Son günlerde Akdeniz açıklarında meydana gelen deprem çevre illerin yanı sıra Antalya’da da hissedildi. Üst üste meydana gelen depremler, ‘Deprem’ gerçeğini hatırlatırken Antalya’da da paniğe yol açtı. Son olarak Muğla’da yaşanan ve Antalya’nın batısını etkileyen depremin ardından Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde 4.2 büyüklüğünde ölçülen deprem yaşandı. Depremden sonra bölgede herhangi bir hasar olmadığı tespit edildi.
Yaşanan depremlerin ardından Antalya, deprem gerçeğini yeniden hatırlanırken, gözler kent genelindeki yapı envanterine çevrildi. Neredeyse her gün sallanan Antalya’da depreme hazırlık, yapı stokları ve kentsel dönüşüm çalışmaları yeniden tartışma konusu oldu. Peki Antalya depreme hazır mı?
ANTALYA’DA DEPREM KORKUSU
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İnşaat Mühendisleri Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, “Muğla açıklarında meydana gelen deprem, kentimizde de çok şiddetli bir şekilde hissedildi. Özellikle batı ilçelerimizde vatandaşlar panikle sokaklara çıktı. Görece büyük olmayan bir depremde bile bu denli endişe yaşamamamız gerekiyor.
ANTALYA’DA DEPREM İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALINIYOR MU?
Kamuoyunda sürekli depremin nerede ve ne zaman olacağı konuşuluyor; bu da toplumda büyük bir ilgi uyandırıyor” diyen Başkan Akdoğan, asıl riskin kaynağının yapılar olduğunu belirterek, “Yerin altında gerçekleşen doğal bir olayının bu kadar tartışılmasını doğru bulmuyorum. Vatandaşlar, depremin yeri ve büyüklüğüne odaklandıkları için asıl riskin kaynağı olan yapılar hakkında gerekli önlemleri almıyor” dedi.
ANTALYA’DAKİ YAPI STOĞU
Antalya’daki yapı stoğunun ciddi şekilde alarm verdiğini belirten Başkan Akdoğan, “Yıllardır uyarılarda bulunmamıza rağmen ne vatandaşta ne de karar vericilerde mevcut yapılarla ilgili yeterli bilinç oluşturabildik. Bu yapıların ya bütüncül bir yaklaşımla kentsel dönüşüm eliyle dönüştürülmesi ya da güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“ÇEŞİTLİ SIKINTILAR HÂLÂ AŞILAMADI”
Mevcut yapıların güçlendirilmesi konusunda Muratpaşa Belediyesinin adım attığını söyleyen Başkan Akdoğan, “Ancak sürecin sonuçlandırılmasında hem belediye hem de yapı denetimi açısından çeşitli sıkıntılar hâlâ aşılamadı. Güçlendirme çalışmaları tüm belediyelerce teşvik edilmeli; bu alanda devlet destekleri artırılmalı ve mevzuatta gerekli düzenlemeler yapılmalıdır” dedi.
“DEPREM KENTİMİZDE CİDDİ YIKIMLARA NEDEN OLABİLİR”
Öte yandan, bazı vatandaşların yapılarının riskli olduğunu bilmelerine rağmen, çaresizlikten bu binalarda ikamet etmeye devam ettiğini söyleyen Başkan Akdoğan, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Oysa barınma hakkı temel bir insan hakkıdır. Devletin bu konuda vatandaşa destek olması, teşvik edici mekanizmalar geliştirmesi şarttır. Antalya’da 1970’li yıllarda başlayan yoğun göçle birlikte hem imarlı hem de gecekondu tarzında ciddi bir yapılaşma oluşmuştur. Bu yapılar çoğunlukla denetimsiz inşa edilmiş ve günümüze kadar herhangi bir periyodik kontrole tabi tutulmadan ulaşmıştır. Bir yapının hâlâ ayakta olması, onun depreme dayanıklı olduğu anlamına gelmez. 6.5 – 7 büyüklüğünde çevremizdeki fay hatlarında meydana gelecek bir deprem, kentimizde ciddi yıkımlara neden olabilir.”
“ELDE SADECE DEPREM OLMASIN DİYE DUA ETMEK KALDI”
Bugün, deprem konusunda topyekûn bir seferberlik ilan edilmesi gerektiğini de belirten Başkan Akdoğan, “Bu mücadele ancak kamu ve vatandaş iş birliğiyle mümkün olabilir” diyen Başkan Akdoğan, “Deprem tehlikesi bu kadar ciddiyken, bazı kurumlarımız “Bu bina depreme dayanıklıdır” şeklinde hiçbir yasal dayanağı olmayan, düzmece bir A4 kağıdıyla iş yeri açılış ruhsatı düzenlemektedir. Ne yazık ki birçok kurumda, yapıların deprem performans analizlerini değerlendirecek yetkinlikte teknik personel bulunmamaktadır. Öyle bir durumdayız ki, nereye baksak sorunla karşılaşıyoruz. Hal böyleyken, geriye sadece ‘Deprem olmasın’ diye dua etmek kalıyor” diye konuştu.
