Antalya’da Gazipaşa’dan Alanya’ya, Konyaaltı’ndan Kaş’a kadar uzanan sahil şeridinde yaşanan kirlilik endişe verici boyutlara ulaştı. Özellikle Konyaaltı’nda yaşanan kirlilik pek çok gözler önüne serildi. Artan deniz suyu sıcaklığı ve kirlilikle birlikte denizde bazı insan sağlını ve deniz suyunu tehdit eden bazı organizmalar çoğaldı. Son dönemlerde denize giren vatandaşların kaşıntı ve yanma gibi şikayetlerle gündeme geldi. Sıcak havalarda artan çevre ve deniz kirliliğinin etkilerini değerlendiren uzmanlar, Gazipaşa’dan Alanya’ya kadar olan bölgede ciddi kirlilik gözlemlendiği ortaya çıktı. Yaşanan kirliğin turizm tarımsal faaliyetlerin de önemli rol oynadı.
Konuya ilişkin Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) Antalya İl Koordinatörü Mustafa Ergiydiren açıklama yaptı. Ergiydiren denizde yaşanan kirliğin asıl nedeni kardan taşınan atık sularla ve çöplerden meydana geldiğini söyledi.
TEMİZLİK PARAMETRELERİNE UYGUN HARAKET EDİLİYOR
Temizlik parametrelerine uygun şekilde hareket edildiğini ifade eden TÜRÇEV Antalya İl Koordinatörü Mustafa Ergiydiren, “Risk olarak tespit ettiğimiz alanlarda düzenli takip sağlıyoruz. Bu süreçte farklı kurumların yetki alanları devreye giriyor. Antalya’da, örneğin Boğaçayı çevresinde, Büyükşehir Belediyesi’ne sorunu bildiriyoruz. Bize ulaşan şikâyetlerin denetim ve kontrolünü genellikle onlar sağlıyor. Ceza kesme yetkisi de yine Büyükşehir Belediyesi’nde. Özellikle elektronik gemi takip sistemi üzerinden ciddi cezalar uyguluyorlar” diye konuştu.
KİRLİLİK KARDAN DENİZE TAŞINIYOR
Bu alanın dışındaki bölgelerde ise Sahil Güvenlik Komutanlığı sorumlu olduğunu vurgulayan Ergiydiren, denizdeki kirliğin karadan taşınan kirlikle meydana geldiğini söyledi. Ergiydiren, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Sahil Güvenlik Komutanlığı Oldukça hassas bir şekilde, tüm ekipmanlarıyla sürekli denetim halindeler. Burada değinilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise denizi kirleten faktörlerin çeşitliliği. Halk arasında teknelere yönelik bir önyargı olsa da yapılan araştırmalar deniz kirliliğinin yüzde 75’inin karasal kaynaklı olduğunu gösteriyor. Yani kirliliğin büyük kısmı denizden değil, karadan geliyor.”
Bu kirlilik; dereler aracılığıyla, yağmur suyu kanallarıyla ya da kıyıların bilinçsiz kullanımı sonucu denize taşındığını söyleyen Ergiydiren, “Örneğin sahilde piknik yapan bir kişi, yanında getirdiği eşyaları orada bırakıp gittiğinde, rüzgâr ve diğer çevresel koşullar bu atıkları denize taşıyor. Bu atıklar zamanla birikiyor ve akıntılarla sürükleniyor. Alanya’dan bırakılan bir atık, akıntı baskısıyla Kemer veya Konyaaltı kıyılarında karşımıza çıkabiliyor” dedi.
KİRLİLİK AKINTI YOLUYLA TAŞINIYOR
Akıntı genellikle doğudan batıya doğru ilerlediğini, bu nedenle kıyı boyunca biriken atıklar Konyaaltı ve Kemer’e doğru taşındığını söyleyen Ergiydiren, “Akıntıdan kurtulan bazı parçalar ise Kaş ve Kumluca’ya kadar ulaşabiliyor. Özellikle öğleden sonraları ve akşamüstü bu akıntı dalgalarla birlikte güçleniyor. Sabah saatlerinde deniz daha dingin olurken, öğleden sonra dalgalanma artıyor ve açıktan gelen kirlilik daha görünür hale geliyor” diye konuştu.
Bu tür kirliliğin kaynağını tespit etmek oldukça zor olduğunu vurgulayan Ergiydiren, “Çünkü açıktan geliyor ve doğrudan bir fail belirlemek mümkün olmuyor. Ceza yazmak için ya kamera ile tespit yapılması ya da bir tanığın olması gerekiyor. Örneğin bir tekne kaynaklı kirlilikte, yasalar çerçevesinde somut bir gözlem şart” diye konuştu
DENİZ KİRLİĞİNİ ÖNLEMEYE YÖNELİK ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLÜYOR
Bu konuda Antalya Büyükşehir Belediyesi, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü koordineli çalışmalar yürüttüğünü söyleyen Ergiydiren, “Özellikle dere yataklarında atık bırakma riski olan alanların kontrolü ilçe belediyeleri tarafından daha sıkı şekilde yapılıyor. Antalya Valiliği bünyesinde oluşturulan Deniz Çöpleri İzleme Komisyonu da bu sürece katkı sağlıyor.
Komisyonun hazırladığı eylem planı doğrultusunda hem deniz temizliği hem de kirliliğin önlenmesine yönelik çalışmalar yürütülüyor. Boğaçayı örneğinde olduğu gibi, kirletici faaliyetlerde bulunan birçok işletme kapatıldı, ruhsatları iptal edildi. Ancak konu deniz olunca alan çok geniş. Dereler, tekneler, kıyı yapıları gibi birçok unsur devrede. Bu nedenle çok sayıda kurumun eşgüdüm içinde çalışıyor” sözlerini kullandı.
