Son dönemlerde Türkiye’de bir gecede çıkartılan yönetmeliklerle tarım, ormanlık ve zeytinlik alanlara maden faaliyeti ya da acil kamulaştırma adı altında el konuluyor. Özellikle Hatay Samandağ’da yapılmıştı. Geçmiş yıllarda Muğla Akbelen’de kömür madeni için ormanlık alanlar tahrip edilmiş ardından kömür olmadığı anlaşıldığı ortaya çıktı. Benzer durumlar Antalya’da yaşanması endişelendiriyor. Son yıllarda Antalya’ya özellikle maden ocakları için ÇED yağmuruna tutuldu. Benzer sorunların yaşanması için sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları mücadele sürdürüyor.
Konuya ilişkin Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy dikkat çekici açıklamalarda bulundu, Başka Akoy, “Hukuk ve anayasanın işlemediği bir zamandan geçtiğimiz için bu tarz yönetmeliklerle, yapılan yönetmeliklerin birçok kanuna karşı olduğunu görüyoruz. Örneğin madenler için zeytinlikler arazilerine açılması, nitelikli arazilerin de maden ruhsatı verilmesi için bir yönetmelik hazırladığında zeytinlik kanunu delinmiş oluyor” dedi.
“ANAYASANIN İÇİNDE BİR GEDİK AÇILMASINA SEBEP OLUYOR”
Tarımsal alanlara yönelik kanunlar ve yönetmelikler aslında anayasayı geçici olarak ihlal etmiş olduğun belirten Akoy, “Bu durum, anayasanın içinde bir gedik açılmasına sebep oluyor ve ardından ilgili kanunlar uygulanmaya başlıyor. Samandağ’da gördüğümüz üzere, insanların arazileri yani mülkiyet hakları ellerinden alınıyor. Zeytinlik olarak bilinen alanlar aslında kamuya ait değil; bunlar bireylere ait özel mülkiyetlerdir. Ancak devlet tarafından gönderilen bir mesajda, "Burası kamulaştırılmıştır, artık devletin malıdır" denildiğinde, bu karar tek taraflı olarak alınmış oluyor” diye konuştu.
“TÜRKİYE ANAYASAYA UYGUN ŞEKİLDE YÖNETİLMİYOR”
“Bu durum, Türkiye'nin yönetilme biçimini sorgulamamıza sebep oluyor” diyen Başkan Akoy, konuşmasında şu sözlerine yer verdi:
“Türkiye şu anda anayasaya uygun şekilde yönetilmiyor ve hukuk çerçevesinde işlemesi gereken mekanizmalar zayıflamış durumda. Ayrıca, bu uygulamanın sadece belli bölgelerde değil, ülkenin her yanında gerçekleşebileceği endişesi doğuyor.”
“OLMAZ DEDİĞİMİZ HER ŞEY OLABİLİR”
Antalya'da benzer bir uygulama olur mu sorusu gündeme geldiğinde, bunun Türkiye’nin herhangi bir yerinde yaşanabileceği gerçeğiyle karşılaştığımı söyleyen Başkan Akoy, “Devlet, deprem gibi acil durumları gerekçe göstererek özel mülkiyetleri kamulaştırabiliyor. Ancak yarın başka bir sebep, örneğin orman yangınları gibi durumlar, benzer uygulamaların hayata geçirilmesi için bahane olarak kullanılabilir. Bu tarım arazileri orman arazisinin içinde kalıyor. Buraya da komple denilebilir.
Hukukun bir şekilde lav edildiği bir zamandan geçtiğimiz için bu Antalya'da yapılır demek yanlış ancak yapılmaması için bir neden yok. Samandağ ve Akbelen'de yapıldı. Akbelen'de maden için bir köyün altına girdiler sonrasında kömür olmadığı anlaşıldı. Bu kadar korkutucu bir durum. Onun için devlet kurumlarının çürüdüğü bir zamandan geçtiğimiz için olmaz demediğimiz her şeyde olduğu için bir şey diyemiyoruz. İleride olur mu olmaz mı sorusunun cevabı her şey olabilir memlekette bu saatten sonra” ifadelerini kullandı.
“KANUN ÇIKARILIYOR AMA SONUÇLARINA BAKILMIYOR”
Türkiye'nin genelinde bu saatten sonra her şey olabileceğini söyleyen Başkan Akoy, “Bir yönetmelik ya da kararname adı altında kanun çıkarılıyor ve onun sonuçlarına bakılmıyor. Sonrasında ne olur? Neye sebep olur? Hangi alanlar üzerinde baskı yaratır? Buna bakılmıyor. Sadece bakılan şey, elzem olan günü döndürmek için, günün ekonomisini döndürmek için nereyi satabiliriz, nereyi kiralayabiliriz, nereyi paraya çevirebiliriz. O yüzden de bu saatten sonra bu sistem sürdüğü sürece her şey olabilir” ifadelerine yer vererek sözlerini sonlandırdı.