2025 yılı liselere geçiş sınavı (LGS) sonuçlarıyla ilgili şaibe tartışmaları büyüyor. Bu yıl sınavda tam puan alan öğrenci sayısı 719’a kadar çıkarak rekor kırarken başar sevincini gölgeleyen iddialar gündeme geldi. İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, LGS sonuçlarına ilişkin şaibe iddialarını TBMM gündemine taşımıştı. Milletvekili Çömez, LGS şaibe iddialarını gündeme taşırken Antalya’da şaibelerin olduğunu açıklamıştı.
Çömez, X hesabından yaptığı paylaşımda Antalya Kepez Mahmut Celalettin Ökten Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde 6 öğrencinin sıfır hatayla 500 tam puan aldığını duyurmuştu. Kamuoyunda tartışma yaratan şaibeler ilgili gelimeler devam ederken CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü Önünde LGS Sınavlarını protesto etmek için basın açıklaması gerçekleştirdi.
CHP Konyaaltı İlçe Başkanı Demet Gündüz, İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi Vedat Küçük katılım sağladı.
“ANTALYA’DA 20 BİN AİLEYİ İLGİLENDİRİYOR”
Eylemde açıklamalarda bulunan CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Milli Eğitim Bakanına seslendi. Yaşanan olay için açıklama bekleyen Başkan Kamacı şu şekilde konuştu:
“Bugün Türkiye'de bir milyonu aşkın kişiyi, Antalya'da ise 20 binden fazla aileyi ilgilendiren lise giriş sınavlarıyla ilgili açıklama yapmak üzere, Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer demokratik kitle örgütleri olarak Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne geldik. Biz insanlara insan gibi anlatacağız. Karşımızdakileri insan gibi göreceğiz. Başkaları gibi yukarıdan bakıp insanları küçümsemeyeceğiz.
“ÖĞRENCİMİZİN GELİŞİMİNE HİÇBİR KATKISI YOKTUR”
Değerli basın emekçileri, ne yazık ki ülkemizde her yeni gün yeni skandallara ve hukuksuzluklara uyanıyoruz. Bu yaşananlar artık gençlerimizin ve çocuklarımızın geleceğini ellerinden alan bir sisteme dönüşmüştür. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 12 Temmuz 2025 tarihinde açıklanan Liselere Geçiş Sınavı (LGS), Türkiye eğitim sisteminin derinleşen krizini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yaklaşık bir milyon öğrenci eşitsiz koşullarda sınava sokulmuş, sıralanmış ve elenmiştir. Bu sınav, çocuklarımızın gelişimini esas alan bilimsel bir araç olmaktan ziyade rekabetçi ve seçici bir yapıya sahiptir. Milyonlarca öğrencimizin gelişimine hiçbir katkısı yoktur. Bunu özellikle vurgulamak isterim.
“719 ÖĞRENCİ TAM PUAN ALDI”
AKP iktidarı yıllardır eğitimi kendi ideolojik bakış açısıyla şekillendirmeye çalışmaktadır. Artık LGS bile şaibelerle anılmaktadır. Bu yıl yapılan LGS’de tam puan alan 719 öğrenci bulunmaktadır. Bu öğrencilerin belirli kentlerde, özel okullarda ve imam hatip okullarında yoğunlaşması, eğitimdeki eşitsizliğin ve ayrımcılığın geldiği noktayı açıkça göstermektedir. Bu sadece bu yıla özgü bir durum değildir. FETÖ döneminde de benzer şekilde sınav sorularının önceden sızdırıldığına dair örnekler yaşanmıştı.
“SINAV GÜVENLİĞİNDE SORU İŞARETLERİ ORTAYA ÇIKTI”
Bunlar mı FETÖ’ye öğretti, yoksa FETÖ mü bunlardan öğrendi, bilmiyoruz. Çünkü birlikte çıkar ortaklığı yapmışlardı. Şimdi FETÖ’den aldıklarını kamuoyuna ve öğrencilere uygulamaya devam ediyorlar. LGS sonuçlarının açıklanmasının ardından sınavın güvenliğine ilişkin ciddi soru işaretleri ortaya çıkmıştır. Bazı öğrencilere aynı soruların önceden ulaştığı, belli okullarda tam puanların olağan dışı biçimde yoğunlaştığı ve bu sonuçların sosyal medyada dolaştığı iddiaları dikkat çekicidir. Bu gelişmeler, sınav güvenliğine olan kamuoyu güvenini tamamen sarsmıştır.
NAİL KAMACI’DAN MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NA SERT SORULAR
Buna rağmen Milli Eğitim Bakanlığı, kamuoyunu aydınlatmak yerine halkı tehdit eden açıklamalar yapmış, şeffaf bir araştırma ve tahkikat yerine hakaret yolunu seçmiştir. Bu durum, eğitim kadrolarının liyakat sorununu açıkça ortaya koymaktadır.
Buradan Milli Eğitim Bakanlığı’na soruyoruz:
- Sorular sınav sürecinde kimler tarafından servis edildi?
- Sınavın güvenliğini sağlamak sizin göreviniz değil mi?
- Güvenlik zafiyeti önemsiz bir detay mıdır?
Sayın Bakan daha önce “Gerizekalıya anlatır gibi anlatırım” dediği olayla ilgili 29 kişi hakkında soruşturma başlatmış, bir bilişim sorumlusunu görevden almıştır. Demek ki ortada bir şeyler var. Kendisi de artık bir şeyler olduğuna inanıyor. Bunun diğer yetkililere ulaşıp ulaşmayacağını göreceğiz. Geniş kapsamlı bir tahkikatın yapılmasında fayda görüyoruz. Belli okullarda tam puan alan öğrencilerin sayısının fazla olması, eğitim-bilim açısından uygun mudur?
“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM SİSTEMİNİ ÖZELLEŞTİRMİŞTİR.”
Toplumun beklentisi, sınava giren yaklaşık bir milyon öğrencinin ve velisinin kaygılarını giderecek, bağımsız ve şeffaf bir araştırma sürecidir. Özellikle tam puan alan öğrencilerin İmam Hatip Okullarında yoğunlaşması, şaibeyi daha da artırmıştır. Örneğin, Celalettin Ökten İmam Hatip Ortaokulu’nda 6 birinci çıkmıştır. Bu durum, eğitimin geldiği noktayı sorgulamak için yeterli bir kanıttır. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim sistemini cemaatlere ve tarikatlara ihale etmiştir. Yani özelleştirmiştir.
“EĞİTİM BİRLİKTE ÖĞRENMEYE DAYANMALIDIR.”
Değerli basın emekçileri, kurallara uygun bir sınav yapılmış olsa bile biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak çocukların yalnızca başarı ya da başarısızlıkla etiketlenmesini ciddi bir sorun olarak görüyoruz. Eğitim, yarışmaya değil dayanışmaya; rekabete değil birlikte öğrenmeye dayanmalıdır. AKP iktidarı eğitimi iki temel uygulamayla kaosa sürüklemiştir:
1. Eğitim, laik ve bilimsel özünden uzaklaştırılmış; gerici bir içerikle şekillendirilerek cumhuriyet değerlerinden koparılmıştır.
2. Kamusal bir hak olan eğitim, piyasaya açılarak eşitsizlik derinleştirilmiş; her çocuğun ulaşamadığı bir yapıya dönüştürülmüştür.
“İKTİDARI DEMOKRATİK YOLLARLA GÖNDERECEĞİZ”
Eğitim olanaklarını gençlerine ve çocuklarına yeterince sağlayamayan toplumların çağı yakalaması mümkün değildir. Sosyal devlet, her yaşta herkese yeterli, kaliteli ve parasız eğitim hizmeti sunmakla yükümlüdür. Bir ülkeyi batırmak istiyorsanız önce eğitimini, savunmasını ve gıda tarım sektörünü batırmalısınız. Şu anda Türkiye’de uygulanan sistem plansız ve çarpık bir sistemdir. Bu sistemi reddediyoruz. Artık sonu gelmiş olan bu “iktidarı” daha fazla tahribat yapmadan demokratik yollarla göndereceğiz.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, ülke her alanda yeniden inşa edilecek; eğitim alanı da Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri doğrultusunda laik, bilimsel ve çağdaş bir yapıya kavuşturulacaktır. O zamana kadar eğitim alanındaki tüm gelişmeleri velilerimizle, eğitim sendikalarıyla birlikte takip etmeye devam edeceğiz. Sorunlarına sahip çıkmayan milletler batmaya mahkumdur. Bu nedenle, yirmi bin ailenin etkilendiği bu süreçte en az iki bin ailenin burada olması gerekirdi. Siyasi partiler yol göstericidir, ancak bu konuda etkilenen her vatandaşımızı destek vermeye davet ediyorum.”
