Garga lakabı ile yıllarca Serik’in Hasdümen Mahallesi’nde yaşayan Mustafa Öztürk’ün hikâyesi 9 yaşında çobanlık yaparken bulduğu Bizans altın paraları ile başlıyor. Mustafa Öztürk’ün üvey babasına verdiği altın paraların başka insanlar tarafından duyulduğu ve hak talep etmesine üvey babasının hayır cevabı vermesi sonrasında Jandarmanın olaya el koyarak Bizans altın paraları Antalya Müzesi’ne teslim ediyor. Öztürk, biraz büyüdükten sonra kaymakamlığa giderek ikramiye verilmesini talep ediyor ve olumsuz cevap alıyor. Yıllarca Antalya Müzesi’nde sergilenen Bizans altın paralara hasret olan Mustafa Öztürk, tam ziyaret edeceği zaman vefat ediyor.
BİZANS ALTINLARINA HASRET GİTTİ
Mustafa Öztürk’ün hayatına hakim olan Nihat Toklu, Bizans altınlarına hasret bir şekilde vefat ettiğini belirterek, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Mustafa Öztürk, Antalya’nın Serik ilçesinin Hasdümen Mahallesi’nde yaşamıştır. Mustafa Öztürk’ün garga lakabı ile bilinirdi. Lakabından da gocunmazdı. Mustafa Öztürk, 1940’lı yılların başında 9-10 yaşlarındayken köyünde oğlak güderek çobanlık yapıyor. O zamanlar kendisinden küçük kız kardeşi bir küp buluyor. Bu küp tarihi bir yerleşim yerinde bulunuyor. Kız kardeşi bulduğu küpü abisi Mustafa amcaya veriyor.
Tam atacakları zaman Mustafa küpü derede yıkıyor ve içinden 57 adet Bizans altın para çıkıyor. Bunu başka bir çoban kız çocuğu görünce de çocuk aklı buna da 3-5 tanesini veriyor. Kalanını da Mustafa amca üvey babasına teslim ediyor. Altın verdiği çoban kız çocuğunun babası devamı olduğunu anlayınca Mustafa amcanın üvey babasına altınları bölüşmek istediğini söylüyor. Üvey baba yok diyor olanın yarısını zaten size verdim dese de inanmıyor ve araya simsar giriyor. Bu sefer kaçakçılık yapan bir kişi devreye giriyor ve bu kişi de altın paraları paylaşmak istiyor. Kabul etmeyince de Jandarmaya haber veriyorlar ve 57 Bizans altın paralarının hepsini bulup Antalya Müzesi’ne Jandarma tarafından teslim ediliyor.
95 YAŞINDA VEFAT ETTİ
Antalya müzesinde bu yakın zamana kadar Hasdümen hazinesi olarak sergileniyordu. Mustafa amca tabii ileriki yıllarda aklı başına gelince kaymakamlığa başvuru yapıyor. Ben bu altınları buldum, temizledim ve babama verdim. Sonra bu tarz olaylar oldu diyor ve ikramiye verilmesini talep ediyor. Kaymakamlık soruşturma başlatıyor ve sonrasında zor alım olduğu için size bir ikramiye veremeyiz deniliyor. Mustafa amca bunun hep üzüntüsünü çekiyordu. Kendisinin bir suçu olmadığından bahsediyordu. Onu bulan kişi olduğu için ikramiye verilmemesinden dolayı kırgındı ve küskünlüğü vardı. Bu hikayeyi duyduktan sonra onu Antalya Müzesi’ne götürmeyi ve altınlarını göstermek istedim. O da tabi bu habere çok heyecanlandı. Tam o sırada Mustafa amca hastalandı ve yaklaşık bir ay önce 95 yaşında vefat etti.”