Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz her geçen gün etkisini hissettirmeye devam ederken, aratan yem ve girdi maliyetleri nedeniyle besici ekonomik kriz döngüsüne girdi. Geçmişte 5 ila 10 inek ile evini geçindiren besici bugün bu ölçekle hayatta kalamıyor. En az 20 ila 30 hayvana sahip olması gerekirken, devreye ekonomik kriz, yem fiyatları ve girdi maliyetlerinin devreye girmesiyle iş çıkılmaz bir alıyor. Hal böyle olunca besici üretimden uzaklaşıyor. Antalya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yaraşçı, aile işletmelerin giderek süt üretiminden uzaklaştığını ifade etti.
AİLE İŞLETMELERİNDE ÜRETİM AZALDI
Antalya'da damızlık hayvancılık yetiştiriciliğinde üretim krizinin devam ettiğini söyleyen Yaraşçı, köylerdeki küçük aile işletmelerin büyük çiftliklere kaydığını ifade etti. Yaraşçı, konuşmasında şu sözleri kullandı:
“Aile işletmeleri yavaş yavaş bu sektörden çekiliyor; üretim büyük çiftliklere doğru kayıyor. Eskiden işletme ortalamaları 5 ila 10 inek arasındayken, bu sayı ile evini geçindirmek mümkün oluyordu. Ancak artık bu oran yetersiz kalıyor. En azından 20 üzeri, hatta 30 civarındaki hayvana sahip aile işletmeleri kendi çarkını ancak döndürebiliyor. Böylece sektör, tamamen büyük çiftliklere yönelmiş durumda.”
“BİR KISIR DÖNGÜYE GİRMİŞ DURUMDAYIZ”
Besicilikte yaşanan sorunun ülke genelinde de benzer bir tablo olduğunu vurgulayan Yaraşçı, “Eskiden köyde yaşayan vatandaş hem çiftçilik yapar hem hayvancılıkla uğraşarak geçimini sağlardı. Son 15–20 yılda ise köylerde çiftçi ve hayvancı üretici bulmak giderek zorlaştı. Bu durum sadece köylerle sınırlı değil; sanayide de esnaf sayısı azalıyor. Toplum olarak bir kısır döngüye girmiş durumdayız” diye konuştu.
KÖYLERDE ÜRETİM 2 İLA 3 TONLARA KADAR DÜŞTÜ
Antalya’da da aynı sürecin yaşandığını aktaran Yaraşçı, “Eskiden köylerimiz kalabalıktı; her aile hem çiftçilik hem hayvancılık yapardı. Örneğin A köyünde günlük 8 ton, B köyünde 10 ton süt üretimi olurdu. Bugün bu köylerde üretim 2–3 tonlara kadar düştü. Aile işletmeleri giderek azalıyor. Bu işletmelerden çıkan ailelerin çocukları ne yapacak? Başka sektörlere yönelmek zorunda kalıyorlar. Üniversiteye gidiyorlar, mezun oluyorlar ama işe yerleşemiyorlar. Ardından belediyelere ya da organize sanayi bölgelerine girmek için çabalıyorlar. Köylüyü köyünde tutmadıkça, asıl sorunu daha da büyütüyoruz” sözlerini kullandı.
ÜRETİCİ ZARARDA
Girdi fiyatlarını göz önünde bulundurulduğunda yapılan zamların oldukça yetersiz kaldığını söyleyen Yaraşçı, “Biz zaten bir kriter belirledik: Yeme ne kadar zam gelirse, süte de o kadar zam gelsin. Bir kilo süt sattığımızda en az bir buçuk kilo yem alabilelim istiyoruz. Ancak bunu sağlayamadık. Bu nedenle çiftçi zarar ediyor ve sektörden çıkıyor” ifadelerini kullandı.