Sıçan Adası, Antalya'nın en popüler dalış merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor. Adanın kıyı kesimleri rüzgar almadığı için su altı sporları ve yüzme için ideal bir ortam sunuyor. Sıçan Adası, hem tarihi kokan kalıntılarıyla hem de su altı zenginliğiyle, Antalya'nın "ayak basılamayan cenneti" olarak Akdeniz'deki gizemini korumaya devam ediyor. Peki, Sıçan Adası'nın hikayesi nedir? İşte merak edilen soruların yanıtları haberimizde...

SIÇAN MI? RASAT MI?

Sıçan Adası'nın ismi, kuzey kıyısında şekillenen bir sıçana benzerlikten veya geçmişte bolca fare barındırmasından kaynaklandığına dair halk arasında sürüp giden bir efsane nedeniyle konuşuluyor. Osmanlı dönemimde ada "Rasat Adası" olarak anılmıştır ve bu adıyla gözetleme işlevini işaret eder. Piri Reis'in 1522 Bahriye kaydında ise bu noktaya ya "Güvercin Adası" ya da "Kuş Adası" denildiği görülür.

Siçan Adasi

ANTİK DÖNEMDEN KORSAN YUVASINA

Tarih sayfalarını karıştırdığımızda Sıçan Adası'nın M.Ö. 500'lere uzanan köklü bir sahip olduğu görülmüştür. Sıçan Adası, antik dönemde korsan saldırılarına karşı savunma üssü olarak kullanılmış olup, Bizans döneminde "Çekirge Adası" adıyla anılarak askeri karakol görevini sürdürmüştür. Kalıntılar arasında ayakta kalan surlar, kapılar ve gözetleme kuleleri, dönemin stratejik önemini günümüze taşıyor. Osmanlı döneminde ise korsan gemilerini izlemek ve tehlikeli mahkumları ıslah etmek amacıyla kullanılmıştır.

BARBAROS KARDEŞLER VE ADANIN EFSANESİ

Sıçan Adası, Osmanlı donanmasının yükselişinde kritik bir korsan yuvasıydı. Tarihçi Çağrı Yılmaz'ın araştırmalarına göre, Oruç Reis'in hikayesinin burada başladığı ve adanın onun maceralarının ilk sahnesi olduğunu söyleyen Yılmaz, bu ifadenin arkasında adanın tarihsel önemini vurgular. 1743 depreminde adanın üçte biri sular altında kalmış, bugün görülen fay aynası, bu felaketin izlerini taşıyan önemli bir jeolojik kayıt olarak kabul edilir.

Siçan Adasi 3

DALIŞ TUTKUNLARININ GÖZDESİ

Sıçan Adası konaklama veya yeme-içme tesisleri bulunmayan tamamen doğal bir destinasyondur. Batı yakasındaki sığ ve kumlu sular dalış meraklıları için keşfedilecek bir alan sunarken, güney koyları sakin plajlarıyla dinlenmek isteyenleri cezbediyor. Adada yaşayan yerel keçiler de bölgenin sakinliğini tamamlar. Ziyaretçiler için çalılar ve kaktüslerle kaplı alanlarda uzun pantolonlar ve yeterli su taşımak önerilir.

Muhabir: BADE ÖNDER