Eskiden her şeyin bir şiiri, dizesi, sözü, lafı varmış. Örnek, biz çocukken sokakta, kahvede duyardık:
Öyle kavramlar, sözler ve deyimler vardır ki, birilerince ya yaşanmış ya da üzerinde çokça düşünülmüş ve söylenmişlerdir. İşte, bu da yaşamın bir başka anlamıdır.
Yıl 2025, ikinci bin yılın(milenyum) ilk çeyreğinde olmak elbette ki güzel bir duygu. İnsanlık tarihinde önemli çağlar ve dönemler vardır, tıpkı ulusların ve milletlerin olduğu gibi.
Konuşulan dil, insan topluluklarının yüzyıllar boyunca yarattıkları bir olgu ve bu sürecin sonucu oluşan bir iletişim aracıdır.
Gele gele geldik 19 Mayıs 1919'a. Geldiğimiz yer, 16 Mayıs'ta payitahtın başkenti İstanbul, vardığımız yer, 19 Mayıs'ta Anadolu'nun bir köşesi SAMSUN!...
Nedense unutulmayacak öyküler, unutulmayacak olaylar ve kişiler ile ilgilidir ve tabi ki bunun kelama dökülmesi ile de.
Hani bir türkü vardır, "İstanbul'dan Üsküdar'a yol gider/ Yol gider çavuş yol gider" diye, işte Türkiye'nin kurtuluşu için de, 16 Mayıs 1919'da, Samsun'a bir Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) gider.
O yıllar bir Bakanlıkta çalışıyorum. İşyerimiz Kızılay yakınlarında Adakale Sokak'ta, çalışanların yakınlarının ve tanıdıklarının da uğrak yeriydi.
Bir kenarda otururken, aklımdan, gözümün önünden öyle şeyler gelip geçiyor ki, yoruluyor muyum yoksa yaşlanıyor muyum anlayamadım gitti.
İnsanların, ailelerin, toplumların olduğu gibi Devletlerin ve Milletlerin de soylu davranışları vardır.
İster kişi olsun, ister toplum olsun geçmişini bilmezse, geleceğini planlayıp, kuramaz. İşte bu yüzden Osmanlıyı ret etmek yerine, onun savaşını yapmış, borcunu ödemiş bir Türkiye Cumhuriyeti olarak h...
Batı Dünyasının, kendisi için Orta Çağ olarak tanımladığı karanlık dönem, 5'inci yüzyılın sonlarında başlar ve 15'inci yüzyılın ortalarında sona erer. Bu karanlık dönemin başlangıcının en önemli sebep...
Bu bağlantı sizi https://www.antalyagundem.com.tr dışındaki bir siteye yönlendiriyor.