Türkiye’nin hemen hemen her ilinde yaşanana emlak vergisi artışları her ilden seslerin yükselmesine neden oldu. Takdir komisyonlarının 2026-2029 yıllarında ödenecek emlak vergisinin ortaya çıkması ile fahiş artışların olduğu gözler önüne serildi. Ülkede yüzde 10 ila yüzde 30 oranında yapılan artışlar birçok vatandaşı mağdur edeceğe benziyor. Antalya’da bu il arasında yerini aldı. Edinilen bilgilere göre Konyaaltı’nda bazı mahallelerde 2026-2029 yıllarında ödenecek emlak vergisinin 40 bin TL’ye çıkması vatandaşı şaşkına uğrattı. Emlak vergisinde yaşanılan bu artışlar ise hukuk yolunun kalabalıklaşmasına neden olacağa benziyor. 1 Temmuz itibari ile 4 yıl geçerli olacak vergi ücretlerine itiraz edilebilecek. Dava açma süresinin 30 Temmuz olduğu bilinirken adli tatile denk gelmesi nedeniyle 7 Eylül’e kadar uzatıldı.
“MECLİSTEN YENİDEN GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR”
Tüketiciler Birliği Derneği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, Takdir komisyonlarının 2026-2029 yıllarında ödenecek emlak vergisi rakamlarında yaşanan yüzdelik artışlar hakkında şu ifadelere yer veri:
“Rayiç bedelleri belediye meclislerinden çıkıyor ve 4 yılda bir hazırlanıyor. Enflasyon oranına göre artışlar oluyor. Ancak buradaki artışlar 15-16 kat gibi olması bilhassa İstanbul veya Antalya gibi veya Ankara gibi lüks semtlerde objesi yüksek olan semtlerde fiyatları ciddi anlamda arttıracaktır. Dolayısıyla da bu makul bir artış değil. İnsanlarımız gelirlerindeki bu kadar artışı elde edemiyorsa bu tür vergilendirme sistemleri de tabi ki anormal geliyor. Bunu haksız bir uygulama olarak görüyoruz. Onun için tekrar bir düzenleme yapılmalı ve meclislerden geçirerek daha uygun halkın ödeyebileceği rakamlar olmalıdır. Bir cezalandırma sistemi olmaması lazım. Bahçelievler'de de oturabilirim, Lara'da da oturabilirim, Kepez'de de oturabilirim. Yani burada insanlara sen şurada oturuyorsun, sen çok vereceksin, sen az vereceksin bu yanlış bir politikadır. Belki olması gereken bir uygulamadır ama fiyatlar arasındaki bu kadar uçurum olmaması lazım.
RAKAMLARIN 15 KAT ARTMASI DUDAK UÇUKLATTI
Belediyelerimizin bu konuda daha dikkatli olmaları veya gerekiyorsa meclislerde tekrar görüşülerek geçirilmesinde vatandaşın lehine geçirilmesinde biz fayda görüyoruz. Bu tamamen idari kararlar ve meclisten geçen kararlar. Burada insanların vicdanı biraz sızlaması lazım, Konyaaltı’nda oturuyorum diye 4 bin liradan 40 bin liraya çıkması abes bir durum. Bir şeyler hazırlanırken, bir şeyler yapılırken illa vatandaşı üzmeye gerek yok, cezalandırmaya da gerek yok. Rayiç bedellerinin bu kadar uçurum haline gelmemesi gerekiyor.”
“İNSAN HAKLARININ DÜŞÜNÜLMESİ GEREKİYOR”
Başkan Gündüz, emlak vergilerinde yaşana artışların toplumsal bir yara olduğunu söyleyerek, “Biz hep adaletten bahsediyoruz. Benim her zaman videolarımda olsun, basın mensuplarıyla paylaşırken diyoruz ki kanun var, hukuk var ama adalet bunun neresinde? Yani adalet yoksa kanun veya hukukun hiçbir anlamı, yönetmedikleri mevzuatlar hiçbir önemi kalmıyor. Burada şahsi davaların açılması, şahsi itirazların söz konusu olmaması lazım. Burada toplumsal bir yara var, toplumsal bir sıkıntı var. Demokratik veya demokrasi olan ülkelerde insan haklarının düşünülmesi gerekiyor. Burada herkesin bir dava açması veya herkesin itiraz etmesi nereye kadar doğru olacak. Mahkeme yükünü azaltmak istiyoruz, dosya yükünü azaltmak istiyoruz diyoruz. Bir yandan da sürekli dosyalar artıyor ve adaletsizlik başlıyor. Şu anda vatandaşın yapabileceği itirazın yapılması geçerli de olacak demek değildir. Bunun tekrar meclise gelmesi gerekiyor. Biraz da belediyeler yasasında değişikliğin yapılması gerekir. Merkezi hükümetin bu konuda muhakkak bir tedbir alması lazım ki bu kadar serbestlik, bu kadar artış olmasın” ifadelerine yer veri.
“HERKES KENDİ DERDİNE DÜŞTÜ VATANDAŞI DÜŞÜNEN YOK”
Vatandaşın korunması gerektiğini ve bunu siyasi partilerin yapması gerektiğini belirten Başkanı Neşet Gündüz, şu sözlere yer verdi:
“Vatandaş tek başına neden hak arama durumuna gelsin? Vatandaş mı bu zamları yapıyor? Biraz da vatandaşın korunması lazım. Siyasi partiler, muhalefet partiler ve iktidar partileri var. Bunlardan ses gelmiyor. Bunlardan ses gelmesi lazım. Dolayısıyla her vatandaşın itiraz etmesi de çok zor. Bugün bir hukuk dosyasının açılması 30-40 bin liradan aşağı değil. Kazansa da karşı taraf kaybettiği takdirde karşı tarafın avukatının parasını da ödüyor. Kendi avukatının parasını da ödüyor. Avrupa'da böyle bir şey yok. Siz bir dava açıyorsunuz. Davayı kazandığınız zaman siz avukata para ödemezsiniz. Avukat size parayı iade eder. Karşı taraftan parasını alır. Avukat hem sizden para alıyor hem karşı taraftan para alıyor. Böyle adalet mi olur? Herkes kendi derdine düştü ama vatandaşı düşünen yok. Tüketiciyi düşünen yok. Bizim tarafımız vatandaştan yanadır. Çok vatandaşlarımızdan da şikayetler geldi.
ARTIŞLAR MAHKEMELERDE YOĞUNLUĞA NEDEN OLABİLİR
Biz bu araştırmalarımızı da yapıyoruz hukuk komisyonu olarak da ne gibi fayda sağlayabiliriz, nasıl vatandaşlarla bir çözüm üretebiliriz, nasıl bir yol haritası çizebiliriz derdindeyiz. Her zaman dediğimiz gibi bir tüketici, hakkını arayan tüketici olmalıdır. Ama hakkını arayabilen tüketicinin de bir ülkede adaletin olması gerekir ki, aradığı hakka değsin. Yoksa sürekli her vatandaş bir hak aramaya girdiği zaman dosyalar yığılıyor, hukuk sistemi tıkanıyor. Burada çözüm değil, çözümsüzlük daha çok ön plana çıkmaya başlıyor.”