Türkiye’nin en yeşil üniversiteleri arasında yer alan Akdeniz Üniversitesi’nin yıllar içindeki değişimleri görenleri hayrete düşürdü. Yıllar içerisinde bina sayısını arttıran Akdeniz Üniversitesi’nin 2019-2025 yılı arasındaki yeşil alan değişimi tepkileri beraberinde getirdi. İddialara göre Akdeniz Üniversitesi lösemili çocuklarının diktiği ağaçları bile kesti. Her geçen gün betonlaşan Akdeniz Üniversitesi ile ilgili uzmanlar uyarıda bulundu. Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Funda Yörük, genişlemenin gerekli olduğunu ancak bunun planlı yapılması gerektiğini vurgulayarak şu sözlere yer verdi;
ÖNEMLİ BİR PARÇA
“Akdeniz Üniversitesi’ndeki değişim şaşkınlık yarattı. Akdeniz Üniversitesi kampüsü: yeşil doku, kent ve gelecek için ortak değerdir. Antalya’nın merkezinde yer alan Akdeniz Üniversitesi kampüsü, yalnızca bir eğitim ve araştırma alanı değil; aynı zamanda kentin sosyal, çevresel ve mekansal yapısının önemli bir parçasıdır. Akademik başarıları, uluslararasılaşma hamleleri ve artan araştırma kapasitesiyle gurur duyduğumuz üniversite, aynı zamanda Antalya’nın yaşam kalitesine katkı sağlayan önemli bir yeşil alan sistemine ev sahipliği yapmaktadır.
UYUMLU BİR ŞEKİLDE YAPILMALI
Son yıllarda üniversitenin gelişimiyle birlikte yeni fakülteler, araştırma merkezleri ve çeşitli altyapı yatırımları gündeme gelmiştir. Bu büyüme, akademik gelişimi desteklerken aynı zamanda fiziksel anlamda da bir dönüşümü beraberinde getirmiştir. Ancak bu dönüşümün, çevresel değerlerle uyumlu ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle örtüşen bir şekilde yürütülmesi gerektiğini hatırlatmak isteriz.
ÖNEMLİ UYARI
Geçmişten bugüne yapılan mekansal analizler ve uydu görüntüleri incelendiğinde, kampüs içerisindeki bazı aktif yeşil alanların, ağaçlık bölgelerin ve doğal dokunun yapılaşma baskısı altında azaldığı görülmektedir. Bu durum, bir eleştiri olmanın ötesinde, doğayla dengeli planlamanın önemine işaret eden bir uyarıdır.”
KAMUSAL YAŞAM ALANI
Akdeniz Üniversitesi’nin Antalya için önemli bir yaşam merkezi olduğunu söyleyen Başkan Yörük, “Yeşil alanlar sadece görsel bir zenginlik değil; aynı zamanda kampüsün iklimini düzenleyen, hava kalitesini artıran, biyolojik çeşitliliği sürdüren ve öğrenciler ile çalışanların ruhsal-fiziksel sağlığına katkı sunan yaşamsal varlıklardır. Bu bağlamda, kampüs içerisindeki doğal habitatların korunması ekolojik denge açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, kent merkezinde yer alan bu ölçekteki bir açık alan, Antalya halkı için de nitelikli bir kamusal yaşam alanıdır” dedi.
ÇAĞDAŞ ÜNİVERSİTELER BUNLARI YAPIYOR
Yapılan değişikliğin Antalya için vazgeçilmez olduğunu ancak bunun planlı ve uyumlu bir şekilde yapılması gerektiğini söyleyen Başkan Yörük, şu ifadelere yer verdi;
“Kampüsün doğal dokusunun korunması, üniversitenin akademik gelişimiyle çelişmez; aksine sürdürülebilirlik vizyonunu destekleyen temel bir unsurdur. Bu nedenle, Akdeniz Üniversitesi’nin “yeşil kampüs” vizyonunun, akademik ve mekansal gelişim stratejileriyle birlikte, uyum içinde yürütülmesi önemlidir. Dünyanın önde gelen üniversiteleri artık bu yaklaşımı yalnızca bir tercih değil, kurumsal bir sorumluluk olarak benimsemektedir. Kentle bütünleşen, doğayla uyumlu ve toplumla etkileşim halinde olan yerleşkeler, çağdaş üniversite anlayışının bir gereğidir.
YEŞİL KAMPÜS VİZYONU KORUNMALI
Bu doğrultuda, kampüsün sadece parçalı müdahalelerle değil; bütüncül ve stratejik bir anlayışla ele alınması gerektiğini vurguluyoruz. Ulaşım bağlantıları, yaya aksları, yeşil alan sistematiği, sosyal donatılar, fakülteler ve AR-GE birimleri; doğayla uyumlu bir planlama yaklaşımıyla birbirini tamamlayacak şekilde düşünülmelidir. Üniversitenin bugünü ve geleceği, “yeşil kampüs” vizyonuyla örtüşen kapsamlı bir projelendirme süreciyle şekillendirilmelidir. Bu ancak disiplinler arası, katılımcı ve doğaya duyarlı bir planlama süreciyle mümkün olabilir.
TOPLUM VE ÇEVRE SORUMLULUĞU
Bu kapsamda Şehir Plancıları Odası olarak önerimiz; üniversite bünyesinde kapsamlı bir yeşil alan envanteri oluşturulması, yeni yapılaşmalarda doğal dokuya en az müdahale eden planlama kararlarının alınması, açık alanların yaya öncelikli ve doğa dostu şekilde düzenlenmesi ve kampüs ile kent arasında güçlü ekolojik ve sosyal bağların kurulmasıdır. Bu anlayış, üniversitenin yalnızca bilimsel üretkenliğine değil, toplumsal ve çevresel sorumluluğuna da katkı sunacaktır.
Unutulmamalıdır ki üniversiteler yalnızca bilgi üreten yapılar değil; kentlerin yaşam kalitesini yükselten, doğayla ve toplumla barışık mekanlar kurma sorumluluğunu da taşıyan kurumlardır. TMMOB Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi olarak, Akdeniz Üniversitesi’nin bu süreci şeffaf, katılımcı ve sürdürülebilir bir anlayışla yöneteceğine dair inancımızı sürdürüyoruz. Kurumlar arası iş birliğini, ortak aklı ve kamusal faydayı önceleyen her adımda destek vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.”