Sokak hayvanlarının akıbeti yeniden Türkiye gündeminde yerini aldı. Sokak hayvanlarına 15 gün içinde toplanmasına yönelik iddialar tartışma konusu olurken içişleri bakanlığı, 18 Temmuz’da (bugün) 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu ve uygulama yönetmeliğinin amacına uygun yapılan çalışmaları takip etme amacıyla 30 büyükşehir belediyesini toplantıya çağırdı. Konuya ilişkin Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HayKonfed) Başkanı Nesrin Çıtırık, Bu yeni 7527 sayılı yasa ile sokaklarda köpek kalmayacağı beklentisi olan vatandaşlar ve kurumların, söz konusu kanunun sokağın gerçeklerinden uzak masa başında hazırlandığını ve sadece üreme ve katliam döngüsü getirdiğini ifade etti.
“SOKAK KÖPEKLERİNİ TOPLAMA ŞARTI GETİRİYOR”
Yasa kapsamında kısırlaştırma yapılmasını ve rehabilitasyon içinde küçük bir husus olarak içerdiğini söyleyen Çıtırık, “Bu yasa, halen 1389 belediyenin 1100’ünde bakımevi olmamasına rağmen, bu 1100 belediyeye 2028’e kadar bakımevi kurma süresi veriyor. Buna ek olarak onlara da hemen bütün sokak köpeklerini toplama şartı getiriyor” ifadelerini kullandı.
Çıtırık konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Bu yasa, örneğin bakımevi kapasitesi 500 köpek olan bir belediyeye, o şehirde olduğu varsayılan 30 bin köpeği hemen topla diyor. Bakımevi kapasitesi 100 olan bir belediyeye de oradaki 10 bin olarak varsayılan köpekleri “Hemen topla” diyor.”
“SOKAK KÖPEKLERİ ÇOBAN KÖPEKLERİNİN ATILAN YAVRULARIDIR”
Bu yasa, sokak hayvanlarına ana kaynak olan, milyonlarca köylü vatandaşın 100 binlerce korumacı çoban bekçi köpeklerinin sahiplerince atılan yavrularının bir sistem içinde kısırlaştırılması için hiçbir hüküm içermediğini aktaran Çıtırık, “Bu yasa, belediyelerin hemen bir mucize ile bütün köpekleri toplasa bile, başta çoban bekçi köpeklerinin atılan yavruları ile sokakların yeniden dolacağı gerçeğini yok sayıyor. Dikkat edilirse, sahil şehirleri dahil, sokaklardaki köpeklerin yüzde 99,9 unun çoban köpeği kırması olduğu görülür. Küçük ev köpeklerinin kırmaları yok gibidir. Çünkü sokak köpeği dediğimiz köpekler, çoban köpeklerinin atılan yavrularıdır” diye konuştu.
SAHİPLENMEYİ ZORLAŞTIRIYOR
Bir taraftan bakımevlerinden sahiplenin derken, öte yandan sahiplenmenin önünü ciddi biçimde kesildiğini hatta imkansızlaştırıldığını söyleyen Çıtırık, “Bakımevlerinden kişi başına sahiplendirmeye sayı sınırı getiriyor. Apartman yönetim planlarında genelde bağımsız bölümlerde hayvan beslenemez yazar. Apartman yönetim planında yazmasa bile, ayrıca apartman yönetim kurulundan izin belgesi istiyor” sözlerini kullandı.
BAKANLIKTAN SAKINCALI GENELGE
Yasanın Ne kaçak üretime ne kaçak ithalata ne de internet üretim satışlarına hiçbir hüküm içermediğini ifade eden Çıtırık, “Üretim çiftlikleri için DKMP topu tarım müdürlüklerine atıyor. Onlar da hayır DKMP yetkili diyorlar. Üretim serbest durumda hala devam ediyor” dedi.
Yasadaki eksikleri yanlışları gören İçişleri Bakanlığı’nın sakıncalı genelgeler yayınladığını ileri süren Çıtırık, “Bu eksik uygulanamaz maddelere gerçek çözümler getirilmesini sağlamak yerine, yayınladığı genelgeler ile belediyelerin yasaya aykırı olarak gelişigüzel yer çevirsin köpekleri doldursun gibi, sorunu çözmekten ziyade üremeyi teşvik eden, vahşete ortam hazırlayan pek çok sakıncalar içeren genelgeler yayınlıyor” ifadelerini kullandı.
KISIRLAŞTIRMA YAPILMASINI SEFERBERLİK
Yeni bir kanuna kısırlaştırma ana hüküm olarak konulması gerektiğini söyleyen Çıtırık, "Sahipsiz hayvanlara ana kaynak olan “bekçi korumacı çoban köpeklerinin” sahiplerince atılan yavrularının da bu sistem içinde çapraz üreme olmadan kısırlaştırılmaları yasada yer almalı” dedi.
Belediyelere en geç 1 yıl içinde bakımevlerini ve yaşam alanlarını kurmaları için kısa bir süre verilmemesi gerektiğini vurgulayan Çıtırık, “Mevcut yasada bakımevi olmayan 1100 belediyeye 2028’e kadar süre verildi. Bakımevi olan belediyelerin 2 yıl içinde bakanlık tarafından belirlenecek sayıda etik ve tıbbi koşullarda başta köpekler için kısırlaştırma yapılmasını seferberlik halinde yapmaları zorunlu olmalı” dedi.
BAKIM EVLERİ DENETLENMELİ
Koşullar sağlanıncaya kadar “vahşi ve koşulsuz toplama hükmü” ertelenmesi gerektiğini ifaden Çıtırık, “Kamu vicdanını yaralayan toplumsal tepkilere sebep olan vahşet yaşanan bakımevleri ve yaşam alanları bakanlıktan gönderilen müfettişlerce denetlenmelidir. Bu durumda, cumhurbaşkanlığını, içişleri ve tarım bakanlıklarını ve diğer tüm ilgili kurumları tekrar kanunu görüşmeli, gerçek anlamda çözüm getiren bir kanun çıkması için TBMM hayvan hakları komisyonu kurulmalıdır” sözlerine son verdi.
