Serik’te dünyaya gelen ve yarım asırdır Antalya’da tanınan bir isim haline gelen Üsame Çolak, en eski saat ustalarından biri olarak anılıyor. Antalya’da tanının bir sima olan Çolak, saat ustalığının çok ince bir meslek olduğunu esas ustalığın ise tamir etmek olduğunu belirtti. Yıllarca bu mesleğe gönül vererek yüzlerce çırak yetiştiren Çolak, 100 yıllık saatleri tamir ettiğini ve bu işin kolay olmadığını açıkladı. Sadece Antalya’da değil Türkiye’nin birçok ilinde yetiştirdiği çırakların artık saat ustası olarak çalıştığını belirten Üsame Çolak, bu mesleğin ince detayları ve püf noktaları hakkında konuştu.

Üsame Çolak

Yarım asırdır saat ustası olarak çalışan Üsame Çolak, Antalya Gündem’in Youtube kanalının 7 Soru 7 Cevap programında mesleğin en ince detaylarını anlattı. Üsame Çolak’ın mesleki deneyimine dayanarak cevap verdiği sorular:

Üsame Çolak kimdir? Kaç yıldır saat ustası olarak çalışıyorsunuz?

Üsame Çolak 3. ayın 15'inde 1960 Serik Gebiz Akçapınar Köyü'nde doğan 1973 yılında bu mesleğe başlayan İsmet Paşa Caddesi'nin Tunca Çarşısı'nda başlayan bir kişi.

Saat ustası olarak 1988 yılından beri çalışıyorum. Ama çırak olarak da babamın yanında yetiştim. Tunca Çarşısı'nda orada ilk 1973 yılında orada başladık mesleğe orta terkten sonra, orta bir terkten sonra. İşte bu zamana kadar devam ettiriyoruz. 1988'e kadar babamın yanında hem çırak hem kalfa olarak çalıştım. 1988 yılında da dükkanı kendi üzerime alıp o zamandan beri bu zamana kadar çalışıyoruz.

Saat Ustası Üsame Çolak

Saat ustası olmaya nasıl karar verdiniz? Peki örnek aldığınız biri var mı?

Saat ustası olarak nasıl karar verdim? Okulu okuyamayınca mecburen saat ustası olarak olmak için karar verdim. Örnek aldığımız biri babamdı. O da sizler ömür.

En eski tamir ettiğiniz saat kaç yıllık ve kime aitti? Ünlü isimlerde hiç çalıştınız mı? Ünlü isimlerden size saat tamiri getiren oldu mu?

İsviçre malıydı. Bak mesela şu anda şu duvar saati bile antika. En az 100 yıllık vardır.

Tabi ki geliyorlar da tabi unuttum yani çok çok gelen var. Ben şu anda bu mesleği 52 yılından beri yapıyorum. 52 senedir yapıyorum. 52 senedir bu mesleği yaptım. Tabii bana tanımayan Avrupa'da olsun, Türkiye'de olsun yani Antalya'da zaten tanımayan azdan azdır yani Şen Saat Galeri olarak ismimizi tanımayan yoktur.

Üsame Çolak Çirakleri

Teknolojinin gelişmesi sizi nasıl etkiledi? Saat ustaları teknolojiye yenik düştü mü?

Teknolojinin gelişmesi çalışan insan için teknolojinin gelişmesi etkilemez. Çünkü niye? Bir işi becermek önemli, yapmak önemli, Devamlı biz bu işin içinde olduğumuzdan dolayı teknoloji pek bizi engellemedi yani şey yapmadı.

Ya tabi ki mutlaka oluyor. Bazen mesela dükkan sahiplerinden dolayı olan mesela kendi dükkanın kendisi olmayanlar olur. Ya ustalık ayrı bir şey normalde Tezgahtarlık ayrı bir şey, çıraklık ayrı bir şey. Bunun hepsini bir arada yapmak her ustanın harcı değil. Önce önemli olan burada tecrübedir. Kendini tecrübeyle çok güzel yetiştirmen lazım. Usta çırağa bir sefer gösterir, çırak kendi kendini geliştirir. Burada çalışmak önemlidir. Bu işe kendini adapte etmek, kafa vermek önemli. Ben babamın yanında yetiştim. Babamdan görmediğim şeylere giderdim başka yerde göz hırsızlığı yapardım. Yani bu elin yabancısı bunu imal ediyor ben bunu tamirini nasıl yapamam diye kendi kendime zorlardım.

Bugüne kadar kaç çırak yetiştirdiniz? Kendi çocuklarınız da bu işi yapıyor mu ya da ileride yapmayı düşünüyorlar mı?

Bugüne kadar aşağı yukarı yani çırak olarak değil de, burada çalışan olarak belki 200’ü geçmiştir. Şu anda bir usta olarak yetiştirdiğim eleman 200 vardır yani. Usta olarak şu anda piyasada çalışan 20-30 eleman vardır. Dediğim gibi burada çalışıp da ayrılan 200'ü geçmiştir. Mesela burada şu anda 7-8 tane elemanım var. Piyasada çalışan İstanbul'da var, Ankara'da var, İzmir'de var, Mersin'de çoğu yerde benim yetiştirdiğim ustalardan çalışan ustalar var yani.

Eski Saat Tamiri

Kendi çocuklarım dışında şu anda birisi zaten kimya mühendisi, birisi maden mühendisi, birisi de avukat şu anda. Ama bunların hepsini küçükken, hepsini de burada yanımda çalıştırdım. Şu anda gelseler buraya, tamam belki dört dörtlük olmaz ama dört üçlük de olmayabilir ama dört ikilik mutlaka yaparlar. Onları da öğrettim yani.

Bir çırak nasıl yetiştirilir? Bu mesleğin ince ve püf noktaları nelerdir?

Dükkanın adabına uyarak yetişir. Çırağa gel bak diyeceksin, çırak kendisi yetişir. Ne kadar göstersen kafası almıyorsa yapacak bir şey yok ki. Kendi kendine yetiştirir. Merak etmesi lazım nasıl oluyor, ne yapıyorsun diye o şekilde yetişmesi lazım. Ben bu işi öğreneceğim diye bir kabiliyeti yoksa onu ne yaparsan yap, boş. Bu meslek zaten çok ince bir meslek. Bu mesleğe herkes sabredemez. Bu sabır işi, çok ince işlerle, gözle gözükmeyen vidalarla uğraşıyorsun. Kıl gibi kıldan ince parçalarla uğraşıyorsun. Biraz önce ben bir işle uğraştım. Çok pahalı bir saat belki 500- 600 bin liralık bir saatle uğraştım.

Birçok meslek gibi saat ustaları da teknolojiye yenik düşüyor. Buradan gençlere vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Bugüne kadar bu mesleği yaptığınız süre boyunca ilginç bir olay yaşadınız mı?

Çalışmak, çalışmak, çalışmak. Haybeye hiçbir şeyi yok bu devirde. Çalışacaksın, öğrenmek için uğraşacaksın. Akşam olsun yevmiye dolsun hesabınla gidersen bu iş hiçbir şeyde olmaz. Biz eskiden sabahları 5 buçukta 6'da evden çıkardık, gelirdik. Gece saat 12'lere kadar çalışırdık. Şimdi sabah saat 9'da geldim hiç bir dükkan açık değil. Ama biz eskiden sabah saat 5 buçukta 6'da evden çıkardık. Biz tecrübelerimizden faydalanıyoruz. Millet de bizim tecrübelerimizden faydalanıyor. Olmayacak bir şeyi biz burada oldururuz. Her şeyin orijinalini ararsan bulamazsın. Mutlaka ona yakın bir malzeme veya parça bulunur. Usta olarak onu ona yakıştırman gerekiyor. Kendin yaptığın bir işi önce kendin beğeneceksin, ondan sonra müşteriye beğendireceksin. Önemli olan budur. Kendin beğenmediğin bir şeyi müşteriye beğendirmeye kalkarsan olmaz.

Saat Ustasinin Çiraklari

Herkes çocuklarını okutmaya değil de biraz mesleğe adapte etsin. Herkes çocuğunu okutup masa başı meslek aramaya başlıyor. Böyle bir şey yok, böyle bir dünya yok. Çocuklar vızıl vızıl sağda solda kahvelerde, kafelerde geziyor. Hiç olmazsa en azından tatillerde verin. Sanayi bomboş, esnaflar bomboş, her yer bomboş. Hiç usta yetişmiyor artık, eleman yetişmiyor. En azından baba olarak, kendi çocuklarımızı ayakta tutacak, ayakta kalacak bir evlat yetiştirmek istiyorsa, o çocukların hepsi onlardan şikayetçi olacak. Diyecek ki her şeyin başı babamdır, annemdir.

Çünkü biz istedik, bizi gerekli şekilde yönlendirmediler diyecek. Anne baba bunları normalde yapması gerekiyor. Herkes çocuğu okusun nereye kadar? Okusa ne olacak? Ne oluyor okuduktan sonra? Bir şey olmuyor. Önemli olan bence mesleğe adapte etmeye çalışsınlar çocuklarını. Biraz da çocuklarını pışpışlama işlerini bıraksınlar. Çünkü çocuklar yarın ayakta kalamayacaklar. Şu bolluğun bir darlığı da gelecek. Biz darlıktan yetiştik. Allah'a şükürler olsun şu anda her şey bol. Her şey var. Bizim zamanımızda hiçbir şey yoktu. Biz her şeyi kendimiz imal ederdik, kendimiz yapardık. İcat ederdik. Şu anda al, tak, al, tak. Ustalık zaten hiç yok. Niye? Çalışmıyor ki zaten adam. Her şey hazırda var. Al, tak, ver. Ama esas bunlar yapmak önemli değil, esas ustalık tamir etmektir.

Muhabir: DEMET GÖKÇE