Antalya’da milyonlarca yıllık jeolojik mirası tehdit altındaydı. Özellikle falezler ve kıyı şeridinde yer alan jeolojik oluşumlar, kaçak yapılaşma, izinsiz tüneler ve artan baskı karşısında yok oluşa sürükleniyordu. Bu kapsamda jeolojik mirası korumak için Jeomiras Komisyonu kuruldu. Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi öncülüğünde kurulan Jeomiras Komisyonu doğaya yapılan tahribatlara sessiz kalmayarak, “Hukuki Süreçler dahil mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız” denilerek harekete geçti.
“KORUNMASI GEREKEN ORTAK BİR DEĞERDİR”
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından yapılan açıklamada Antalya’nın yalnızca güneşi, denizi ve tarihiyle değil; milyonlarca yıllık jeolojik geçmişiyle, falezleri, mağaraları, kanyonları ve şelaleleriyle eşsiz bir doğaya ve jeolojik mirasa sahip olduğu belirtildi. Yapılan açıklamada, “Bu miras, yalnızca bu coğrafyada yaşayanlar için değil, tüm insanlık için korunması gereken ortak bir değerdir. Ancak ne yazık ki son yıllarda artan yapılaşma baskısı ve doğaya karşı geliştirilen hoyratça uygulamalar, bu zenginliğimizi ciddi biçimde tehdit etmekte” denildi.
“DOĞAL HAKKINI GASP ETMEKTEDİR”
Kamuoyuna da yansıyan kaçak yapılar, falezlerin altına açılan izinsiz tüneller, kıyı şeridinde yükselen asansör kuleleri, plan değişiklikleriyle sağlanan emsal artışları ve bu artışlarla teşvik edilen yüksek katlı yapılaşmalar; Antalya’nın doğal dokusuna ve jeolojik karakterine geri dönüşü olmayan zararlar verildiği belirtilen açıklamada, “Daha da kaygı verici olan ise, koruma statüsüne sahip falez alanların hiçbir bilimsel gerekçeye dayanmadan tahribatına zemin hazırlayacak şekilde koruma statüsünün düşürülmesidir. Antalya’nın simgesi haline gelmiş falezlerde yaşanan her ihmal ya da kasıtlı müdahale, yalnızca bugünü değil, gelecek kuşakların da doğal hakkını gasp etmektedir” ifadeleri kullanıldı.
HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILDI
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak bu tahribata sessiz kalınmayacağı, bilimsel veriler ışığında kamu yararını ve doğa hakkını savunarak mücadelenin sürdürüleceği ifade edildi. Açıklamada, “Bu kapsamda hukuki süreçleri de hatırlanacağı gibi başlatılmıştık. Antalya’nın doğal kimliğini korumaya yönelik bu mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi ve konunun yakın takipçisi olduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız” denildi.
JEOMİRAS KOMİSYONU KURULDU
JMO Antalya şubesi tarafından yapılan açıklamada, kentin jeolojik zenginliğini korumak, tanıtmak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi bünyesinde Jeomiras Komisyonu kurulduğu ifade edilerek şu sözlere yer verildi:
“Bu komisyon, Antalya’nın sınırları içerisindeki jeolojik miras alanlarını belirleyerek bu alanların “jeosit” olarak bilimsel bir yaklaşımla tescillenmesini, korunmasını ve tanıtılmasını hedeflemektedir. Antalya’nın sahip olduğu potansiyel jeopark alanları belirlenerek, UNESCO Küresel Jeopark kriterleri doğrultusunda uluslararası tanınırlığa kavuşması için çalışmalar yürütülecektir. Ayrıca, jeolojik miras unsurlarının eğitim, kültür ve sürdürülebilir turizm açısından değerlendirilmesine katkı sunulması, Antalya’ya bir Jeoloji Müzesi kazandırılması ve mevcut mevzuattaki eksikliklerin giderilmesi için “jeosit” kavramının yasal koruma kapsamına alınması yönünde girişimlerde bulunulacaktır. Bu süreçte Antalya Valiliği, Antalya Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyeleri, Oda Genel Merkezimiz ve Jeomiras Derneği ile iş birliktelikleri yaparak uyum içinde çalışmayı hedeflemektedir.”
“JEOLOJİK MİRAS RANT UĞRUNA FEDA EDİLEMEZ”
Çalışma grubunda akademik ve mesleki birikimiyle konunun uzmanı olan Prof. Dr. Nihat Dipova, Mustafa Karancı, Hakan Özdemir, Elif Özlem Deniz ve Nihat Şahin’den oluşuyor. Antalya’nın doğasına, jeolojik zenginliğine ve kültürel kimliğine sahip çıkmak için kurulan komisyon Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi öncülüğünde bilimsel gerçekler doğrultusunda sürdürülebilir kentleşmeyi ve doğayla uyumlu yaşamı savunmayı sürdürüleceği ifade edildi. Açıklamada “Antalya’nın jeolojik mirasları yalnızca bugünün değil, yarının da hakkıdır. Rant uğruna feda edilemez. Jeomiras hepimizindir. Bu değerli mirası korumak, hep birlikte güçlü bir mücadele mümkün olacaktır” denildi.