Kahramanmaraş’ta daha önce hakkında üç kez uzaklaştırma kararı verilen Atilla Ayıntaplı, dördüncü karar alınmış ancak kararın tebliği edilmediği öne sürüldü. 4 kez uzaklaştırma kararına rağmen A. A. boşanma aşamasında olduğu Eser Karaca’yı çalıştığı hastanede canice katletti. Yaşanan olay ülke gündeminde yer alırken Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, yaşanan olayın münferit bir olay olmadığını ve Türkiye’de her gün en az bir kadının erkek şiddetine maruz kalarak öldürüldüğünü aktardı.
“BU CİNAYET MÜNFERİT BİR DEĞİLDİR”
Kurulun, “Kadınların Yaşam Hakkı Devletin İhmalleri Nedeniyle Ellerinden Alınıyor!” başlıklı açıklamasında şu sözlere yer verildi:
“Kamuoyuna yansıdığı üzere, Kahramanmaraş’ta daha önce hakkında üç kez uzaklaştırma kararı verilmiş olan A. A., dördüncü kararın henüz tebliğ edilmediği gidi eski eşi Eser Karaca’yı çalıştığı hastanede katletmiştir. Bu cinayet münferit bir değildir. Türkiye’de de kadın cinayetleri cins kırımına dönmüş olup günde en az bir kadın erkek şiddeti sonucu öldürülmektedir. Kadınların yaşam hakkını korumak uygulanan yasalar ve denetimsiz bırakılan koruma kararları kadınların hayatına mal olmaktadır. Devlet, kadınların yaşam hakkını korumamakta, görevini yerine getirmemekte ve bu ihmalleriyle kadın cinayetlerine adeta zemin hazırlamaktadır.”
“KADINLARIN KORUNMASINDA CİDDİ BİR GERİLEMEYE YOL AÇTI”
6284 sayılı Kanun ve tarafı olmaktan vazgeçilen İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için açık hükümler içerdiği ifade edilen açıklamada, “Ancak bu hükümler hayata geçirilmediği, uygulama-da denetlenmediği sürece hiçbir hükmün kadınların yaşamını korumada gücü olmayacaktır. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması da kadınların korunmasında ciddi bir gerilemeye yol açmış, şiddet faillerini cesaretlendirdi” denildi.
“KARARLAR KAĞIT ÜZERİNDE KALMIŞ”
Eser Karaca, defalarca adliyeye başvurmuş, koruma talep etmiş, uzaklaştırma kararları çıkarıldığı ifade edilen açıklamada şu sözlere yer verildi:
“Bu kararlar kağıt üzerinde kalmış, devlet tarafından etkin biçimde uygulanmamıştır. Eser Karaca’nın yaşam hakkını korumayan devlet, bu cinayetin sorumlusudur. Defalarca uzaklaştırma kararı aldıran Eser Karaca’ya yalnızca kağıt üzerinde karar değil, polis koruması tahsis edilmeliydi. Çalıştığı kurumun güvenlik altına alınmalıydı. Failin uzaklaştırma kararını ihlal etmesini önlemek için başta elektronik kelepçe tedbiri uygulanmalı ve denetimi etkin şekilde yapılmalıydı.”
“CEZASIZLIK ALGISI YARATILMASINA İZİN VERİLMEMELİDİR”
Mahkeme veya mülki amir tarafından verilen uzaklaştırma, yaklaşmama gibi tedbir kararları kolluk tarafından sıkı şekilde denetlenmeli, ihlal halinde şüpheliye derhâl işlem yapılması gerektiğini aktaran Kurul, açıklamada “Koruma kararları en hızlı şekilde muhataplarına tebliğ edilmeli, kolluk süreci sürüncemede bırakılmamalıdır. Şiddet ihbarı veya şiddet tehlikesi söz konusu olduğunda kolluk vakit kaybetmeden olay yerine intikal etmelidir. Şiddet mağduru kadının güvenli bir yere ulaşması için nakil, barınma, sığınma evine yönlendirme gibi her türlü destek sağlanmalıdır. Uzaklaştırma kararlarını ihlal eden şiddet failleri hakkında derhâl adli işlem yapılmalı; ‘cezasızlık’ algısı yaratılmasına izin verilmemelidir. Kolluk, Cumhuriyet savcılıkları, aile mahkemeleri ve barolar ile sürekli iletişim halinde olmalı, kadının güvenliği için iş birliği yapmalıdır” ifadelerini kullandı.
“BİZ SUSMAYACAĞIZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ”
Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, kadına yönelik şiddete karşı durduklarını bir kez daha yineleyerek, “Kadına yönelik şiddet davalarında koruma kararları derhâl ve etkin şekilde uygulanmalıdır. Kolluk kuvvetleri ve yargı makamları görevlerini eksiksiz yerine getirmeli, her ihmalin bir kadının ölümüne yol açtığı unutulmamalıdır. İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe alınmalı, kadınların yaşam hakkı uluslararası standartlar eksiksiz uygulanmalıdır. Kadınlar her gün öldürülürken, “önlem aldık” söylemleri içi boş ve aldatıcıdır. Eser Karaca’nın öldürülürken, “göz göre göre gelen bir cinayettir. Biz biliyoruz ve görüyoruz ki bu ülkede kadınlar devlet korumadığı için öldürülüyor. Kadınların yaşam hakkını korumayan sistem, her yeni cinayetten sorumludur. Biz susmayacağız, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” açıklamasında bulundu.