya alındı, bir ara rejim geldi.

“ÖZAL ZAMANINDA İNSANLAR “BEN KÜRDÜM” DİYEBİLDİLER”

En kötü demokrasiler dahi askeri vesayetten daha iyi olduğunu maalesef bize gösterdiler. İşte o içine kapanmış, dünyadan haberi yok, ekonomik zorluklarla, o ekonomik zorlukları kendi kaderi gibi gören bir milleti, önce Anavatan Partisi, seramik bu ezbere alınmış bir selam değil; milletin birliği ve kardeşliği bizim başımızın üstündedir şiarıyla, birlikte cihadıyla birlikte bu ülkeyi birleştirdi, bütünleştirdi. Kavgada ayrılıkta hiçkimse kazanamamış arkadaşım, birlikte rahmet olmuş, ayrılıkta azap olmuş. Özal geldi, statükocu devlet yapısında inkâr edilen, türetilmiş kimlikleri ortaya çıkardı. İlk kez Özal zamanında insanlar “Ben Kürdüm” diyebildiler. Ya bu bizim realitemiz kardeşim ya. İlk kez bizim dönemimizde tapuları yıkan birliğidir. Abdülhamit Han’a iade-i itibarı verebilecek cesareti gösteren tek liderdir.

Anap Antalyada Seslendi (7)

“TEK DERDİ VARDI: MİLLETİN BİRLİĞİ, KARDEŞLİĞİ”

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü putlaştıran, kalıplaştıran zihniyetin elinden alıp gerçek değerini veren liderdir Turgut Özal, sevgili arkadaşlar. Şimdi böyle bir siyasi lider var. Allah mekânını cennet etsin. Yani cumhurbaşkanlığı ile birlikte bir kuyruklu yıldız gibi 10 yılda hayatımıza geldi, siyah beyaz Türkiye’yi renklendirdi. Mekânı cennet olsun. İnancını da hiçbir zaman bugünkü siyasal İslamcılar gibi siyasete alet etmedi. Tek derdi vardı: milletin birliği, kardeşliği. Bu milletle birlikte çağı yakalamak, çağ müreffeh ülkelerini adeta geçebilmek yarışıydı. Ne yaptı; önceki kavgayı ortadan kaldırdı. İç huzur olunca işte sanayileşme, tarımda, yani Türkiye bir yenilenme ve değişim sürecine girdi. Ve bunu yaparken de makamını hiçbir zaman ticarete, kendi çıkarlarını hale etmedi.

Ben İstanbul’daki toplantımda da söyledim; siyasete başlamadan önce devlete de çalışmış, Dünya Bankası’nda çalışmış, başbakan yardımcılığı yapmış, başbakanlık yapmış, cumhurbaşkanı da yapmış ve öldüğünde bir daireyle… İşte bizde bir söz vardır; Adnan Kahveci’nin güzel bir sözü vardır: “Siyasetçiler fakir ölürler, milletleri zengin olur” demişlerdi.

Anap Antalyada Seslendi (6)

“BİZ NE KAYBETTİYSEK BUNDAN KAYBETMİŞİZ”

Başta Türk milliyetçiliğini dejenere eden, yüce dinimiz İslam’ı siyasetlerine alet eden partilerin bıraktıkları miraslara da bakın; küp küp altınlar bırakmışlar evlatlarına, genel merkezlerini şahıslarına yaptırmışlar, ona yaptırmışlar, bunu yaptırmışlar. Ülkücülük, devrimcilik diye milleti birbirine kırdırmışlar ama Londra bankalarında milyonlarca euro, dolar paraları çıkmış. İşte biz ne kaybettiysek bundan kaybetmişiz; çıkarlarımıza, günübirlik çıkarlarımıza devletimizi ve milletimizi feda etmişiz. Anavatan Partisi bunlardan ayrı bir parti. Şimdi de sevgili arkadaşlar, eleştirmek çok kolaydır, icraat yapmak çok zordur.

“İNATLA, ISRARLA BU SÜRECİ SAHİPLENECEĞIZ”

Şimdi bir diğer süreç başladı; terörsüz Türkiye. Biz terör lafını kullanmıyoruz. Onun için de arkadaşlarımızla çok değişim lastiği yaptık. Dedi ki; biz terörü zaten sınırlarımız içerisinde söktük attık. Ne diyelim; ana vatan dediğimiz zaman hem partimizi temsil etsin, hem ana vatanımızı temsil etsin, hem de milli ve güçlü Türkiye. Sevgili arkadaşlar, yani bu süreç tam anlatabildik mi, anlatamadık mı, ona inanıyorum. Ama mesela Anavatan Partisi olarak inatla, ısrarla bu süreci sahipleneceğiz. Niye sahipleneceğiz biliyor musunuz; şu parti, bu parti diye değil. Sene 92-93, bir hafıza tazelemesi yapayım. Daha benim de Özal bugünleri o günden görüyor. O zamanki terörü getir, başı Öcalan’a mesaj gönderiyor, diyor ki; bu tango, bu terör en çok milletimizi yordu, milletimizi tüketti, devletimize çok büyük zararlar verdi. Silahlarıyla artık bir adım daha ileriye gidemeyiz. Siz silahları bırakın, ben de gerekli demokratik adımların hepsini atayım.

Anap Antalyada Seslendi (3)

“AKTIF SIYASETE DÖNECEKTI”

O dönem sevgili arkadaşlarım, belirli de bir mutabakata varılmış. Hakikaten de terör örgütü de silahları bıraktı. Ama kandan beslenen, nefretten beslenen, ayrılıkçı belirli zihniyet, o devletin içerisine sızmış belirli bir zihniyet, rahmetli Özal’ı ve biraz önce Ahmet Başkan’ın da saydığı o Türkiye’nin pırıl pırıl devlet adamlarını teker teker ortadan kaldırdılar. Çankaya Köşkü’ndeki Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci ve Turgut Özal toplantısından sonra her üçü de 13’er gün arayla ortadan kaldırıldı. Rahmetli Özal Çankaya Köşkü’nde infiale kapılıyor; nasıl bir kirli güçle karşı karşıya. İşte Ahmet Başkan biraz önce dedi ya; Türki Cumhuriyetler toplantısından sonra cumhurbaşkanı olarak sembolüymüş, icranın başında değil. Aktif siyasete dönüp bu Türkiye’nin içerisindeki çeteleşmeleri, birilerinin maşası olan insanların kim tarafından koordine edildiğini, kontrol edildiğini çok iyi çözdüğü için de aktif siyasete dönecekti. Maalesef biz milli birlik için, kardeşlik için, terörsüz Türkiye için, güçlü Türkiye için en büyük bedeni vermiş bir partiyiz.

“BU ANLAMDA DA EN KÖKLÜ PARTI ANAVATAN PARTİSİ”

Niyanetiyle, inancıyla, mezhebiyle, etnik kimliğiyle derdi olmayan, mütedeyin kesimin kendisini rahat hissedebileceği partilere ihtiyaç var. Işte bu anlamda da en köklü parti Anavatan Partisi. Biz de hatalar yaptık. Özal'dan sonra Anavatan Partisi neydi? Dört Eylül'ü kucaklıyordu. Biz dört Eylül'ü kucaklamadık. Kucaklayamadık. Kucaklayamayınca da vatandaş bizi cezalandırdı. Ama asıl bizim cezalandırmamız ülke adına. Bizim Özal'dan sonraki başbakanımız Yüce Divan'a gönderdi değil mi bu parti? Bu genel başkanımızın hatası ne biliyor musun? Karadeniz Sahili otoyolunu yapmak, Ford Odasan'a o bataklık araziyi bedelsiz vermek ve Sabiha Gökçen Havalimanı'nı verdiğinden dolayı Yüce Divan'a gitti. Hayır biz bunun yüzünden mi baraj altında kaldık? Yok. Mavi Akım projesini yapmamamız için ABD'nin küstah o dönemki büyükelçisi bizim genel başkanımızı, başbakanımızı tehdit etti. Ama o ülkesine bedel ödettirmemek için partisi ve kendisi o bedeli ödedi. Biz böyle bir partiyiz.

Anap Antalyada Seslendi (4)

“ÇOK ÖNEMLI BIR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ”

Bizim için önce devletimiz ve milletimiz, ondan sonra partimiz ve biz sevgili arkadaşlar. Bunu öncelemezsek başarılı olamayız. Işte Türk siyaseti bizi o zaman anlayamadı değil mi? Mesut Yılmaz da o dönem ne demişti? Avrupa Birliği'nden dolayı Avrupa Birliği'ne müdahale ettim. Avrupa Birliği'nin yolu Diyarbakır'dan geçer demişti. Rahmetliyi öyle bir şeytanlaştırdılar ki bugün geldiğimiz yolda da hakikaten Avrupa Birliği'nin yolu Diyarbakır'dan geçiyor. Ne var burada? Biz birbirimizden niye rahatsız oluyoruz ya? Biz bu milletin aslanlar gibi parçasıyız. Çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Geçiyoruz. Bu devlet bizim. Rahmetli Özal bir sürü iftiralara uğradı. Ben ondan örnek veriyorum ki biz ondan daha iyisini yapacağız, daha güzelini yapacağız.

“HER TÜRLÜ FEDAKARLIĞI YAPACAĞIZ”

Sınırın öbür tarafına gidin diyor. Orada Türk de var, Kürt de var, Arap da var. Bu tarafa da geldiği zaman Türk de var, Kürt de var, Arap da var. Biz kardeşiz. Yani biz içerideki terör sorunu bak terörle mücadeleyi tarhamın güvenlik güçlerimiz verdi. Teröre kurban veren bölge halkı insanlarımız da var. Onlar da çok mağdurlar. Ama terörle mücadele hepimizin mücadelesi. Sadece iktidar partisine, sadece belirli partilere havale edilemeyecek kadar çok önemli. Biz içerideki sorularımızı bitirdik. Ama yetmiş binden fazla insanı Gazze'de adeta soykırım yapan katliam yapan gözü dönmüş siyonist uşakları Suriye üzerinden, Irak üzerinden ikinci adım hedef Türkiye arkadaşlar. Bu tam da onun önüne geçme projesi tam da yedi bin yıllık Türk Devlet Halkı sevgili arkadaşlar. Biz onu görüyoruz. Bundan AK Parti mi nemalanır? MHP mi nemalanır? Dem mi nemalanır? Böyle bir derdimiz yok. Bizim derdimiz millet. Bu bizim derdimiz aziz milletimiz. Biz aziz milletimizin daha iyi olabilmesi, daha güçlü olabilmesi için her türlü fedakarlığı yapacağız.”

Anap Antalyada Seslendi (2)

“BU DÖNEM YUMRUĞU MASAYA VURMASI GEREKEN KİMLERDİR?”

Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Elhakan şu ifadelere yer verdi:

“Hepimizin 547 milyar dolar borcu var. Enflasyonla bu ayki açıklanan %38.9; Amerika'da da 3.6, İngiltere'de 3.2, İtalya'da 1.2. Arkadaşlar, her konudan sıkıntı içindeyiz. Bu dönem kemik dönemi. Bu dönem konuşması gereken, bu dönem yumruğu masaya vurması gereken kimlerdir? Haktır, sizsiniz, sizsiniz. Dolayısıyla bu dönem artık partiyi tutar gibi; ben Fenerbahçeliyim arkadaşlar, Allah affetsin.

Tuttuğunuz parti sizin eşinizdir, babanızdır, annenizdir, çocuğunuzdur, ekmeğinizdir, onurunuzdur, namusunuzdur. Dolayısıyla bu değerlerimize hitap edecek partileri artık şey yapalım, benim seyrim önceleyelim, bu projelerini inceleyelim arkadaşlar. Partilerimizi falan, partinin lideri İbrahim Çelebi, bizim liderimizdir. İbrahim Çelebi yanlış yaparsa bize her toplantımızda söylüyor; ben bir yanlış yaparsam beni dersin.”

ALİHAN KANSU’DAN BAŞKAN ÇELEBİ’YE ŞÜKRAN

İl Başkanı Alihan Kansu ise şu şekilde konuştu:

“Bugün burada Akdeniz incisi Antalyamızda, birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma konferansı’na ev sahipliği yapmaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum. Öncelikle bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan, her adımda vizyonuyla yolumuzu aydınlatan Anavatan Partisi Genel Başkanımız İbrahim Çelebi’ye teşriflerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum.

“KUCAKLAYICI BIR DILIN TEMSILCILERI OLARAK BURADAYIZ”

Bugün toplandığımızda bu salon sadece bir konferans alanı değil, Türkiye’nin birleştirici gücü olan Anavatan ruhunun yeniden şahlandığı bir buluşma noktasıdır. Bugünlerde ihtiyacımız olan en büyük kuvvet birlik olmaktır, en büyük gayret beraberlik içinde durmak ve en temel bağımız olan kardeşliği yeniden tesis etmektir. Dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği bu kritik dönemde dayanışmanın her türlü siyasi mülahazanın üzerinde olduğuna inanıyoruz. Bizler “halka hizmet, Hakk’a hizmettir” düsturuyla, ayrıştırıcı değil kucaklayıcı bir dilin temsilcileri olarak buradayız.

“BİRLİĞİMİZİN DAİM, KARDEŞLİĞİMİZİN BAKI OLMASINI DİLİYORUM”

Bu konferans, bu kutlu yürüyüşün Antalya’dan yükselen güçlü bir sesidir. Bu anlamda günün hayırlara vesile olmasını diliyor, katılımlarınızla bizlere güç verdiğiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Birliğimizin daim, kardeşliğimizin baki olmasını diliyorum.”

Kaynak: ANAP/BÜLTEN