Antalya’nın doğa ve orman alanlarının bulunduğu pek çok yere ÇED yağmuru yağıyor. Özellikle tarım ve su kaynaklarının bulunduğu alanlar, yapılmak istenen mermer ocaklarının tehdidiyle karşı karşıya kalınıyor. Antalya’nın batısından doğusuna uzanan vadilerde ÇED süreçleri vatandaşları çileden çıkarttı. Gündoğmuş ilçesine bağlı Serinyaka Mahallesi mevkii 90765 işletme ruhsat numaralı saha mevkiindeki Manavoğlu İnşaat Nakliyat Madencilik ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılması Planlanan II-A Grubu Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi projesine Antalya Valiliğince 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir' kararı verilmesi kamuoyunda tartışma konusu olmuştu.
SU KAYNAĞINA MERMER OCAĞI
Ardından Gündoğmuş ilçesinde 3 mahallenin su kaynakları taş ocağı nedeniyle tehdit altında. Karadere, Senir ve Kozağacı Mahallelerini kapsayan bölgede mermer ocağı projesi yapılması planlanıyor. Ancak 3 mahalleyi kapsayan proje Gündoğmuş merkez olmak üzere bölgenin içme suyunun karşılandığı alanda yapılması tepkilere neden oldu. Bölgede daha önce ÇED raporu istenmiş ancak bölge halkının direnişi nedeniyle iptal edilmişti. Gündoğmuş Muhtarlar Derneği Başkanı ve Karadere Muhtarı Sadık Atay Konuya ilişkin açıklama yapmıştı.
“ÇED GEREKLİ DEĞİL” KARARI VERİLDİ
3 mahallenin su kaynağının geçtiği Kozağacı Mahallesi, 202201644 ruhsat numaralı, 3419380 erişim numaralı saha mevkiindeki Gayzer Madencilik Enerji İnşaat Sanayi ye Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılması planlanan II-B Grubu Maden (Mermer) Ocağı projesine Antalya Valiliği’nce 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir' kararı verildi. Bölgenin içme suyunu karşılayan alanda “ÇED gerekli değil” kararı verilmesi bölge halkını isyan ettirdi. Verilen karara tepki gösteren bölge halkı 15 Haziran (bugün) eylem gerçekleştirdi.
“GELECEK NESİLLERİMİZİN MİRASI BAŞKALARININ ÇIKARI İÇİN YOK EDİLİYOR”
Eylemi gerçekleştirin bölge halkı adına basın açıklamasını köy sakini Mevlüt Güven okudu. Güven basın açıklamasının başında gelecek nesillerin mirası, birkaç kişinin kısa vadeli çıkarları için yok edilmek istendiğini ifade etti. Köy sakini Güven konuşmasında, bölgenin rant uğruna talan edilmek istendiğini vurgulayarak, “Değerli Karadereliler, Senirliler, Kozağacılılar, Serinyakalılar sevgili dostlar, basınımızın değerli temsilcileri Bugün burada toplanmamızın sebebi, köyümüzün, toprağımızın, geleceğimizin karşı karşıya olduğu büyük bir tehdittir: taş ocağı ve maden projesine karşı daha önce de Harmancık’tan, Serinyaka’dan yetkililere ve kamuoyuna seslenmiştik. Biliyorum ki her birimiz, doğayla iç içe, huzur içinde yaşadığımız bu topraklara derinden bağlıyız. Kanuni Sultan Süleyman ve Yavuz Sultan Selim zamanında İstanbul Başbakanlık Arşivi'nde mülkiyet numarasında kayıtlı Murt Nahiyesine Bağlı Karadere Köyü Atalarımızdan bize miras kalan bu cennet köşesi, bugün bir rant kapısı olarak görülüyor. Bizim yaşam alanlarımız, gelecek nesillerimizin mirası, birkaç kişinin kısa vadeli çıkarları için yok edilmek isteniyor” ifadelerine yer verdi.
ÇEVRE FELAKETİ YAŞANACAK
Güven, bölgede yapılması planlan taş ocağının çevre felaketine neden olacağını söyledi. Dinamit sesleriyle yankılanan dağların, toz bulutlarıyla kaplanacağını belirten Güven, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Nefes aldığımız hava, içtiğimiz su kirlenecek, su kaynaklarımız yok olacak. Ağaçlarımız, bitki örtümüz zarar görecek. Burada yaşayan kuşlar, hayvanlar yuvalarını terk etmek zorunda kalacak. Doğa, bir daha asla eski haline dönemeyecek şekilde tahrip edilecek. Bu sadece bir doğa tahribatı değil, aynı zamanda bizim sağlığımıza ve yaşam kalitemize de doğrudan bir saldırıdır.”
“KARADERE ÜZÜMÜ” YOK OLACAK”
Karadere ve çevresinde tarım alanlarının, bağların, bahçelerin, ardıç ve sedir ormanlık alanlarını biteceğini ifade eden Güven, bölgenin içme suyu havzasının toz ve kirliliğe dayanamayacağını ifade etti. Bölgede yetişen Karadere Üzümünün yok olacağını söyleyen Güven, “Tarım ve hayvancılık bitecek. Su kaynakları kirlenecek, kirlenen alanlardan tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecek. Geçim kaynağımız, emeğimiz, alın terimiz heba olacak. Köyümüz, geçim sıkıntısıyla boğuşan, toprağından koparılmış insanlarla dolu bir yere dönüşecek. Özellikle yöreye has Osmanlı’ya üzüm ve pekmez ihtiyacının karşılandığı “Karadere Üzümü” yok olacak” diye konuştu.
“TEMİZ HAVA HAKKIMIZ ELİMİZDEN ALINACAK”
Taş ocağından çıkan partiküllerin solunum yolu hastalıklarına ve akciğer rahatsızlıklarına davetiye çıkaracağına dikkat çeken Güven, “Çocuklarımız, yaşlılarımız en savunmasız olanlar. Temiz hava almak, temiz su içmek en temel hakkımız değil mi? Bu haklarımız elimizden alınmak isteniyor” diye konuştu.
BÖLGEDE SAKİN YAŞAMIMIZ BOZULACAK
“Artık tabiatın doğal sesleri yerine iş makineleri, kamyon gürültüleri, dinamit sesleri duyacağız” diyen Güven, “Tozlu yollar, tehlikeli trafik kazaları hayatımızın bir parçası haline gelecek. Huzurumuz, sükûnetimiz, komşuluk ilişkilerimiz bu karmaşadan etkilenecek. Karadere ve çevresi, bildiğimiz, yaşadığımız ve sevdiğimiz yer olmaktan çıkacak” diye konuştu
RIZA OLMADAN YAPILMAK İSTENİYOR
Güven, bölgede yapılmak istenen taş ocağı projesinde, bölge halkının rızası alınmadan faaliyete geçirilmek istendiğini vurgulayarak, “Bizim yaşam alanlarımız hakkında alınacak kararlarda söz sahibi olmak en doğal hakkımızdır. Bizim fikrimiz alınmadan, bizim geleceğimizle ilgili bu denli önemli bir projenin hayata geçirilmesi kabul edilemez. Biz susarsak, onlar yaparlar. Biz sessiz kalırsak, geleceğimizi elimizden alırlar. Ama biz Karadereliler ve çevre köylülerimiz, toprağımıza, suyumuza, havamıza sahip çıkan insanlarız. Bizim sesimiz var, birlikteliğimiz var, mücadele azmimiz var! Bugün burada toplanmamız, sesimizi duyurmamızın ilk adımıdır. Bu mücadele uzun olabilir, zorlu olabilir ama asla vazgeçmeyeceğiz. Birlikte hareket ederek, hukuki yolları kullanarak, sesimizi her platformda duyurarak bu yanlışın dönmesini sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
BİZİM GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZDEN GELİYOR.
“Karadereliler ve çevre köylülerimiz olarak el ele verirsek, bu taş ocağı projesini durdurabiliriz” diyen Güven, “Geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini koruyabiliriz. Bu mücadelede bize destek olacağınızdan eminim. Hep birlikte Karaderemiz ve çevremize sahip çıkalım” sözlerine son verdi.