1998 yılında kayyıma kalma tehlikesi yaşayan Antalyaspor’u alarak şirketleştiren dönemin belediye başkanı Hasan Subaşı, Antalyaspor’un son durumunu değerlendirdi. Belediye başkanlığı görevini yaparken ve yoğun bir dönemden geçerken Antalyaspor’un kayyıma kalmasına gönlünün elvermediğini belirten Subaşı, kulübün şu anda benzer bir tabloyla karşı karşıya kaldığına dikkat çekti. Dönemin şartlarında kulübün sadece telefonunun kaldığını, onunda icralık olduğunu belirten Subaşı, Anonim Şirket, Dernek, Vakıf ayrımının en iyi çözüm olduğunu söyledi.

VARLIKLARIN SATILAMAMASI İÇİN VAKIF KURULDU

Antalyaspor’a varlık kazandırmak istediğini, ancak futbolcuların gönderdiği icralar nedeni ile bunu yapamadığını belirten Subaşı, “Mevcut tabloyu görünce Antalyaspor’a mülkiyet sağlayarak, bunları vakfa vermenin faydalı olacağını düşündüm. Bir takım mülkiyeti vakıf üzerinden sağladık. Daireler ve gayrimenkuller kazandırdık, çoğu bizden sonra satıldı. Ancak Konyaaltı’nda kazandırdığımız bir bina bugün hala kullanılıp gelir elde ediliyor. Hasan Subaşı Tesisleri’ni yapıp onları da vakfa kazandırdık. Satılıp kaybedilmeyecek varlıkları Antalyaspor’a kazandırmak için vakıf çözümünü en isabetli karardı. Bugün Antalyaspor’un hiçbir şeyi olmasa, antrenman yapacağı sahası ve konaklayacağı tesisleri var. Antalyaspor eskisi gibi hiçbir şeysiz kalmaz” dedi.

Hasan Subaşı (1)-2

ŞİRKETİ, DEVLET VE PAYDAŞLAR DENETLEYEBİLİR

Antalyaspor Anonim Şirketi’ni kurmalarının nedenlerini de anlatan Subaşı, şunları söyledi: “Bu şirketi gönlü olan herkes hisse alıp sahiplenebilir düşüncesiyle kurduk. Halka açılabilirdi. Antalyaspor A.Ş. hem devlet tarafından hem de pay sahibi herkes tarafından denetlenebilir mantığındaydık. Şirketi kurunca derneği feshetmek anlamsız olurdu. Çünkü kuruluşundan beri Antalyaspor’a sevdalanmış, gönül vermiş insanların toplandığı bir yerdi. Onu yok sayamazdık. Onun için Antalyaspor’un hem derneği, hem vakfı hem şirketi oldu”.

SİYASİ VE TİCARİ KAVGA BATIRIR

Antalyaspor Derneği ile Anonim Şirketi arasında yaşanan tartışmaları takip ettiğini belirten Subaşı, şöyle konuştu: “Dernekte ve şirkette spor dışında siyasi çekişme varsa o kurumlar batmaya mahkumdur. Ticari çekişme varsa o zaman takım zaten çok kötü yola girmiştir. Her şeye rağmen camia ümidini kesmesin, birisi mutlaka çıkar. Ben umudumu kaybetmek istemiyorum. İşlerim gereği takımı çok yakından izleyemiyorum ancak çok umutsuz olmak da istemiyorum. Birilerini ikna etmek için hepimiz çabalamalıyız. Borçların temizlenmesi için dernek ve vakıf desteklenmelidir”.

Hasan Subaşı (6)

ANTALYA’YA BİR ALİ KOÇ LAZIM

Türk futbolunun en önemli sorununun, pahalı bir organizasyon olan futbolu sahiplenecek sermayeyi bulma zorluğu olduğunu belirten Subaşı, “Antalya’nın bir Ali Koç’u hala yok. Onun için Antalyaspor’u sahiplenecek ve spora gönül verecek bir sevdalı bulmak kolay değil. Böyle bir borç yükünü, büyük bir futbol organizasyonunu sahiplenecek sermaye olmadığı gibi çok meraklısını bulmak da kolay değil. Bugünkü sıkıntı maalesef bu. Elini taşın altına koyacak sermayedar bulamamak tüm Türkiye’nin ortak sorunu” şeklinde konuştu.

TRANSFER VE YÖNETİMSEL HATALARIN SONUCU

Antalyaspor’un transfer ve yönetimsel hatalar nedeni ile bugünkü borca sahip olduğunu belirten eski başkan Hasan Subaşı, “Sadece dernek olsaydı Antalyaspor bugünleri de göremez tüm varlıklarına el konabilirdi. Türk futbolu artık, Türkiye şartlarının boyunu aşan çok pahalı bir organizasyon oldu. Antalyaspor şu anda çok sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Antalyaspor’u sahiplenecek sevdalı bulmak gerekiyor. Öyle biri bulununca dernek ve vakıf onu destekleyecektir. Umudu kesmemek lazım, bu kulüp en zor zamanlarında bile sahipsiz kalmamıştır” ifadelerini kullandı.

Muhabir: HASAN YAVAŞLAR