Depreme dayanıksız olması gerekçesiyle yıkım kararı alınan Antalya Arkeoloji Müzesi, 16 Temmuz'da kapatılmıştı. Günlerdir kamuoyunda geniş yankı uyandıran müzenin yıkım kararına, müze savunucuları günlerdir eylem gerçekleştiriyordu. Özellikle deprem performans analiz raporunun olmaması, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken müze savunucuları tarafından tartışma konusu olmuştu.

İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi ise Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan raporların gerçeği yansıtmadığını, müzenin güçlendirilmesi ve korunması gerektiğini vurgulamıştı. Müze önünde günlerce eylem gerçekleştiren müze savunucuları, Antalya Arkeoloji Müzesi’ne ilişkin kurulan Müze Çalışma Grubu aracılığıyla bakanlığa ortak akıl çağrısında bulunmuştu.

RANT İDDİALARINI DOĞURMUŞTU

Müzenin bulunduğu bölgede yer alan falezlerin statüsünün düşürülmesi ve Meteoroloji binasının yıkılması, kamuoyunda rant iddialarına neden oldu. Öte yandan CHP Antalya milletvekilleri ve CHP Antalya İl Örgütü, müze önünde gerçekleştirilen eylemlere destek vermişti.

Antalya Muzesi Eylem (2)-1

Bunun yanı sıra Antalya Arkeoloji Müzesi’nde bulunan eserlerin depoya kaldırılması, paketlenmesi ve bahçeye sıralanması görüntüleri medyaya yansımış ve infial yaratmıştı. Müzenin yıkım sürecine ilişkin hazırlıklar devam ederken, çalışanların şantiyesi müze bahçesinde kurulmuştu.

ÇOK SAYIDA ANTALYALI BİR ARAYA GELDİ

Yıkıma doğru hızlı ilerleyen süreç devam ederken, bugün Müze Çalışma Grubu öncülüğünde Antalya Arkeoloji Müzesi önünde müze savunucuları toplandı. CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, CHP Konyaaltı İlçe Başkanı Demet Gündüz, CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, CHP Konyaaltı İlçe Başkan adayı Ahmet Burak Zor, Antalya Barosu, Türk Tabipler Birliği Antalya Şubesi, Profesör Doktor Gül Işın sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda Antalyalı vatandaş müze önünde gerçekleştirilen açıklamaya katıldı.

Antalya Muzesi Eylem (3)

3 TARİHE DİKKAT ÇEKTİ

Profesör Doktor Gül Işın yaptığı konuşmada şu sözlere yer verdi:

“Kentleşme sürecinde bizi kendine çeken ve yeni bir kimlikle doğan Antalya’mız için önemli üç tarihe dikkatinizi çekmek isterim. Antalya için 1957 yılı planlı şehircilik hamlesinin başlangıcı olmasıyla büyük önem taşır. 1960 yılının kent için önemi, gelecekteki turizm başkent kimliğiyle ilişkili bir aklım olan havaalanı inşasıdır. 1964 tarihi ise “Antalya Film Festivali”nin başlaması ve “Antalya Müze Binası”nın projelendirmesi ile kentin kültürel kimliğini oluşturan iki önemli sembolün ortaya çıktığı yıl olarak hatırlanır.

Antalya Muzesi Eylem (4)

“1964 YILINDA BİRİNCİLİK ÖDÜLÜYLE TAÇLANDIRILDI”

Altında Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Metin Hepgüler isimlerinin imzası olan Müzemiz, Cumhuriyet tarihimizde bir ilk olarak, Bayındırlık Bakanlığı’nın “Antalya Müze Binası” için ilan ettiği yarışmada, 1964 yılında birincilik ödülüyle taçlandırılmıştır. Akdeniz’in sıcak insanının binlerce yıllık mimari kültüründen beslenmiş ve en önemlisi fonksiyonuna uygun biçimde inşa edilmiş, bir kültür mirası olan Antalya Müzemiz 20. yüzyıl mimarlık tarihimiz açısından nirengi noktasıdır. Antalya Müzesi hakkındaki yıkım kararı Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Anıtlar ve Müzeler Genel Müdür’ü tarafından 20 Mart 2025 tarihinde kamuoyuyla paylaşılmıştır.

Antalya Muzesi Eylem (6)

“MÜZENİN YIKIMI OLDU BİTTİYE GETİRİLMEK İSTENİYOR”

Yıkım için öne sürülen temel gerekçe “aslında” Müze yöneticilerinin bakım ihmalleri sonrası doğan onarım ihtiyacıdır. Yapının bakımsız bırakıldığına dair itiraf mümkün olmadığı için Aphrodisias, Isparta, Muğla ve daha nice müzelerimiz gibi bilim dışı bir deprem raporuyla, tam da dönemin anlayışına uygun biçimde, mevcut binanın yıkılıp yeni bir müze inşası uygun görülmüştür. Binanın depreme dayanıksız olduğunu kanıtladığı savlanan 2021 yılında alınmış bir rapor olduğu söylenmektedir. Bu rapor resmi ve ısrarlı taleplerimize rağmen bakanlık yetkilileri dışında kimse tarafından görülmemiştir. Sanal bir raporla müzenin yıkımı oldu bittiye getirilmek istenmektedir.

Antalya Muzesi Eylem (1)-1

“TARİHİ ESERLER DOĞRU MUHAFAZA EDİLMİYOR”

Ödüllü müzemizi yıkmaya odaklanmış yetkililer, içerisindeki 100 bine yakın eşsiz eserin güvenliği konusunda da bugüne kadar şeffaf, uluslararası standartlara uygun, taşıma-paketleme-koruma uygulamalarına dair hiçbir açıklama yapmamıştır. İnşaat boyunca konteynerlerde muhafaza edileceği söylenen eserlerin taşınma süreçleri için sadece “bize güvenin” denmekle yetinmişlerdir. Dış mekanda apartman gibi üç kat üst üste yerleştirilmiş konteynerlerde, inşaat tozunun toprağının içinde, eser saklanmasının büyük risk oluşturacağı apaçık ortadır. Ancak; sistemin içindeki ilgili ve yetkililer kapalı kapılar ardında duyduğu endişeleri hiçbir ortamda dile getirmeyip emirleri uygulamayı seçmektedir.

Antalya Muzesi Eylem (7)

“DUYARLI ANTALYALILAR MÜZE BİNASINA SAHİP ÇIKTI”

“Yeni Türkiye”lerine yeni çehre kazandırmayı başat politika olarak belirleyen siyasi erk, Cumhuriyet’in maddi ve manevi kamusal değerlerini Ankara’da, İstanbul’da, Anadolu’da bir bir hafızalardan silmeye çalıştığı son 20 yılda, ne yazık ki Antalya Müzesi de bu sıraya dahil edilmiştir. Her sabah uyandığında skandal gündemlerle uyanan insanımız için “Antalya Müzemizin yıkım haberi”nin arada kaybolup gideceğini düşünenler Antalya’da hiç beklemedikleri bir tepki ile karşılaşmışlar. Uzman meslek örgütlerinin resmi kanallar aracılığı ile yapmış olduğu itirazlardan güç alan kendilerine “Müze Savunucuları” diyen duyarlı Antalyalılar, müze binalarını sahiplenmeyi sürekli bir eylemlilik haline dönüştürerek konuyu ülke gündemine taşımayı başardılar.

Antalya Muzesi Eylem (5)

“MÜZE ÇALIŞMA GRUBUNA 50’DEN FAZLA SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ DESTEK VERİYOR”

Bu süreçte 5 Temmuz 2025 tarihinde 13 STK ile Müze Çalışma gurubu adına gerçekleştirdiğimiz basın açıklaması, kamuoyu tarafından fark edilen ilk kitlesel eylemimizdi. Antalya Müzesi Çalışma Grubu’ndan yaklaşık 100 kişi, ellerinde taşıdıkları döviz ve pankartlarla Antalya Müzesi önünde toplandı. Bugüne geldiğimizde Antalya içinden ve dışından Müze Çalışma Grubuna destek veren Antalya Barosu, meslek odaları, sendikalar ve sivil toplum örgütleri 50’yi bulmuştur. Yalnızca bu örgütlerin üye sayıları bile destekçilerimizin on binleri çoktan aştığını göstermektedir.

“ANTALYALILARIN DURUŞU ÜLKE ÇAPINDA TARİHİ BİR DEĞERE SAHİPTİR”

Bu kısa süreçte sosyal medyada görüşlerimize yağan destek, milyon ile telaffuz edilebilir. Duyarlı ve katılımcı Antalyalıların duruşu “kentlilik bilinci” adına ülke çapında tarihi bir değere sahiptir. Antalya’da başlayan bu kıvılcım şimdiden 20. Yüzyıl Cumhuriyet Dönemi kamusal değerlerimizin hafızalardan asla silinemeyeceğini bir kez daha göstermiş toplumsal bilinç ve farkındalığın dayanışma ve örgütlülük bilincinden geçtiğini hatırlatmıştır.”

Antalya Muzesi Milletvekilleri

"RAPORU HENÜZ BİZE YOLLAMADILAR"

İMO Antalya Şubesi 2. Başkanı Erman Aydın şu sözlere yer verdi:

"Meslek odalarının buraya gösterdiği ilgi, sonuna kadar haklı ve doğru gerekçelere dayanmaktadır. Biz kendi meslek odamız neticesinde burada en başından beri söylediğimiz şuydu: Bir yapının depreme dayanıksız olduğunu göstermenin, anlatmanın bir tane yolu vardır; bu da yapıyla ilgili yapılmış olan performans analizi ile yapılır. En başından beri bu raporu istedik, “Elinizde bir rapor varsa bizimle paylaşın” dedik. Ancak henüz elimize gelen herhangi bir rapor olmadı.

"BİZE SUNUM YAPTILAR"

Eski tarihlerle, yani 2021 tarihinde yapılmış bazı saha analizleri ile alakalı veriler bizimle paylaşıldı. Ancak bunlar, yine bu yapının depreme dayanıksız olduğu, çürük olduğu anlamına gelmez. 7 Ağustos tarihinde, bakan yardımcısının da katıldığı Antalya’da bir toplantı gerçekleştirildi. Burada da bize bir sunum yapıldı. Gazi Üniversitesi’nden inşaat mühendisi bir hocamız vardı. Burada, yapılan çalışmalarıyla alakalı ellerindeki verileri paylaştılar. Ve bir performans analizinin sonucu olmamakla beraber, buna yakın bazı sonuçları bizim önümüze koydular. Hocamız kendi inisiyatifi ile aldığı kararları da bizimle paylaştı.

Antalya Muzesi Konusma (2)

Ancak biz şunu söyledik: “Performans analizi raporunu istiyoruz.” dedik. Bizimle paylaşacaklarını söylediler. 8 Ağustos tarihinde biz bunun resmi olarak yazısını yazdık. Daha sonra iki defa da telefonla aradık, hatırlattık; arkasına düşeceğimizi, takipçisi olacağımızı söyledik.

"RESMİ SÜRE DOLMAK ÜZERE"

Bu konuyla alakalı, bizim hesaplarımıza göre resmi süre haftaya cuma günü dolacak. Resmi süre dolduktan sonra biz yine bu konunun takipçisi olacağız. Yine elimizden ne geliyorsa yapacağız. Bu binayla alakalı yıkım ile ilgili alınmış olan en büyük gerekçe, depreme dayanıksızlığıyla ilgili rapordur. Biz bu raporu isteyeceğiz kendilerinden. Bu raporu görmeden de bu konuyla alakalı tepkimizi dile getirmekten çekinmeyeceğiz."

"ANTALYA BAROSU OLARAK MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK"

Antalya Barosu Genel Sekreteri Çevik Köken şu şekilde konuştu:

"Bugün burada, Antalyamızın en önemli kültürel mirasının önündeyiz. Burası sadece bir bina değil; burası, Anadolu’nun geçmişten bugüne gelmiş olan birikiminin bir yansımasıdır. Biz burada sonuna kadar, Antalya Barosu olarak bu müzenin yıkılmaması için mücadele edeceğiz.

Antalya Muzesi Konusma (1)

"BURADA HUKUK DEVLETİ İLKESİ AYAKLAR ALTINA ALINIYOR"

Burada olay sadece müzenin yıkılması değil; burada hukuk devleti ilkesi ayaklar altına alınıyor. Artık Türk devletinin, siyasilerin demeçlerinden veya kitaplardan çıkıp kurumların iş ve işlemlerinde kendini bulması gerekiyor. Artık hukuk devleti ilkesini görmek istiyoruz. Anayasamız tüm yurttaşlara, tarihi ve doğal varlıkları koruma yükümlülüğü veriyor. Biz de Antalya’nın ortak mirası olan bu müzeyi korumak için anayasanın verdiği görevle buradayız, görevimizin başındayız.

"ARTIK BU İŞLEMLER DENETLENEBİLİR OLSUN"

Bizler kendimiz için bir menfaat istemiyoruz. Biz sadece hukuk istiyoruz, adalet istiyoruz. Burada diyoruz ki: Bir işlem yapıyorsanız bu işlem şeffaf olsun, kamuoyuyla paylaşılsın, öngörülebilir olsun. Biz istiyoruz ki bir gün önceden bu kapıya yazı asarak “Biz müzeyi yarın kapatıyoruz” denmesin. Bunları mı yapıyorsunuz? Artık bu işlemler denetlenebilir olsun. Biz bilgilere, belgelere ulaşalım ki davalarımızı rahat açalım; bu işlemleri adalet nezdinde, mahkeme nezdinde durduralım istiyoruz.

"TÜRK YARGISINA GÜVENİYORUZ"

Bu kapsamda özellikle Müze Çalışma Grubumuzla birlikte açmış olduğumuz davada, son sürat çalışmaya devam ediyoruz. En yakın zamanda öncelikle yürütmeyi durdurma kararının verileceğini düşünüyoruz. Sonrasında da, akabinde bu yolun, bu yapılan işlemin iptaline karar verilmesini umuyoruz. Yüce Türk yargısına güveniyoruz."

Antalya Muzesi Konusma (4)

"KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI SORULARIMIZI YANITSIZ BIRAKIYOR"

CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar ise şu şekilde konuştu:

"Sürecin başından beri, Antalya halkına ait olan bu müzenin ilk duyduğumuz andan itibaren konuyu meclis gündemine taşımıştık. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sorular sormuştuk. Maalesef, sorduğumuz sorulara şimdiye kadar bir cevap alamadık.

"NEREDE RANT VARSA KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ORADA"

Benden önce konuşmacıların da burada söylediği gibi: Depreme dayanıksız denen rapor nerede? Herkes bu raporu merak ediyor. Kentlerin hafızası vardır. Antalya’nın kültürel hafızası olan Antalya Müzesi’nin yıkım kararı neden verildi? Buradan Kültür ve Turizm Bakanı’na soruyoruz. Çünkü Kültür ve Turizm Bakanı maalesef Antalyamızın kıyılarıyla ve Antalyamızın kültürel birlikteliğiyle uğraşmamaktadır. Nerede rant varsa, Kültür ve Turizm Bakanı orada.

"ANTALYA MÜZESİ HALKINDIR"

Antalya Müzesi halkındır. Antalya Müzesi’nin rant için açılmasına karşı, ilk günden beri burada siz değerli dostlarla beraber mücadele veriyoruz. Bu, kültüre bir darbedir. Antalya’nın geçmişten günümüze kadar burada bulunan tarihi eserleriyle ilgili dahi bir açıklama yapılmamaktadır. Maalesef buradaki tarihi eserler, yangından mal kaçırır gibi ne olacağı belirsiz bir şekilde paketleniyor ve bizlere bilgi verilmemektedir. Antalya’nın sahipleri olan bu eserlerle ilgili maalesef Antalyalıların da haberi yok.

"BU RANTA GEÇİT VERMEYECEĞİZ"

Hep birlikte mücadele edeceğiz, bu kültürel darbeyle de mücadele edeceğiz. Buradan Kültür ve Turizm Bakanı’na bir kez daha soruyoruz: Sürecin başından beri burada akademisyenler söz aldı, meslek odaları söz aldı, bütün STK’lar söz aldı. Buna rağmen hiçbir açıklama yapmayan sevgili Kültür ve Turizm Bakanı’na soruyoruz: Antalya’ya sahip çıkmayacak mısınız? Bizler, Antalya halkı olarak halkın müzesinin yıkılmasına izin vermeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz. Bu ranta da geçit vermeyeceğiz.

"ANTALYA'NIN İLK SAVUNUCUSU ANTALYA'DAN ÇIKAN BAKAN OLMALIDIR"

CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem şu şekilde konuştu:

"Sadece “depreme dayanıklı değildir” düşüncesini Antalya kabul etmemektedir. Ben buradan Sayın Bakan’a seslenmek istiyorum: Sayın Bakan, Antalyalısınız. Antalya’ya ihanet edip Antalya’ya gelemezsiniz. Antalya’nın birinci savunucusu, Antalya’dan çıkan bir bakan olmalıdır."

Antalya Muzesi Konusma (3)

"BİZİM MUHATABIMIZ KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI'DIR"

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı ise şu sözlere yer verdi:

"Burada ilk kıvılcımı hep birlikte 7 Temmuz’da vermiştik. O kıvılcım büyüdü, bugün bu kalabalıkla birlikte toplandı. Bu mücadeleyi birlikte sürdürdüğümüz için hepinizi kutluyorum. Öncelikle şunu tespit edelim: Burada bir müdür arkadaşımız var, adı düşsün. O bir müdür, bizim muhatabımız o değil. Bizim muhatabımız siyasi iradedir, bu iktidarın başıdır. Özellikle Kültür ve Turizm Bakanıdır, bizim muhatabımız odur. Çünkü Kültür ve Turizm Bakanı’nın vermiş olduğu bir talimat var, o talimat yerine getirilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle de biz burada bakana sesleneceğiz; öyle uzaktan bakan, Antalyalı’yı görmeyen, duymayan bakana sesleneceğiz.

"BİR BUÇUK AYDIR SES YOK"

Bir buçuk ayı geçen bir sürede yetkili arkadaşlarımız her boyutuyla konuyu değerlendirdi. Bir buçuk ayda ilgili bakandan bir ses yok. Burada hepinizde şu tereddütler var: Öncelikle bu binanın, müzenin yıkılmaması gerektiği yönünde herkeste bir kanaat var. Biz bu müzenin korunmasını talep ediyoruz, Antalyalı bu müzeye sahip çıkıyor. Yine oradaki tarihi eserlerin akıbetiyle ilgili herkeste bir kaygı var. Çünkü bu iktidara kimse inanmıyor, kimse güvenmiyor. Bunun kötü örnekleri var; benzer nedenlerle kapanan, benzer nedenlerle yıkılan Türkiye’de çok sayıda müze var. İşte bunları görünce bizlerin de aynı akıbete uğramaması için hep birlikte direneceğiz arkadaşlar.

"KESİNLİKLE İNANMIYORUZ, GÜVENMİYORUZ"

Hep söylüyorum, bakın: Bu iktidar iş başına geldiği günden bu tarafa ülkemizin genel değerlerine saldırmakla meşgul, şehirlerin değerlerini yok etmekle meşgul. Müzenin bahçesini bile bizlerden saklayan, vatandaşlardan saklayan, arka tarafta neler olduğunu kimse görmesin diye uğraşanlara biz nasıl güveneceğiz? Kesinlikle güvenmiyoruz, kesinlikle inanmıyoruz."

Muhabir: ABDULREZZAK KILIÇ